Abdurrahman Dilipak

Abdurrahman Dilipak

CHP’yi ve Kılıçdaroğlu’nu anlamak!

CHP’yi ve Kılıçdaroğlu’nu anlamak!

CHP cephesinden son haber: Bir delege, 18 Aralık 2010’daki kurultayın ardından Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na başvurdu. PM üyesi seçilen 16 kişinin parti üyesi olmadığı yargı kararıyla belgelendi. Öyle anlaşılıyor ki, Kılıçdaroğlu yolun sonuna geldi...

Kılıçdaroğlu çok talihsiz bir adam. Anadolu’da bu tip insanlara “Nasibsiz” derler.. İsmet Paşa’ya benziyor biraz. “Geldi İsmet gitti kısmet” derler ya, işte o hesap. Cesur gibi davranıyor ama değil. Neyi tutsa elinde kalıyor adamın..

İsmet Paşa gerçekten talihsiz bir adam. Mustafa Kemal yaşarken esamesi okunmuyordu.. O öldü, bir anda ikinci adam, oldu birinci adam. Hükmü 1946’ya kadar.. 46-50 ara dönem ve 50’den sonra, darbe sonrası dönem dışında bir daha iktidar olamadı.. Sadece kendisi değil, partisi de!

Yani topu topu 5-6 yıl gibi bir şey.. Mustafa Kemal’i eleştiremeyenler eleştiri oklarını İsmet Paşa’ya çevirdiler.. Zaten savaş yılları, adam ne yapacağını bilmiyor. Mustafa Kemal öldüğünde o biryerlerde gizleniyordu. Onu saklandığı yerden çıkarıp getirip devletin başına geçiren, daha sonra rakibi olacak olan Fevzi Paşa’dır.. Hatırlasanıza, ilk yaptığı iş, paralardan Mustafa Kemal’in resmini çıkartmak olur.. Ama halk, yeni bir Mustafa Kemal istememektedir.. İsmet Paşa geçmişin mirasını aynı şekilde sürdürmek isteyince de, halk CHP’yi tasfiye eder..

Kılıçdaroğlu ne kadar talihsiz bir adamsa, Erdoğan o kadar şanslı.. Tam birbirinin zıddı iki adam.. Erdoğan için böyle bir muhalefet lideri hem büyük bir şans, hem de şanssızlık.. Olay Erdoğan’ın şansı ile birleşince ciddi bir risk oluşturmuyor..

Kılıçdaroğlu, Ergenekon’un avukatlığına soyundu ve işte olan ortada..

Kılıçdaroğlu, Yargı’nın siyasallaşmasından söz etti, ayağına Seyfi Oktay ve Mehmet Moğoltay dolaştı.. 28 Şubat’ın brifingli yargıçlarını unutup, bu günki normalleşme sürecine karşı çıkmaya çalışınca, fırlattığı boomerang dönüp kendi kafasını yardı.

Baksanıza, kendini o makama getiren Sav ile bile ters düştü..

28 Şubat davasını açamazlar diyor şimdi. Yarın “açsınlar diye öyle söyledim” diyebilir.. Yarın Büyükanıt da Karadayı da sanık sandalyesine oturacak. Bunun lamı cimi yok.. Çevik Bir de, Çiller de, Yılmaz da..

Hani bu kadar büyük laf edeceğine, Anayasa Mahkemesi’ne gider gibi hazırlayacağı suç duyurusu dosyasını savcılığa verse ya!

Erdoğan’ın şansı Kılıçdaroğlu’nda olsa, vay halimize.. Ama neyse ki, Kılıçdaroğlu ne söylerse tam tersi çıkıyor..

Bir işin doğrusunu anlamak için Kılıçdaroğlu ne diyor ona bakın, tam tersini yapın, büyük ihtimalle böyledir. Bunun adı “7-8 Hasan Paşa” mantığıdır..

Bu açıdan baktığınızda Kılıçdaroğlu’nun görüşleri aslında büyük bir nimettir..

Sahi, Kılıçdaroğlu, neyi, kimi temsil etmektedir? Türklük, Müslümanlık, Solculuk, Demokrasi, İnsan hakları.. CHP’nin bunların hiç biri ile bir alakası yok..

Söyleyeceği belli, Laik Cumhuriyet ve Kemalizm.. Muhtemelen “Cumhuriyetçiliği” “Halkçılık” zannetmektedir! Sahi o zaman “Cumhuriyet Halk Partisi” derken ne demiş oluyorlar? Türkiye’nin Laik bir devlet olmadığı da çok açık.. Kemalizm’in tanımı konusunda parti meclisi içinde bir görüş birliği olduğunu söylemek mümkün değil..

Adamcağız bir Dersim konusuna girdi, zor çıktı işin içinden.

AK Parti ne yapıp yapıp Kılıçdaroğlu’nun daha fazla konuşmasını sağlaması gerek.. Yaptıkları bir iş yok zaten, konuşmayı da çok seviyorlar..

Bir arkadaş anlatıyor, adamın biri, eski politikacı bir iş adamı sanık olarak mahkemeye çıkıyor. Hakim bir soru başlıyor. Adam başlıyor konuşmaya, güzel de konuşuyor. Hakim sonuna kadar dinliyor, “CHP’li misiniz” diye soruyor. Adam “Evet” diyor ve ekliyor, “Ama bunu niçin sordunuz, dava ile ne ilgisi var, CHP’li olmamın”. Hakim ekliyor. “Çok güzel konuşuyorsunuz da, söylediklerinizin hiç birinin davanın konusu ve benim sorumla da ilgisi yok” diyor..

Bu fıkra da değil..

Demek ki, CHP’lilerin genel bir sorunu bu.. Konuşmayı, tartışmayı çok seviyorlar.

Bizim Arap solcular, ve bazı mollalar da öyle. Hatta bir söz var: “Araplar bir defa ittifak ettiler, o da bir daha ittifak etmemek üzere” diye.. CHP’liler de o hesap..

CHP’lilerin önünden mikrofonu eksik etmeyeceksiniz.. Sadece muhalefete karşı değil bu tavırları, birbirine karşı da acımasızdırlar.. Kendi aralarında tartışırlarken sakın araya girmeyin, sonra birlik olur size saldırırlar.. Şinasi’nin “Şair Evlenmesi”ndeki hikaye gibi.. İktidar partisine önerim, CHP ile ilişkilerde bir psikolog, bir sosyolog ve bir de pedegoga danışın önce. Daha çok birbirine karşı konuşturacaksınız, eskiyi savunsunlar, tehdit etmeye, meydan okumaya bayılıyor adamlar.. Ve bu arada siz de bol bol sabır tesbihi çekeceksiniz. Bazen sinir hapı da gerekebilir..

Selam ve dua ile..



Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdurrahman Dilipak Arşivi