Ersoy Dede

Ersoy Dede

Kemal Gürüz

Kemal Gürüz

“Eğer Ergenekon’dan haberim olsaydı ihbar ederdim” demiş ya Kemal Gürüz... Yeni ortaya çıktı biliyorsunuz; 28 Şubat’ta komutanların nasıl “tak” diye emrettiği, Gürüz’ün nasıl “şak” diye yerine getirdiği... Çevik Bir imzalı ortaöğretim başarı puanları ile ilgili emirler!.. 28 Şubat tavsiye(!) kararlarının uygulanıp uygulanmadığına dair yazışmalar... Ooof off... Bugün 28 Şubat mağdurlarının biraz da abarttığını savunanlar, dönüp o zaman kurulan tertibi biraz olsun görmeye çalışsalar fena mı olur?..

İŞTE GÜRÜZ’ÜN MACERALARI

Gitmeyin 2000 öncesi döneme kadar... Gelin Cumhuriyet Mitingleri’ne bakalım birlikte... Mesela; Ekim 2005’te Ankara’da yapılan (rektörler buluşması mıydı neydi o?) sokak gösterisine mesela... “Ordu göreve” pankartları altında Kemal Alemdaroğlu ile birlikte alkış tutmalarına ne diyeceksiniz?.. Hazır Kemal Alemdaroğlu demişken... Bana sorarsanız her siyasi hareketin içinde biraz ideoloji biraz da para vardır... Tarih bunu böyle yazar... İsterseniz çağları açıp kapatan devrimlere bakın, isterseniz apartman yöneticiliğinin el değiştirmesine... Hepsinde akçeli işler konuşulmuştur bir müddet... Kemal Gürüz dönemini de ben öyle hatırlıyorum...

YOLSUZLUK İDDİALARI

Örneğin; Kemal Alemdaroğlu hakkında çok ciddi bir suçlama vardı. Her ameliyata (neredeyse) kendisi giriyormuş gibi adını yazdırdığı, dolayısıyla da döner sermayeden o günün koşullarında aylık 110 milyar gibi bir para kazandığı iddia ediliyordu... Savcılar, Alemdaroğlu hakkındaki bu iddiayı soruşturmak için YÖK’ten izin istediler. Fakat Gürüz o izni vermedi... Biraz daha genelleştirelim isterseniz... TBMM’de, üniversitelerdeki yolsuzluk ve usulsüzlükleri araştırmak üzere bir komisyon kuruldu... Yanlış hatırlamıyorsam başında MHP’li Mustafa Gül vardı... Komisyon, İstanbul Üniversitesi Rektörü Kemal Alemdaroğlu başta olmak üzere çok sayıda rektörün yolsuzluklarını tespit etti ve bunların Kemal Gürüz tarafından korunduğunu raporlaştırdı. Bütün bu yasadışı işlerle ilgili iddialar için savcılara 7 ayrı suç duyurusu gitti... Bu defa koruma görevi hükümetteydi... Zira; DSP’li Millî Eğitim Bakanı Metin Bostancıoğlu, Gürüz’ün yargılanmasına izin vermedi. Dolayısıyla ideolojik ya da siyasi meseleler, Gürüz ve bağlantılı dosyalar masaya yatırıldığında tâli kalabilir gibi geliyor bana... Bakın bir Kemal Gürüz’den nereye geldik?.. Önce Alemdaroğlu, peşinden de Metin Bostancıoğlu...

1 NUMARA

Şimdi sıra geldi 1 Numara’ya... Aman bir yanlış anlamaya sebebiyet vermeyelim. Biz Nazlı Ilıcak ya da Şamil Tayyar gibi hayalî 1 numaralar peşinde değiliz. Sistemdeki atama ve görevlendirme mevzuatı bakımından 1 numaradan söz ediyorum. Kemal Gürüz’ü o koltuğa getiren adamdan... Mehmet Sağlam, DYP’den politikaya atılmak üzere YÖK Başkanlığı görevini bırakırken Süleyman Demirel’e vedalaşmaya gider. Konuşmanın sonunda Sağlam, Demirel’e; “Aman efendim, Gürüz dışında 60 küsur rektörümüz var, kimi atarsanız atayayım sistem bina ettiğimiz şekilde sorunsuz işler” der... Demirel ise; o 60 küsur rektör içinden, tek istenmeyen ismi, Gürüz’ü görevlendirir... 1999’da görev süresi sona erdiğinde ise aslında değiştirilecektir. Ama bir gizli mesaj Demirel’in Gürüz’e ikinci kez görev vermesini zorunlu kılar... Bu gizli mesajı da sanıyorum, bir - iki gün içinde öğreneceğiz...

GÜRÜZ NEDEN ÖNEMLİ?

Demirel ile Gürüz arasındaki ilişkinin kaynağını merak edenlere ise bir ipucu... Süleyman Bey, zaman zaman reddetse de çeşitli kaynaklar Mason olduğunu belgeliyor... Hatta Sn. Demirel, “Mason olmadığına dair” Loca’dan belge bile çıkardı. Ama bir yerlerden de onun Mason olduğuna dair belgeler sızdı... Sonraları zaten Mason olmak utanılacak bir şey olmaktan çıktı... Masonlar, (Zeki Alasya gibi) gururla çıkıp Mason olduklarını açıklamaya başladılar... Bu kavgalar da son buldu... Kemal Gürüz ise kendi tabiri ile söylemek gerekirse bir “sosyolojik Müslüman”...

AMERİKANCI KEMAL GÜRÜZ

Bu arada Kemal Gürüz kendini “Amerikancı” olarak tanımlamıştı bir röportajında... (Sanıyorum Ahmet Hakan’a verdiği bir mülakattı.) Ama aynı Gürüz, yine Ahmet Hakan’ın bu defa Kanal 7’de yayınlanan bir programında akademisyen Tahir Hatipoğlu ve Hakan’a tazminat davası açmıştı... Zira o programda da Prof. Hatipoğlu, Gürüz için “Amerikancı” demişti... Sanıyorum 9 bin TL gibi bir tazminat ödendi o vakit Gürüz’e... Yani bir dönem kendisine söylenmesini suç saydığı bir sıfatı bir dönem sonra gururla taşıyabildi... Kalın sağlıcakla...

Önceki ve Sonraki Yazılar
Ersoy Dede Arşivi