Serdar Arseven

Serdar Arseven

Liseli anne ve babalar!..

Liseli anne ve babalar!..

Altı yedi yaşındaki çocuğu al, neye yaradığı belirsiz, hayata hazırlamadığı ise ayan beyan ortada olan bir “eğitim modeli”nin içinde tam 12 yıl tut.

“Mecburi eğitim.”

Erkeklere ve kızlara...

Tam 12 yıl boyunca mecburi askerlik!..



Hafta içi okul, hafta sonu kurs, akşam ders, gündüz ders...

Bunları kaldırabilecek olanlar hatta zevkle yapanlar da var da...

Okulla uzaktan yakından alakalı olmayan bir çocuğu, -en az- 12 yıl boyunca (Hiç sınıfta kalmazsa yani!) okulda tutmanın manası ne?..

Koskoca 12 yıl!..

Hayat dediğin ne kadar ki zaten?!!



Bunları düşünüyordum ki;

Memur Sen ve Eğitim Bir Sen Genel Başkanı Sayın Ahmet Gündoğdu aradı...

Ve...

“Yazınızı okudum, 12 yıl mecburiyeti gerçekten de olmayacak iş!” dedi.

Sevindim...

Bu gecesini gündüzüne katan, seviyeli, cesur bir “dava adamı”, bu kritik dönemde yakın takipte.

Ve benim yaptığım gibi “tehlikelere” dikkat çekme gayretinde...



Uzun uzun konuştuk...

Özetleyecek olursak;

Sayın Gündoğdu’nun teklifi:

1 yıl anaokulu 4 yıl ilkokul 4 yıl ortaokul...

Bunlar mecburi.

4 yıl da lise, bu mecburi değil.

Ben “4 artı 4 olsun” demiştim; Sayın Ahmet Gündoğdu’nun teklifi buna yakın...

Benim tereddüdüm; okul öncesi eğitim –yani anaokulu- mecburi olsun mu olmasın mı noktasında...

Zira, bazı yerlerde küçücük çocuklara kötü davranıyorlar.

Eğitimde hâlâ dayak var, yıldırma var.

Geçtiğimiz günlerde, en önemli bakanlarımızdan birinin Özel Kalem Müdürlüğünü yapan arkadaşın çocuğunun bile “okulda dayak yediğini” duyunca... Korkum daha da arttı.

Öğretmenlerimizin, yardımcı öğretmenlerimizin çoğu iyidir, temizdir, şefkatlidir ama...

Böyle olmayanların sayısı da, maalesef, azımsanacak gibi değildir.



Neyse... Sayın Ahmet Gündoğdu da, 12 yıl mecburiyetine karşı çıkıyor.

Hükümet de, kendisine 12 yıl mecburiyetini telkin ve tavsiye eden çevrelerin etkisinden önemli ölçüde uzaklaşmış durumda.

Yani, 12 yıl mecburi eğitim olmayacak!..



Fıtratla çatışmanın anlamı yok; genç kızlar veya erkeklerden bazıları, lise mezunu olmadan önce de hayatına yön vermek isteyebilir!.

Bir de sınıfta kalma durumları olmuş da yaş ilerlemişse....

Buna iyice ihtiyaç duyabilir!..

Ve bu ihtiyaç ertelenemez hale gelmiş olabilir!..

Evlenmek mecburiyetinde olan bir genci, lisenin kapısına mı bağlayacaksın?!!

Sadece “O” meseleler değil, genç hayatına başka bir yolla yön vermek de isteyebilir...

Kimse, “açık lise var” filan demesin; o da herkese göre değil.

Herkesi yaşlanana kadar lise dersi çalışmaya mecbur etmek akıl alacak iş mi?..



İyisi mi fazla germeyin.

Tamam 28 Şubat uygulaması bitsin...

Kesintisiz eğitim ortadan kalksın.

Ortaokullarımız geri gelsin...

Onun için de:

Dört artı dört!..

Ya da en kötü, bir artı dört artı dört!..

Fıtratla kavga, başka olumsuzluklara yol açar ve Allah korusun okullarımızda “istenmeyen hadiseler” olur...

Hiç istenmeyen hadiseler!..

Ve hiç istenmeyen “sonuç”lar!..

KEMAL KILIÇDAROĞLU’NUN

DOKUNULMAZLIĞI?..

Hakimlere, savcılara etmediği laf, hakaret kalmadı. Yargı kararlarını etkilemek için elinden geleni ardına koymadı...

“Terör örgütü yöneticiliği” ile suçlanan malûm şahıslara kol kanat gererek, “Darbesiz ve muhtırasız bir Türkiye” isteyen bu aziz milletin talepleriyle çatıştı!..

Hayır, hiç kimse, “suç işleme” imtiyazına sahip değildir!.. Genelkurmay Başkanı veya Anamuhalefet Başkanı... Hiç kimse!..

Eski Genelkurmay Başkanı içeri atılır da, sırf dokunulmazlık zırhına sahip olduğu için “öteki”ne ayrıcalık tanınırsa, hukuk devletine itimat azalır.

O bakımdan;

Başlatılmış bulunan Hukuki Süreç tamamlanmalı ve Kemal Kılıçdaroğlu da yargılanmalıdır!..

Kemal Kılıaçdaroğlu’nun “Dokunulmazlığımı kaldırın!.. Kaldırmazsanız namertsiniz!” yollu çıkışlarından etkilenerek geri adım atmak, hukuk devletine olan inanca gölge düşürür.

Hadi!..

Önceki ve Sonraki Yazılar
Serdar Arseven Arşivi