“Söz uçar yazı kalır” derler. Uçacak söz sahiplerinin zaten yazıyla ve okumayla ilgisi olmazmış.

Yazıya dökülen sözler ise; “okuyacak ve idrakine varacaklar” için bir mirasmış. Miras ise; “emanet” olarak değerlendirilmeliymiş.

Maddi ve manevi olarak insana kalan her türlü mirası, “emanet” bilinciyle taşıyanlar, ebedi aleme giden yolun kutlu yolcularıymış.

İşte bu yolculara Osman Nuri Topbaş Hocaefendi, hazırladığı eserlerin ön sözünde şu selamlama ile başlıyor:

•

“Bizlere kendisine kul olma şerefini lütfeden, manevi terbiye sayesinde kemale ererek kendisine yaklaşma imkânı bahşeden, gönül dünyamızın terbiye ve tezkiyesiyle meşgul olmak üzere, Rasulullah (s.a.v.) Efendimiz’i müşfik bir muallim ve mürşid olarak bizlere ihsan eden, keremi bol Rabbimize nihayetsiz hamdü senalar olsun!

Ümmetine sonsuz bir şefkat ve merhamet hissiyle dolu olduğu için daima onların hayrını ve saadetini dileyen, onlara dünya ve ahirette Allah’a yakın olmanın yollarını gösteren Rasulullah (s.a.v.) Efendimiz’e O’nun âl ve ashabına sonsuz salât-ü selâm olsun!...”

•

Evet bu selamlamadan sonra Osman Nuri Topbaş Hocaefendi’nin kaleme aldığı ve “Erkam Yayınları”ndan çıkan eserlerden kısa kısa söz edelim.

“Abide Şahsiyetler ve Müesseseleriyle” üst başlığını taşıyan kitabın adı “Osmanlı.”

Bu eserde cihangir bir imparatorluğun cihana hükmeden sultanlarının, onlara yön veren Hakk dostlarının, âlimlerin, devlet adamlarının ve diğer mümtaz simâların bazılarını bulacak, onların örnek şahsiyetlerini sergileyen gönül âlemlerine ait satırları okuyacaksınız.

“Kâinatta, Kur’ân’da ve İnsanda” üst başlığıyla; “Sır Ve Hikmet” adını taşıyan diğer bir eser ise gönüllerini bir dergâh haline getirenlere sesleniyor ve şöyle diyor:

“Gönüllerini bir degâh haline getiren Hak dostları; kudret-i ilâhiyenin tecellileri olarak doğan güneşi, ışık huzmelerinin grupta resmettiği rengârenk tablolardaki âhengi, hayrete gark olmuş bir surette seyrederler.

Kudret akışları ve azamet tecellilerindeki ilahi sanatın zevkine ererler. Kâinat kitabının sayfalarını muhabbet akışları içerisinde çevirerek binbir sır ve hikmete meftun olurlar.”

•

Tüm insanlığa hizmeti, İslam’a hizmet olarak önceleyen eserleri şöyle sıralayalım.

“Mesnevi Bahçesi’nden Bir Testi Su.”

“Medeniyetimizin Fazilet Zirvelerinden Vakıf, İnfak, Hizmet.”

“Hüdâyi’nin Ziyafet Sofrası’ndan.”

“Bir Nasihat Binbir İbret.”

“Hazreti Muhammed Mustafa (s.a.v.) Emsalsiz Örnek Şahsiyet.”

“Gönül İkliminde Damladan Deryaya.”

“Mesnevi Bahçesi’nden İnsan Denilen Muamma.”

“Nebevi Bir Eğitim Metodu Sohbet Ve Adabı.”

“Manevi Zirvelerin Ulvi Basamağı Hizmet.”

“Asr-ı Saadet Toplumu.”

“İmandan İhsana Hak Yolculuğu.”

“Kâinat, İnsan ve Kur’an’da Tefekkür.”

•

Eserler hakkında son sözü yine kitaplardan aktaralım.

“Hak dostları ömürleri boyunca -tabiri caizse- ‘benliğe’ iptal damgası vurup; ‘hiçliğe’ varabilmenin gayreti içinde olmuşlar ve; ‘Bir kişide benlikten bir harf kalırsa, o Allah dostu olamaz’ buyurmuşlardır.

Zira Hakk’ın dergâh-ı izzetine yol bulabilmek için evvela benlik perdesini aradan kaldırmak gerekir. Bunun içindir ki ârif gönüller; ‘Sen çıkınca aradan, kalır seni yaratan’ demişlerdir.”

Bilgi için: Erkam Yayınları (0212) 671 07 00