Abdurrahman Dilipak

Abdurrahman Dilipak

Anayasa için siyasi mutabakat şart midur!

Anayasa için siyasi mutabakat şart midur!

Tamam! Anlaşıldı, “uzlaşma konusu tek bir konuda uzlaştı, uzlaşmamak üzere”.. Tebrikler, aferin..

Ey milletin vekilleri, o zaman siz de liderinizin, grubunuzun gözüne bakmayı bırakın, yüzünüzü Hakk’a ve halka çevirin.. Zaten anayasa konusunda grub kararı alınamıyor madem, o zaman bu yemininize sadık kalın ve kararınızı vicdanınıza danışın.

Bu iş artık daha fazla sürüncemede kalmamalı.. Meclis yapamıyorsa millet yapar.. İktidar “birlikte yapalım” diyor, muhalefet burun kıvırıyor. CHP 2 kongre yaptı, bu konuyu gündeme bile almadı..

İsterseniz, tek maddelik bir anayasa değişikliği ile bu işi çözebilirsiniz.. 12 Eylül anayasasının geçersiz olduğunu, mevcut ve yasaların yürürlükte olduğunu, anayasaya gönderme yapan düzenlemelerin parlamentonun nitelikçi çoğunluğuna referans vererek yoluna devam edeceğini bildiren bir maddeyi kabul edersiniz sorun çözülür. Anayasanın 90. Maddesini yasa hükmü haline getirin, zaten birçok temel hak ve hürriyet, uluslararası sözleşmelerle güvence altına alınmış..

O zaman istediğiniz zaman yaparsanız anayasayı.. Anayasasız da olur. Şart mı bir anayasa..

Ya da millet ve Meclisler birlikte yapsın.. Referandum yasasında bir değişiklik yapalım. İki dereceli bir seçimle yapalım bu anayasa değişikliğini.. Seçmene soralım, bu anayasa değişsin mi, değişmesin mi? Değişsin diyenler değişimi oylayacak, mesela 1000 kişide bir kişi hesabıyla 75.000 kişi seçsinler.. Bunlar da il bazında ya da nüfusu 100.000’den fazla ilçelerde 3-500 kişilik meclisler oluştursunlar. Olması gereken anayasa değişikliğini bölüm bölüm tartışsınlar ve mesela 3 alternatif teklif hazırlasınlar. Bunlar, tekrar 750 kişilik ulusal seçiciler konseyinde teklif edilsin ve oylansın. Üzerinde uzlaşılan bu bir ya da üç görüşle birlikte, TBMM’de grubu bulunan partilerin tek ya da ayrı görüşleri, seçmeli olarak, tıpkı üniversite sınavında olduğu gibi, alternatif önerilerin yer aldığı bir kitapçık yanında, çoktan seçmeli elektronik okumaya uygun bir formatta, seçiciler kurulu tarafından doldurularak seçim kuruluna teslim edilsin ve elektronik olarak okunacak bu kağıtlarda en çok oy alan maddeler anayasa maddesi haline gelsin.

Halk etkin olarak bu sürece katılsın.. Aslında burada sonuç kadar süreç de önemli.

Bu süreci engelleyen kim ya da hangi parti ise, halk da onu bilsin..

Bu konuda milletvekillerini bireysel davranmaya çağıralım..

İsteyen genel başkan, kendisi de açıkça bu sürece destek verir.

Bu işi hangi sebeble olursa olsun, Meclis yapamayacaksa, bırakın millet yapsın o zaman.

Zaten işin doğrusu da bu.. Bu iş bir toplumsal sözleşmeye dönüşsün istiyoruz. Halk devleti tanımlar ve siyasete bir çerçeve çizer. Kendi yaptığı anayasaya da sahip çıkar.. Herkes de derdini halka anlatır bu vesile ile. Kimsenin de itirazı olmaz bu takdirde. İtiraz edenler de ciddiye alınmaz. Kendini halka anlatamamışsın, ya da halk senin iddianı doğru bulmamış. Bu da senin sorunun.

Zaten anayasa dediğin kutsal bir metin değil. Yarın git millete anlat derdini, yine değişsin.. Ama bu işin patronunun millet olduğunu görelim.. Kimse genel başkanının arkasına saklanmasın.

Biz “militarizmden kurtulalım” diyoruz partiler, grublar emir komuta zinciri içinde hareket ediyor. Bu militarizmin sivil kıyafet giydirilmiş şeklidir.. Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Sedat Laçiner, “Parti mutabakatı aramayınız. Meclis’te parti mutabakatı arayarak, orta yol bulunarak doğru yolu bulmak mümkün değil” diyor. Haksız da değil. Hukukun, adaletin orta yolu mu olur? Önemli olan hukuk değil mi, adalet değil mi? Uygulama değil, istikameti belirlemeyecek miyiz? Mesele en iyi anayasa metnini yazmak değil.. Halkın haklarını bilmesi ve ona sahip çıkması. Onun için bu sürece halkın etkin olarak katılması önemli. Tek başına partiler arası mutabakatla bu işin çabucak halledilmiş olması yeterli değil. Bu iş basit bir siyasi mutabakata kurban edilerek geçiştirilecek değildir.. Toplumun rahminde oluşan bir bebekten söz ediyoruz ve bu doğum sancılı olacaktır.. Sancısız bir doğum ölü doğmuş bir bebeğe benzeyebilir.. Ve sonunda biz bu işi başaracağız.. Tek Parti döneminin anlayışının ürünü olan “devletin milleti” değil, doğrusu, “milletin devleti”ni yeniden inşa edeceğiz, birileri bunu engellemeye çalışsa da, istemese de.. Anayasa için siyasi mutabakat sağlanamasa da milli mutabakat mevcut!

Bu arada, süreci yakından izleyelim, süreci engellemeye ya da saptırmaya çalışanlara, milli iradeye ipotek koyma çabasındaki çevrelere, ülkeyi militarizme, çetelere teslim etmeye çalışanlara, dahili ve harici bedhahların gönüllü avukatlığına soyunanlara, önümüzdeki seçimlerde oy yok!

Selâm ve dua ile.



Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdurrahman Dilipak Arşivi