Kenan Alpay

Kenan Alpay

İyi: Erbakan, Kötü: Erdoğan, Çirkin: Siyaset

İyi: Erbakan, Kötü: Erdoğan, Çirkin: Siyaset

Esnafı 28 Şubat süreci hem Türkiye’deki Kemalist darbe geleneğine dair iyi bir çözümleme imkânı sunmaktadır bizlere hem de darbelere karşı rol kesen kimi siyasetçilerin ne kadar tutarlı ve samimi olduklarını anlama fırsatı.

28 Şubat’ın 15. yıldönümünde darbe sürecinin aktörleri, işbirlikçileri ‘tam siper’ yatıştaydı. Sahiplenme veya meşruiyetini, faydalarını izah etme anlamında kafasını kaldıran, sesini çıkaran göremedik.

Siyaset sahnesinde neler oluyor acaba? Siyasi liderler nasıl gördüler, nasıl andılar 28 Şubat’ı? Açıkça darbeci askerleri, darbenin muharrik gücü Kemalizmi lanetleyen siyasetçi görmek nasip olur mu bu halka?

Tasfiye Edilmişse Kahraman, Direniyorsa!..

28 Şubat darbe süreciyle hesaplaşmak adına CHP, MHP ve BDP’nin liderleri tarafından sarf edilen sözlere bir bakalım. CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu şöyle söylüyordu: “Recep Tayyip Erdoğan 28 Şubat nedeniyle konuşmuş, mağdur olduğunu söylemiş. İnandınız mı? 28 Şubat’ta mağdur olan varsa o da Rahmetli Erbakan’dır. Ona karşı yapıldı 28 Şubat. Sen ne yaptın? Erbakan’ı sırtından hançerledin. Erbakan’dan helallik aldın mı sen onu söyle. 28 Şubat sen başbakan olasın, diye yapıldı. Hakkını verelim, Rahmetli Erbakan milliciydi. Kendi ülkesinin çıkarlarını savunurdu. Sen ise kendi ülkenin çıkarlarını pazarlayan birisin.”

Madem Erbakan milliciydi de neden ona karşı yapılan darbeyi sahiplendiniz? Madem Erdoğan gayrı-milliciydi de neden onu iktidara getirmek için tertiplenen 28 Şubat sürecinin arkasında kapı gibi durdunuz?

MHP lideri Devlet Bahçeli’nin 28 Şubat kritiği Kılıçdaroğlu’yla neredeyse birebir aynı. Bakın şu cümleler de ona ait: “AKP zihniyeti bu karanlık dönemde yeşermiş ve bin yıl süreceği iddia olunan bu süreçten siyasetin kundağına düşmüştür. Olan maalesef rahmetle andığımız merhum Necmettin Erbakan Bey ve arkadaşlarına olmuştur. Sıkıntıyı onlar çekmiş, siyasetten onlar yasaklanmış, hükümetten onlar uzaklaştırılmıştır. Ve elbette AKP’ye gün doğmuş, başta Başbakan olmak üzere, Milli Görüş gömleğini çıkaranlar sözde mazlum görüntüleriyle demokrasi dışı temas ve dayatmalardan ziyadesiyle kazançlı çıkmışlardır. AKP’nin bir 28 Şubat yapımı, klasiği, sürümü ve imalatı olduğu şüpheye yer bırakmayacak kadar net ve berraktır.”

Başta Devlet Bahçeli olmak üzere MHP’den herhangi bir ismin 28 Şubat darbe sürecine karşı çıktıklarını, RP ve FP’nin kapatılmasına itiraz edildiğini, darbeye zemin hazırlayan yasal ve fiili araçların ortadan kaldırılması için girişimde bulunulduğunu işiten var mı?

BDP lideri Selahattin Demirtaş’ın dile getirdiği kıyas ise Kılıçdaroğlu ve Bahçeli’yle ne kadar da paralel seyrediyor: “28 Şubat sadece milli görüşe ve rahmetli Erbakan’a yapılmış darbe değildir. Toplumun tümünü dizayn etme, muhalefeti sindirme darbesidir. Bir Başbakanı indirme gibi bir basit nedeni yoktur. ‘28 Şubat 10 yıl bile sürmedi’ diyenlere şaşıp kalıyorum. O dönemin iktidarı ve o koltukta oturan rahmetli Erbakan, beğenin veya beğenmeyin bir mücadele sürdürmüştür. 2002’de iktidara gelenler darbeyle yüzleşmek için ne yaptı? O çizgiyi inkar eden sizsiniz. ‘Biz milli görüş gömleğini çıkardık’ diyen sizdiniz. Darbenin amacı buydu zaten. Siz de bu tasfiyeye hizmet ettiniz. 28 Şubat’ın çocuğu olarak 2002’de iktidara geldiniz.”

Erdoğan’ın suçu, kabahati Erbakan-Milli Görüş çizgisinden kopması idiyse, Erdoğan ve AK Parti 28 Şubat sürecinin çocuğu olarak iktidara getirildiyse bu Ergenekon, Balyoz, İnternet Andıcı, Askeri Casusluk davaları, 12 Eylül ve 28 Şubat soruşturmaları da neyin nesi oluyor?

Erbakan’a ‘ihanet’ eden Erdoğan şimdi de 28 Şubatçılara mı ‘ihanet’ etmektedir yoksa? CHP, MHP ve BDP liderlerinin 28 Şubat analizinden benim anladığım bu. Yanılmıyorsam “İyi, Kötü, Çirkin” filminin tipik bir Ankara uyarlamasını izlemekteyiz. Başka bir şey anlayan varsa beri gelsin!

Türkçüsü, Kürtçüsü, Atatürkçüsü statükoyu devam ettirmek ve AK Parti iktidarını yıpratmak adına dört partisi kapatılmış, siyasetten men edilmiş, hapsedilmiş, sürgün edilmiş ve psikolojik harekâtlarla yıpratılmış merhum Erbakan’ı “rahmetle ve minnetle” anarak siyaseten ne kadar üretken, dürüst ve tutarlı olduklarını göstermektedirler.

Bir düşünelim; 28 Şubat sürecinde Erbakan’ı iktidardan düşüremeseydiler bugünün siyaset esnafı onu böyle hayırla yâd eder miydi?





Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Kenan Alpay Arşivi