Serdar Arseven

Serdar Arseven

Orman yangınlarını “RUS” söndürmesin, “BİZ” sönd

Orman yangınlarını “RUS” söndürmesin, “BİZ” sönd

Bir Kastamonulu olarak bir yerinde “Orman”ın geçtiği bütün metinleri dikkatle okumaya çalışıyorum.

Yüzölçümünün aşağı yukarı dörtte birini “Orman”ların oluşturduğu bir beldenin mensubuysanız, böyle bir hassasiyet de gelişiyor haliyle.

Hiç unutmam; beş yıl kadar önce tam da bizim köyün oralarda büyükçe bir orman yangını meydana gelmişti.

Belediye’nin yangın söndürme imkanları son derece sınırlıydı, çevre itfaiyelerin de gelmesi hayli zaman aldığından kayıp fazla olmuştu.

Biz de o öfkeyle iyice bir sarılmıştık kaleme!..

Bugün...

Benzeri bir konu düştü önüme; ilgili makamlar “Orman” yangınları ile daha etkin bir mücadele için bir “Yangın Söndürme Uçağı Kiralama” seferberliği başlatmış.

Ziyadesiyle sevinmiştim ki...

Dosyanın ilerleyen bölümlerine göz atınca, duygularım karıştı.

“Ah güzelim ormanlarım, gitti gider!” endişesine kapıldım.

İşin “Rus”ların tapon helikopterlerine kaydırıldığına ve bu alanda bir “takım” olumsuzlukların vuku bulduğuna dair iddialar kafamı iyice bulandırdı.

Biraz araştırdım;

İşin altından, bürokraside hâlâ etkinliğini olanca ağırlığı ile sürdüren “Ergenekoncu” takımı çıktı.

Bunlar malûm; bir yandan “Vatan, millet, sakarya” derler, diğer yandan da, “Tel Aviv”inden “Kandil”ine kadar ne kadar “Şer odağı” varsa bağlılık ilişkisi kurarlar.

Bu ilişkiler ortaya çıktığında da,

“Şey, aslında gazetecilik yapıyorduk, araştırma yapıyorduk, ülke menfaatleri için oradaydık” filan derler.

Efendim;

Gelelim “Orman”a:

Üzerinde çalıştığımız dosyaya göre...

Bu “ulusalcı” takımın, “Orman” işleriyle meşgul bürokratlarından biri; A.B.

Baktım; bu A.B., “yangın”larımızı söndürme kapasite ve imkanı sıfır olan, “Rus” işi birtakım “yapılanmalar” için kulis yürütmekte.

Bir de, “Ergenekoncu Bürokrasi”nin ağır toplarından, eski muvazzaf H.H.G. var; o da meselenin bir tarafında.

Bunlar; işlerine geldiğinde “Rus”çu gelmediğinde “Amerikancı” ya...

Şimdilerde, “Rus” taraflarına çalışmaktalar.

Ben dedim ki;

“Ne Amerika, ne Rusya, ne AB...”

Varsa yoksa milli sermaye!..

Araştırdım; yangın söndürme işlerine “Müdahale” açısından, yurtdışına tek ruble veya cent aktarmaya gerek yok.

Bu işin en iyisini, “yerli teknoloji” ile “yerli imkanlarla” yapabiliyoruz.

Sayın Başbakanlar Necmettin Erbakan ve Recep Tayyip Erdoğan’ın “Yerli Otomobil” vizyonları ile ortaya koydukları atılımlara paralel olarak, bu yangın söndürme uçağı alanını da tamamen “milli sermaye”, “milli üretim” ile götürebiliyoruz.

Bunlar bizim; yerli, tamamen milli.

Yeter ki, kendi sanayicimize, kendi mühendisimize, kendi kurumlarımıza, kendi ruhumuza güvende bir eksikliğimiz olmasın.

Ve yeter ki bir taraflardan, “Rus”, “ABD”, “İsrail” ya da “İran”lı unsurlar devreye girmesin.

“Yeniden Büyük Türkiye” vizyonuna uygun adımların hızla atıldığı bu dönemde, yangın söndürme işlerini biz...

Evet biz, tamamen “milli kaynaklarımızla” halledebilecek durumdayız.

Hem de...

Ağır aksak “Rus” teknolojisine zerre ihtiyaç duymadan, halledebilecek durumdayız.

Taaa “İsrail”deki yangına kısa sürede müdahale ederek söndürme işlemini gerçekleştiren Türk uçak gücü, buna hazır.

Ha bu arada, bu “Rus” işi öyle görünüyor ki, Kamu İhale Kurumu’na (KİK) da gidecek.

Öğrendiğimiz o ki; oraya da birtakım ziyaretler vâki oldu.

KİK, geçtiğimiz haftalarda son derece olumsuz işlerle gündeme gelmişti, malûm.

Neyse ki, Sayın Başbakan ve ekibi duruma hızla müdahale etti ve oradaki “olumsuz” unsurlar büyük ölçüde ayıklandı.

Birtakım “Ergenekoncu” bürokratlar bugünlerde, KİK taraflarında bolca boy göstermekte.

Arkadaş, ben onu bunu bilmem...

Rahmetli Erbakan Hoca ile Sayın Erdoğan’ın “Yeniden Büyük Türkiye” ve “Hedef 2023” vizyonlarına uygun olarak, “yerliye itibar”ın peşindeyim.

Ne bu kardeşim; içimiz dışımız ya Rus, ya Çin, ya Hint, ya Amerikan, Fransız malı oldu.

Ormanlarımızı söndüremeyecek kadar “aciz” bir “Millet” değiliz biz.

Biz Büyük Türkiye’yiz.

Büyük Türkiye.

Herkes, bunun farkına varsın artık!..

AY YILDIZ MESELESİ

“Ay yıldızlı halı” tartışmasına bugünkü yazımızda gireceğimizi belirtmiştik.

Arkadaşlar, “Grup toplantılarının olduğu salı günü için yazsan daha iyi olur!” deyince fikir değiştirdik.

Kısmetse salı günü.

Bakarsınız Meclis Başkanımız Sayın Cemil Çiçek, o güne kadar, -kendisinin hiçbir şekilde sorumlu olmadığı- geçmiş dönemlerden kalma bu uygulamaya ilişkin “güzel” bir adım atmış olur.





Önceki ve Sonraki Yazılar
Serdar Arseven Arşivi