Abdurrahman Dilipak

Abdurrahman Dilipak

Çok sayıda istihbaratçının canı yanabilir

Çok sayıda istihbaratçının canı yanabilir

Türkiye’de legal olarak 3 ayrı istihbarat örgütü var: MİT, Emniyet İstihbarat ve TSK.. TSK kendi içinde bir çok dallara ayrılıyor.. TSK içinde Jandarma İstihbaratı’nın özel bir önemi var. Onun içinde de farklı yapılanmalar söz konusu.
Bu arada Sayıştay, bakanlıklar ve Başbakanlık, Cumhurbaşkanlığı’nın soruşturma yetkisi var.
İstihbarat koordinasyonu ile ilgili yeni bir müsteşarlık kuruldu biliyorsunuz.. Bir de MGK var..
İçimiz dışımız istihbarat aslında.. Ergenekoncular herkesi fişlemiş. Herkesi istihbarat elemanı gibi kullanmışlar. Mesela milli güvenlik dersine giren bütün, emekli-muvazzaf öğretmenlerin tümü istihbarat görevi yapmış. Bunlar bile ayrı bir dava konusu olabilir aslında.. Hepsi fişleme yapmışlar..
İstihbaratın içi dışına karışmış. İç istihbarat-dış istihbarat nerede başlayıp nerede bitiyor belli değil.. Kesinlikle bu işe bir çekidüzen verilmesi gerek. Hakan Fidan sonrası bir çaba var, ama henüz bu işler ne aşamada bilmiyoruz. Çünkü dışarıya kapalı bir yapı..
Ergenekon sonrası TSK kendi içinde toparlanma çabasında, MİT yeniden yapılanmaya çalışıyor. Emniyette ise ciddi bir iç hesaplaşma süreci yaşanıyor. Burada bir de cemaat sorunu var.. İstihbarat koordinasyonu için oluşturulan müsteşarlık ne yapıyor bilmiyorum.. Ama çok başlılığın sürdüğü muhakkak.. Aslında bu dağınıklık yeniden yapılanma için bir fırsata dönüşebilir.
Savcılık soruşturmasının önü açılırsa, kontrol dışı unsurların tasfiyesi için de bir kapı aralanabilir.. Öncelikle istihbaratın içindeki İsrail, ABD, İngiltere, Almanya, Fransa bağlantı noktalarının gözden geçirilmesi gerek. Bir de bunlar resmi yapı içinde yer alan yapılar. JİTEM; BÇG gibi, kara gömlekliler gibi yapılar zaten kayıt dışı siyaset odakların. Kesinlikle bunların bir an evvel zabtu rabt altına alınması gerek.. Yoksa bugün örtersiniz, yarın aynı şey tekrar ortaya çıkar..
Bu yapılar, illegal örgütler, mafya ile yakın temas ve işbirliği içinde oldukları için, siyaset ve ekonomiyi maniple etmek için ellerinin altında kullanacakları çok sayıda kişi var.. Bu yapının kontrolünde şeyh de var fahişe de. STK temsilcisi de var gazeteci de, Hakim de var savcı da. Olmayan yok ki! Diplomatı da var akademisyeni de..
Önce Türkiye’nin bu illegal yapıdan bir an evvel kurtulması gerekir..
Bu yapıyı dağıtabilirseniz Sivas’ta ne oldu, Başbağlar’ı kim tezgahladı, gerçekleri kim nasıl çarpıttı, faili meçhullerin arkasında kim var, hepsi tek tek ortaya çıkar..
Hükümet işe MİT ve emniyetten başlamalı ve ardından jandarma bu anlamda elden geçirilmeli..
Bir defa birilerinin kulağına kar suyu kaçtı.. Eğer geç kalınacak olursa birileri çılgınca işler yapabilir. Dünün karanlık işleri içinde yer alan, şimdi emekli birileri sıranın kendilerine geleceği korkusu ile ortalığı karıştırmak isteyebilir.. Cin şişeden çıktı, bundan sonra artık her şey olabilir!
Kurt bulanık havayı severmiş. Birileri bulanık suda balık avlamak isteyebilir..
Yabancı istihbarat örgütleri ile işbirliği yapanlar da huzursuz olmalılar..
Hâlâ içeride bulunan muvazzaflar arasında da tedirginlik havası yaşayanlar vardır..
Bu işleri soruşturuyorsanız, bir gün yolunuz buraya düşecekti.
Bu yapılar içinde ırkçı, mezhepçi, cemaatçi, ideolojik, siyasi bir sürü fraksiyonlar olmalı.. Bu yapıların tasfiye edilmesi gerek.. Bu yapıların kendi içlerinde de bir hesaplaşma yaşadıkları anlaşılıyor.. Örgütler arası da bir güvensizlik, kaygı ve gizli bir rekabet söz konusu sanki..
Bir arınma hareketi kaçınılmaz gibi gözüküyor. Bunun anlamı da, bir takım istihbaratçıların canı yanacak demektir.. Bunlar kaçmadan, intihar etmeden, suç ortakları ya da kendi işleri hakkında bilgi sahibi rakiplerini infaz etmeden, birileri kendi aralarında tehdit ve şantaj yolu ile, dehşet dengesine dayalı suç ittifakına girmeden bu işlerin halledilmesi gerek..
İstihbarat savaşları tehlikelidir. Hele taraflar birbirleri aleyhine ellerindeki bilgi ve belgeleri ya da düzmece, komplo ürünü metaryelleri piyasaya sürmeye kalkarsa, meydan kirli çamaşırlarla dolar.. Bir karanlık el piyasaya girmeden devletin bu işe el atması gerek.. Bir an evvel bu işlerin hukuk içinde çözülmesi gerek. Yoksa bu durumdan kişiler ve kurumlar sanılandan çok daha fazla zarar görürler ve tabii toplum da.. Milletin iktidara güveni sarsılır..
Bu işin içinde PKK’dan Kürt sorununun çözümüne ilişkin politika farklılıklarına kadar bir sürü iş var gibi sanki.. Ve bu hesaplaşma burada bitmeyecek.. Bu yangın burada söndürülemezse, daha çok baca tutuşacak bu ateşten. Bir kere bu yönde bir adım atıldı. Şimdi süreci engellemek değil, kontrollü bir şekilde sürecin işlemesini sağlamak gerek.. Bu işin içinde Fidan’a ve iktidara yönelik, istihbarat örgütleri arası ya da dış güdümlü bir operasyon başlatılmış olsa bile, bana göre bu saatten sonra yapılması gereken bu.. Koruma refleksi, suçluluk psikolojisi gibi algılanabilir.. Politikacılar ne yaptıkları kadar yapılan şeyden ya da söylenen sözden toplumun ne anladığını da hesaba katmalı.. İşin içinde bir komplo varsa o da ortaya çıkartılmalı. Selam ve dua ile.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdurrahman Dilipak Arşivi