"Takdir yüce Türk Milletinin"

"Takdir yüce Türk Milletinin"

Nihayet bu ülke, 32 yıl sonra da olsa 12 Eylül darbecilerini yargı önüne çıkarmayı başardı.
Bunu 12 Eylül 2010'da yapılan referanduma borçluyuz. Belki de bu yüzden 12 Eylül darbesinden en çok mağdur olduğunu söyleyen "sol ve CHP" bu sonuçla pek ilgilenmedi.
Ama hiç önemli değil. Türkiye yakın tehlike saydığı "darbe girişimleri" Ergenekon, İrticayla Mücadele Eylem Planı ve İnternet Andıcı'yla yargı önünde hesaplaştığı gibi, 12 Eylül'ü de yargı önüne çıkartmayı başardı. Dahası aynı hafta 2005'te Şemdinli'de herkesin gözü önünde yaşanan tezgâha da gereken cezayı verdi.
Türkiye, dünden bugüne ülkeyi darbelere sürükleyen zihniyet ve güçlerle yavaş da olsa hesaplaşıyor.
Elimde o hesaplaşmanın ibret belgesi 12 Eylül diktatörlerini yargı önüne çıkartan iddianame var. Dün gazetelerde özeti yer aldı. Satır satır okudum. Bugünü anlamak açısından çok sayıda ipucu var o iddianamede...
12 Eylül cehennemine giden yolun, "katliamlar, bombalamalar ve sağ-sol çatışmaları"yla bilinçli döşendiği açık açık anlatılıyor.
Bu süreci sadece dış güçlerin talebiyle açıklamak da doğru değil. İçerideki derin yapı gözünü kırpmadan terör yaratarak sisteme el koymaktan çekinmedi.
1 Mayıs 1977, 16 Mart, Kahramanmaraş ve Çorum katliamları, bombalamalar, sağ sol çatışmaları hepsi "darbeye zemin hazırlamak" içindi.
İddianamede dönemin iki siyasi aktörü,K. Maraş katliamıyla ilgili neler söylemiş:
Bülent Ecevit: "K.Maraş olaylarında hükümetin sorumluluğu olduğunu düşünemem. Bir hayli askeri birlik yardıma çağrılmıştı. Fakat güvenliğin sağlanmasına doyurucu katkıları olmamıştı. Geniş ölçüde pasif kalmışlardı."
Süleyman Demirel:"Askerler isteseydi anarşi ve terörü önleyebilirlerdi. Nitekim 12 Eylül günü bıçakla kesilir gibi kesildi. İdareye el koymaya kararlı oldukları için bilerek anarşinin üzerine gitmediler..."
Şimdi bu ipuçları ışığında Balyoz Planı'na, Ayışığı, Yakamoz gibi darbe girişimlerine, 2007 öncesi cumhurbaşkanlığı seçimini engellemek için yapılan saldırılara, Poyrazköy ve Zir Vadisi'ndeki silahlara ve Genelkurmay karargâhında hazırlanan planlara bakın...
Eski Cumhurbaşkanı Demirel, 12 Eylül öncesi askerlerin yaptığına ne diyor: "İdareye el koymaya kararlı oldukları için bilerek anarşinin üzerine gitmediler.."
Sanıyorum bunun hukuktaki karşılığı şu: "Terör örgütü kurmak ve yönetmek, cebir ve şiddet kullanarak TC hükümetini ortadan kaldırmaya teşebbüs etmek."
Nedense bazıları suçlamanın ikinci bölümünden yani "cebir ve şiddet kullanarak hükümeti ortadan kaldırmaya teşebbüsten" söz etmiyor. Yani darbeden... Neden etmedikleri de belli; kimseyi inandıramazlar. Çünkü herkes biliyor ki bizim çok sayıda "darbeci generalimiz" oldu ve halen de var.
Eminim Türkiye'nin 17'nci Genelkurmay Başkanı Kenan Evren de yargı önüne çıktığında aynı şeyi söyleyecek:
"Takdir yüce Türk milletinindir."

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi