Hayrettin Karaman

Hayrettin Karaman

Din bilgisi ve eğitimi ihtiyacı

Din bilgisi ve eğitimi ihtiyacı

Cuma günü (23. 3. 2012) köşemde yayınladığım okuyucu gencin mektubu birçok bakımdan düşündürücü, uyarıcı, tedbire sevk edici bir mektup idi.

Yarım asır kadar önce insanımız rızık peşinde yabancı (gayr-i müslim) ülkelere gittiler. Bu olay başlıbaşına bir tarih, bir tecrübe, bir dram. Aileler parçalandı, insanlar değişti, trajediler yaşandı. Bu işten kazanç ve kayıp hesabı ciltlere konu olacak boyutlardadır.

Bizim hikayemizde gurbetçi bir ailenin bir erkek çocuğu, onun din eğitimi, öğretimi ve hayatı ile ilgili problemleri var.

Bu çocuk (şimdi 22 yaşında bir genç) ne ülkesinde, ne Almanya'da, ne annesinden, ne babasından, ne okullarda kendisini tatmin edecek, ihtiyacını karşılayack bir din bilgisi ve eğitimi alamıyor. Birçok ailede olduğu gibi Osmanlı bakıyyesi bir anneannesi var; ilk ve basit bilgileri o veriyor. Çocuk Kur'an-ı Kerim'i yüzünden okumak, hatta ezberlemek de istiyor, ama buna imkan bulamıyor.

Her şeye rağmen büyük kül yığınları altında ebedi uykuya dalmamış bulunan "din duygusu" bu genci tahrik ediyor, yardımcı olmayan bir çevrede el yordamıyla yolunu bulmaya çalışıyor, ama bunalıyor, sonunda "imdâd" diyor.

Bugünlerde tartışılan ve inşaallah kanunlaşacak olan "4+4+4" şeklindeki kesintili zorunlu eğitim daha önce olsaydı, İmam Hatip okulları ikide bir altından üstünden budanmasaydı, zorunlu ve genel din bilgisi dersi yanında –Anayasada bulunduğu halde uygulanmayan- isteğe bağlı özel din (İslam vd.) dersi ve eğitimi verilseydi, Kur'an kurslarına başlama yaşı 15 yaşlara doğru çekilmeseydi, Kur'an kurslarında okuyan ve hafız olan çocuklarımıza ayrıca ilköğretim ve orta öğretim görme (bunu kolaylaştırma) imkanı tanınsaydı bu genç de eğilimini keşfettiği anda bu imkanlardan yararlanacak, istiyorsa hafız olacak, daha iyi din bilgisi ve eğitimi alacak, bugün yanıp yakılmaktan kurulmuş olacaktı.

Şimdi gelelim gencin şikayetlerine, sorularına ve taleplerine:

"Daha bu yaşımda hafız olamamanın verdiği pişmanlığı yaşıyorum. Hafızlığı geçtim, şöyle en temel bilgiler hariç doğru düzgün bir din bilgim bile yok" diyor.

Buna muhtaç olduğu, velileri veya kendisi istediği halde ulaşamamış milyonlar var. Şidi yapılmakta olam milli eğitim reformunun bir amacı da bu ihtiyacı karşılamaktır. Ama gel gör ki, muhalefet sokaklara dökülerek, kürsüleri işgal ederek bunu engellemek istiyor.

Hafızlık konusundaki düşüncem şudur:

Kur'an-ı Kerîm'i baştan sona ezberleyen ve tecvidli, kurallı, uygun nağmeli olarak tialevet eden bir kimsenin onun manasını anlamaması büyük bir eksikliktir. Eğer ezber ile anlama bir arada olursa ne âlâ; biri olacaksa manayı anlama (Arapça ve diğer gerekli ilimleri öğrenme) tercih edilmelidir.

İleri yaşlarda da ezberlemek mümkün ve vaki olmakla beraber bunun, eğitim-bilimcilerin uygun gördükleri küçük yaşta olması daha kolay ve daha kalıcı olmaktadır. Bu yaşı geçirmiş olanlar, meslekleri ne olursa olsun, imkan bulurlarsa ilâhî kelami vahyedildiği dilden anlamayı tercih etmeli, bunu öğrenmeye çalışmalıdırlar.

(Cevaba devam edeceğim).

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hayrettin Karaman Arşivi