Fatih Uğurlu

Fatih Uğurlu

Hukuk, Nur Serter’e de işliyor mu?

Hukuk, Nur Serter’e de işliyor mu?

İkna odalarının mucidi, ünlü demokrat ve kadın hakları savunucusu(!) CHP İstanbul Milletvekili Nur Serter Hanımefendi çok önemli bir sırrı deşifre ediyor. Efendim olay gerçekten önemli. Bildiğiniz gibi yeni eğitim sistemi komisyonda görüşüldü. Hani şu meşhuur bant tankı fırlatılan ve komisyonun AK Partili Başkanı Nabi Avcı’nın kılpayı yaralanmaktan kurtulduğu toplantı var ya; Sayın Nur Serter Hanımefendi, orada AK-Partili üye Fikri Işık’ın çok önemli bir teklifle geldiğini açıklıyor. Hani bir an Serter’in doğru söylediğini varsaysak TV’de onunla konuşan kadın programcı çok dehşetengiz bir konu imiş gibi irkilerek konuşuyor. Sır açıklanınca biz de ekran başışnda irkiliyoruz, tabii Nur Serter ve spiker adına. Efendim, AK Partili Fikri Işık, Serter’e çocukların hafızlık yaşının 9-11 arası olduğunu ve bunu sağlamak için de kendilerinden yardım istediklerini söylüyor. Birden şaşırıyorum. Bu Fikri Işık, Nur Serter’in sahte nurcu olduğundan bihaber mi, ondan nasıl böyle rahmani bir konuda yardım ister, CHP’nin dinle sorumlu olduğunu acaba bilmiyor mu?

Bir yandan da “Bir ............... size bi haber getirirse inanmayın, mutlaka araştırın” emri ile Fikri Işık’a nasıl ulaşacağımı düşünürken birden kanalın programcısı “Şimdi Ankara’ya bağlanıp, Fikri Işık’tan işin aslını öğreneceğiz” diyerek, Ankara stüdyosuna bağlanıyor. O zaman rahatlıyorum. Şimdi gerçek yayıncılık ilkesi devreye giriyor. Ve AK Partili komisyon üyesi Fikri Işık konuşmaya başlıyor. Anlıyoruz ki olay sahte nurcu Serter’in söylediği gibi hiç değil! CHP’li üyeler, komisyon başkanına Pazartesi gününe kadar çalışmalara ara vermeyi teklif etmişler. Zira Pazartesi günü CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu dini eğitimle ilgili bir rapor yaçıklayacakmış. Bu teklife Fikri Işık şu cevabı veriyor: “Çalışmalara ara vermek mümkün değil. Yalnız sizden bir ricamız var, madem dini eğitimle ilgili bir çalışma yapıyorsunuz, Sayın Genel Başkanınıza söyleyin, çocukların hafızlık eğitimi konusunu da bu rapora dahil etsin. Bu konuda müsbet şeyler yapmak CHP’ye de halkın ilgisini ve sevgisini artırır.”

Ve Fikri Işık, “Bizim değil, ama CHP’nin halk nezdinde sıkıntılı bir durumu vardı ve bu hafızlık meselesi onlar için bir fırsattı, Sayın Serter böyle bir olayı çarpıtarak kamuoyuna bizim hafızlık konusunda onlardan yardım istediğimiz gibi hiç olmayan bir konuyu gündeme taşımıştır. Olayın aslı benim anlattığı gibidir.”

Biz boşuna sahte nurcu demiyoruz. Aynı söyleşiden bir sahtekarlık daha! Programcı soruyor:

“Sayın Serter, ikna odalarındaki görüntü ve konuşmaların bantları sizde imiş, onları yetkililere verecek misiniz?

Hanımefendi pişkin pişkin cevap veriyor:

- Üzerinden 15 yıl geçti, bantlar birbirine yapışmış ve bozulmuş, atacağız.

Utanmazlığa bakınız, devletin arşiv belgeleri Nur Serter’in evinde duruyor ve onun keyfine göre bozuluyor ya da bozuldu deniyor. Biz işin burasında savcıları göreve çağırıyoruz. Devletin arşiv belgelerini evine götüren ve 15 yıl gizleyen bir memura nasıl dava açılır, açın da görelim hukukun nasıl bir şey olduğunu. Hukuk sadece Dursun Çiçek için mi var, Nur Serter’e de işliyor mu?



Samanyolu TV kameraları buraya giremez!

Samanyolu TV’de bir naklen yayın olayında hiç beklemediğimiz bir tuhaflıkla sarsılıyorum. Spiker, Ankara’ya bağlanıyor ve muhabirle başlıyor konuşma:

- Sayın seyirciler, Afganistan’dan Ankara’ya gelen 12 şehidimizle ilgili yayını bir sokaktan yapmak zorunda kaldık. Zira Genelkurmay’ın akreditasyonuna takıldık. Samanyolu TV askeri havaalanına alınmadı.”

Bir sonraki bültende de Samanyolu TV yetkililerinin bu olayı halkın takdirine bıraktığını açıklamasını olayın doğruluğuna bir işaret olarak yorumluyorum. Biz Akit gazetesi olarakta bu akreditasyondan çok çekmiştik vaktiyle. Bu konuda Genelkurmay’ın bir açıklama yapacağını umuyorum. Bu ilkel uygulamaların artık yeni Genelkurmay tarafından kaldırıldığını düşünürken neden ve nasıl oldu bilinmez ekranlarımıza böyle bir yüz kızartıcı olayın gölgesi düşüverdi. Türk televizyonculuğunun yüz akı Samanyolu Grubu’na sürülen bu lekeyi temizlemek şüphesiz mümkün, yeter ki geçmişin şaşı bakış açısını bırakabilelim.




Önceki ve Sonraki Yazılar
Fatih Uğurlu Arşivi