Hüseyin Öztürk

Hüseyin Öztürk

Eyüp Sultan’ın kabri

Eyüp Sultan’ın kabri

“Eyüp Sultan Hz.lerinin kabri, İstabul’un fethi sırasında mı yoksa fetihten sonra mı bulundu? Soruya cevap vermeden önce şunu söyleyelim.

İlgili filmde Eyüp Sultan Hz.lerinin kabrinin bulunuşu, Akşemseddin ve Eyüp Sultan Hz.lerinin şahsı manevilerine önem verilerek anlatılmalıydı.

Yanlış bilgi vermek bir yana Akşemseddin karakteriyle hazrete zaten başlı başına haksızlık edilmiş.

Bütün Hıristiyan ve Müslüman tarihçiler bilirler ki, adı üstünde Akşemseddin Hz.leri “Köse Sultan’dır,” kucak dolduran sakalı yoktur, ayrıca mikrobu bulan ilk tıpçı ve son derece ağır başlı bir Allah velisidir.

Eyüp Sultan Hz.lerinin kabri, filmdeki gibi “fetih öncesi değil, sonrası bulunmuştur.” Resmi kaynaklarda hadise şöyle anlatılır.

¥

“Eyüp Sultan Hz.lerinin kabri, Bizanslılar döneminde yüzyıllarca varlığını korumuş ve ziyaret mahalli olarak kullanılmıştır.

Yağmur dualarının yapıldığı ve bazı hastalıkların şifası için müracaat edilen bir mekân olmuştur.

Asırlar sonra kabir ortadan kaybolmuş, ancak bulunduğu muhit ziyaret mahalli olmaya devam etmiştir.

İstanbul’un fethinden kısa bir süre önce vefat eden tarihçi Bedrüddin Ayni (855/1450) fetih öncesi, Bizanslıların türbenin bulunduğu muhiti hâlâ ziyarete devam ettiklerini ve kıtlık zamanlarında burada yağmur duası yaptıklarını belirtmiştir.

¥

Sultan Fatih, Eyüp Sultan Hz.lerinin kabrinin yerini merak etmiş, ancak kuşatma ile ilgilendiği için araştırma fırsatı bulamamıştır.

Fethin gerçekleşmesinden hemen sonra durumu hocası Akşemseddin Hz.lerine açmış ve Eba Eyyüp El- Ensari Hz.lerinin kabrinin nerede olabileceğini sormuştur.

Akşemseddin Hz.leri Eyüp Sultan Hz.lerinin kabrini, keşf ve ilham yoluyla tayin ve tespit ettikten sonra kabrin baş ve ayak uçlarına iki çınar fidanı dikerek yerini belirlemiştir.

Akşemseddin Hz.lerinin yaptığı tespitin doğru olup olmadığı, Fatih Sultan Mehmet dahil birçok kimse için merak konusu olmuştur.

Sultan, bu noktadaki merakını gidermek için bir gece kabrin yerini gösteren çınar fidanlarını yerinden söktürüp, kıble tarafında farklı bir yere diktirmiştir.

Sonrada kabrin üzerine türbe yaptıracağını söyleyerek, hocasının gelip yeri kontrol etmesi için Akşemseddin Hz.lerine haber göndermiştir.

Akşemseddin Hz.leri gelir gelmez, çınar fidanlarının dikili olduğu yere hiç bakmamış, doğrudan önceden tayin ve tespit ettiği yere gidip aynı noktayı işaret etmiştir.

Böylece kabrin orada olduğuna kesin olarak hükmedilerek üzerine türbe yapılmıştır.

¥

Fatih Sultan Mehmet’in, kabrin baş ve ayak uçlarından söktürüp kıble tarafına diktirdiği iki çınar fidanı aynen yerinde kalmıştır.

Bugün Eyüp Sultan Camii’nin iç avlusunda bulunan demir parmaklığın ortasındaki çınarın Akşemseddin Hz.leri tarafından dikilip yeri değiştirilen iki çınardan biri olduğu söylenir.

Diğerinin de 1910-1915 yıllarına kadar ayakta kaldığı, ancak yaşlılığı sebebiyle kuruduğu ve yıkıldığı söylenmektedir.”

Kısacası; tarihini bilmeyenler, doğru tarihlerini ve yazanlarını anlamazlar.




Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hüseyin Öztürk Arşivi