Hasan Aksay

Hasan Aksay

Fransa politikasına fitne yakışır

Fransa politikasına fitne yakışır

“Arap Baharı” üzerine yazacaktım.

Fransa’nın huzur bozma ve fitne ekme gayreti; anlamsızlığına rağmen gündem.. Burada iki nokta önemli. a) Bu utanç, halkın geneline ait değil. Fransa başta, Batı devlet politikasına hastır. b) Olay, Batı’nın çıkar politikasını bir kere daha tanımak bakımından yararlıdır.

Batı halkları, “Derin Dünya Devleti”nin bu gibi basit çıkar oyunları içinde doğup büyüdüklerinden, bunları, “Diplomasi” zannetme ahmaklığına düşmüştür. Türkiye, yanlışı anlatabilirse, dünya siyaseti ve barışa yeni bir sayfa açılabilir.

Fitne üzerinde duracağımıza, gerçeklerle yanlışı düzeltmeliyiz. İyilik atıl kalırsa kötülük doğar. Gerçeği canlı tutmalıyız. Allah, zulüm ve yanlıştan da rahmet doğurur. Yeter ki hak yolda gayret edelim. Batı, Afrika’da cinayet işlerken tavır koyamadık. Şimdi vazifemizi hakkıyla yaparsak, inşallah hak yerini bulacak, dünya siyaseti ve barışı adalet üzerine oturtturulacaktır.

Sömürgeci dünyanın işgaline uğradığımız zaman, şehitlerimiz ve bütün hadisat şahittir ki, “Teba-yı Sadıka” deyip asırlarca barış içinde yaşadığımız Ermenilerin ihanet edenleri, işgalci düşmana kılavuzluk ve tetikçilikle dünkü komşularını katlettiler. İhanet etmeyen Ermeni’yi de öldürdüler. Tehcir, böyle zaruret oldu. Kütahya’daki 420 kişi ihanet etmedi. Tehcir de edilmedi.

Böyle bir fitne vesileyle de olsa, Batı politika ve demokrasi gerçeğinin bir kere daha açıklık kazanması, bahara yönelen İslam dünyası için rahmet olacaktır. Dünyanın dikkatini çeken bir kanun, 577 kişilik mecliste 38 oyla kanunlaşıyor. Yani, “Batı demokrasisi çıplak”.

Fransa’nın güçlü kurumu mason locasıdır. Siyasete de egemendir. Türkiye’deki başörtü zulmü nedeniyle bu locanın demokrasi anlayışını iyi biliriz. Toplanıp, Türk Mason biraderlerine, “Halkın % 80’i istese önemi yok, başörtüsüne izin vermeyin” demişlerdi. Batı demokrasileri, adil halk iktidarı değil, “Derin Devlet” iktidar sistemidir.

Batı politikası şöhret ve gücünü, propaganda imkanından alır. Çok darbe olunca, diğerlerinden ayırmak için 1789 darbesine, “Büyük Fransız İhtilali” dendi. Adına bakıp büyük zannedenler oldu. Onun için, “Bu kanun, özgürlük tarihinize yakışmadı” diyen bile var. Batı siyasi tarihi, insani değer özgürlüğü değil, köle ticareti, sömürgecilik gibi çıkar tarihidir.

Kral 14. Louis, saldırgan politikalarıyla ekonomi ve barışı tahrip etmişti. 16 Louis bunları düzeltiyordu. Darbe ona yapıldı. Darbeciler birbirine düştü. Oluk gibi kan aktı. Demokrasi değil, General Napolyon geldi. Maceracı, saldırgan, başarısız bir imparator oldu. Kendi ifadesine göre, “Akka kalesini, yani ihtiyar Cezzar Ahmet Paşa’yı aşabilseymiş, bütün Şarkı istila edecekmiş”. Netice: Kendi milleti mahkum etti. Ada zindanında öldü. Büyük imparator?

Bu ihtilalin ilk ve başarılı işi, tarihte de ilk, “Propaganda Birlikleri”. Karayı ak, akı kara gösterme işi. Bu da insani değil. Büyüklük nerede?

Fransa çoğu zaman fitneyi politika yapmıştır. “Dış politikada devletlerin çıkarı esastır” fitnesinin resmi babası Fransa Başbakanı Kardinal Richelieu’dur. “Devletin dini olmadığına göre ahlaki davranması gerekmez” demiş ve Alman Feodalitesini birleştirmemek için ne fitne gerekse yapmıştır.

38 kişilik bu fitne kanununun bir ibretlik yanı da, teklifin Cezayirli bir kadın, Valeria Bayer tarafından verilmiş olmasıdır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hasan Aksay Arşivi