Ekonomide sessiz devrim

Ekonomide sessiz devrim

Ankara'da siyasetin ne yöne aktığını görmek için iktidarın attığı adımları iyi izlemek gerekiyor.
Önceki gün AK Parti'nin son siyasi hamlelerinden, eğitimde esnek sisteme geçiş ve 12 Eylül darbe yargılamalarına müdahil olma adımlarından söz ettik.
Tam o gün Başbakan Erdoğan başka bir hamle daha açıkladı: "Yeni teşvik yasası"
Aslında bunlar birbirini tamamlayan ve bir anlamda "Yeni Türkiye"nin hangi temeller üzerinde yükseleceğini gösteriyor.
Yeni teşvik yasası sadece ekonomik önlemlerden ibaret değil. İşin uzmanlarına göre "Türkiye'de bugüne kadar hazırlanan ve uygulamaya konulan en kapsamlı teşvik paketi" olması nedeniyle hedefi de sadece bugünü kurtarmak değil,
Klasik teşvik yasalarını çok aşan önümüzdeki 20-25 yılı da kapsayan siyasal ve sosyolojik çatışmaları da öngörüp aşağı çekmeyi hedefleyen bir ufka sahip...
Yasanın açıklanmasından sonra bir AK Parti milletvekili şöyle diyordu:
"Diyarbakır, Şanlıurfa ve Van patlayacak..."
Teşvikten hızlı bir şekilde bölgesel çıkarsama yapan milletvekilinin tahmini doğruydu. Sadece o iller değil, biraz daha yakından bakılırsa Sinop, Düzce, Çankırı, Afyon ve Kütahya da patlayacaktı.
Bu teşvik yasasının artıları ve "Kalkınma Ajansları"nı devre dışı bırakan eksileri elbette tartışılacak ama benim gözümde uzun yıllardır tartışılan ve çare üretilmeyen bölgelerarası ve şehirlerarası dengesizliği kaldırmayı hedeflemesi önemli.
Bu önemli bir ihtiyaçtı çünkü sanayinin yoğunlaştığı Marmara bölgesiyle diğer bölgeler arasındaki makas giderek daha fazla açılıyordu.
Aynı şekilde şehirlerarası dengesizlik için de yeni cazibe merkezleri ve "ara istasyon"lara ihtiyaç vardı.
Yeni teşvik yasasıyla Karadeniz bölgesinde Samsun ve Trabzon değil Sinop, Orta Anadolu'da Konya değil Afyon, Ege'de Manisa değil Kütahya, Doğu Anadolu'da Erzurum değil Van, Güneydoğu'da Gaziantep ve Kahramanmaraş değil, Şanlıurfa ve Diyarbakır gibi iller öne çıkartılıyor.
Bu çaba bölgesel ve şehirlerarası dengesizliği giderme umudu taşıdığı gibi son 60 yılın temel sorunu "göç" meselesine de çözüm üretecek gibi görünüyor.
Kısaca Türkiye'nin başını Marmara bölgesi ve İstanbul- Kocaeli hattı, vücudunu da Anadolu'nun geri kalmış şehirler olarak nitelersek, teşvik yasası başla gövde arasındaki dengesizliği gidermeyi amaçlıyor.
Bu yasayı diğer teşvik yasalarından ayıran önemli bir özellik daha var. Onu da uzmanlar şöyle açıklıyor:
"Bir bölgede yer alan bir firmanın; başka bir bölgede de yatırım yapması durumunda yeni yatırım yapılan bölgedeki teşvik avantajlarının yatırımdan önce faaliyet gösterilen bölgede de aynen geçerli olması..."
Yani Güneydoğu'da yatırım yapan biri, büyükşehirde de yatırım avantajından yararlanıyor. Dahası eğitimden turizme bilgi teknolojisinden gıdaya birçok alanda yeni bir dönem başlıyor.
Ve Türkiye deyim yerindeyse ekonomide "makas" değiştiriyor. Klasik kalkınmacılığın yerini "adalet ve demokrasi" üzerinde yükselen "gelişmecilik" alıyor. Bir anlamda bu yasayla "ekonomide sessiz devrim" yaşanıyor.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi