Eski bir Genelkurmay Başkanı'nın tutuklanmasının ülkemizde önemli bir değişimi gösterdiğini daha önceki bir yazımda ifadeye çalıştım. Halbuki normal işleyen bir hukuk sisteminde insanların makamlarına ve zenginliklerine göre değerlendirilmesi ve yargı önüne çıkartılmasının özel bir yanı olmaması gerekir. Ne var ki ülkemizde bir türlü demokrasi ve hukuk devleti rayına oturtulamadığı için bugünlerde yüksek rütbeli askerlerin tutuklanıyor olması adeta bir devrim gibi algılanıyor. Buna karşılık yanlış istihbarat sonucu Uludere'de 35 vatandaşımızın öldürülmesi olayı gündemden düştü bile. Hem de olayın sorumluları hakkında ciddi bir açıklama yapılmadan hadise unutulmaya terk edildi. Söylenen olayla ilgili olarak araştırma ve incelemenin sürdüğü... Bu arada bir de Uludere Alay Komutan Vekili albayın görevden alındığı haberi medyaya yansıdı. Sanki olayın birinci dereceden sorumlu tek yetkilisi Alay Komutan Vekiliymiş gibi bir hava oluşturuldu.

Görünen o ki olayla ilgili araştırma ve inceleme daha sürecek. Sürmesine bir itirazım yok da eğer unutturulmaya çalışılacak olursa ciddi endişelerimin oluşacağını belirtmek isterim. Eğer terörle ciddi bir mücadele verilecekse bu mücadele sırasında yaşanan kazalar hususunda da toplumun bilgilendirilmesi gerektiğini düşünüyordum. Aksi halde geçmiş dönemlerde ısrarla eleştirildiğimiz konumdan ileri gidememiş oluruz.

Herne ise sanıyorum iktidar gerekli bilgilere ulaşıldığında Uludere olayının arkasında nerelerin olduğunu topluma açıklayacaktır. Çünkü bu iktidarın asli görevdir. Ayrıca terörle mücadelede başarının şartıdır. Bu arada Pentagon'dan yapılan açıklamada eski Genelkurmay Başkanı Başbuğ'un tutuklanmasına şaşırdıkları belirtilmiş. Bu şaşkınlığı anlayamadığımı, esas şaşırılması gerekenin Pentagon'un şaşırmasıdır diye düşünüyorum. Çünkü bu ülkede geçmişte yaşanan darbelerin arkasında genellikle ABD ve özellikle de Pentagon'un olduğunu bilmeyen yok. Hatta, bazı isimlerin siyasete atılmadan önce ABD'ye giderek buralardan onay aldıkları bile geçmişte medyaya yansıdı.

27 Mayıs 1960 darbesinin arkasından iktidar partisi mensupları ile tüm hükumet üyelerinin tutuklanıp içeri atıldığı ve bu arada zamanın genelkurmay başkanının da tutuklananlar arasında olduğunu hatırlarsak Pentagon o zaman niçin şaşırmamışta şimdi şaşırıyor izaha muhtaç değil mi? Kaldı ki 27 Mayıs 1960 darbesinin arkasından Başbakan ve iki bakan arkadaşının idam edilmesi karşısında benzer şaşkınlığı Pentagon'un niçin yaşamadığı sorusunun cevabı ülkemizdeki darbelerin ABD onaylı oluşuyla ilgili olabilir mi?.

Daha yakına gelir 12 Eylül 1980 darbesini hatırlayacak olursak tüm siyasi parti liderleri ile çalışma arkadaşları bir gecede toplanarak tutuklanmadı mı? O zaman Pentagon niçin benzer bir şaşkınlık açıklamasında bulunmadı? Hemen belirteyim ki tutuklamalara alkış tutanlardan, bundan gizli zevk bir alanlardan değilim. Çünkü dün ve bugün her türlü haksızlığa ve hukuksuzluğa, bana dokunmayın da ne yaparsanız yapın mantığına karşı çıkanlardanım. Ancak, geçmişte yaşanmış çok daha vahim tutuklamalar ve idamları serinkanlılıkla, sanki olağan işlermiş gibi izleyen Pentagon'un bugün gelişmeleri şaşkınlıkla izlemesi çifte standardın bir ifadesi değilse nedir? Bu arada Pentagon'dan gelen açıklamayı gazetelerinin birinci sayfasından okuyucularına duyurmaya çalışanları da anlamakta güçlük çektiğimi belirtmek isterim. Acaba, gelişmeler karşısında birileri ABD'nin eskiden olduğu gibi devreye girmesini mi bekliyorlar? Peki ülkemizdeki yenilenme ABD'nin de işine geliyorsa o zaman ne olacak?