Abdulkadir Özkan

Abdulkadir Özkan

İsrail, Suriye olayının neresinde?

İsrail, Suriye olayının neresinde?

Suriye'deki iç çatışma, bir başka deyişle Arap Baharı'nın Suriye'ye yansıması en çok Türkiye ile Suriye'nin ilişkileri üzerinde etkili oldu. Hatta karşılıklı açıklamalar her an iki ülkenin çatışma aşamasına geleceğinin işaretlerini verdi. Bu arada, olayla doğrudan ilgili olan ABD ve İsrail diğer Arap ülkelerindeki hareketlenmeler karşısında takındıkları tavrın tam tersini sergilediler, hâlâ da sergiliyorlar. Halbuki Suriye İsrail'in sınır komşusu. Bu arada ABD'nin Büyük Ortadoğu Projesi'nin bir ayağını da Suriye'nin oluşturduğu kimsenin meçhulü değil. Buna rağmen ABD ve İsrail olayları uzaktan izlemeyi tercih ediyorlar.

Daha önceki bir yazımda Suriye olayları karşısında ABD'nin tavrını değerlendiren bir yazımda Suriye olayının sanki Türkiye'ye ihale edildiği gibi bir görüntünün sergilendiğini belirtmiştim. Bu görüntüde hâlâ bir değişiklik söz konusu değil. Sadece BM devreye girmiş görünüyor o kadar. Onda da kesinlikle Suriye'de yaşanan katliamlara müdahale etmek, mevcut yönetimi cezalandırmaya yönelik bir adım olmadığını görüyoruz. Bir barış planından söz ediliyor ama, sanki ateşkes devreye girene kadar Esad'a bu zaman içinde yapacağını yap, muhalefetin belini kır mesajı verilmiş görüntüsü yaşandı.

Halbuki başta ABD ve yandaşları olmak üzere , BM ve NATO Libya olayında tam bir şahin kesilmişlerdi ve Kaddafi'nin kellesini alana kadar Libya'ya müdahalelerini sürdürmüşlerdi. Sıra Suriye'ye gelince söz konusu ülkeler ve uluslararası örgütler birer barış havarisi kesildiler. Söz gelimi NATO olaylar karşısında kılını bile kıpırdatmadı ve NATO Genel Sekreteri Rasmussen 18 Şubat'ta Türkiye'yi ziyareti sırasında bir soruya verdiği cevapta, "Suriye'ye müdahaleyi düşünmüyoruz" diyordu. Böylece Esad'a bir NATO müdahalesi olmayacağı mesajı ile cesaret veriliyor, cinayetlerine dolaylı destek sağlanmış oluyordu. Bu arada ABD ise bu yıl sonunda başkanlık seçimi olacağı gerekçesinin arkasına sığınarak bölgemizde bir müdahaleye, daha doğrusu yeni bir maceraya girişmek istemediğini gösteriyordu. Bu yönden Başkan Obama'dan net bir açıklama yoktu ama, ABD kaynaklı haberlerde Obama'nın bu sene içinde bölgedeki olaylara doğrudan müdahale etmeyeceği, bunun seçim öncesi aleyhine olacağı görüşü seslendiriliyordu.

Dolayısıyle NATO olaya seyirci, BM ise Annan'ı bu işe görevlendirerek Suriye'de Esad'ı cezalandırmak gibi bir niyetinin olmadığını gösteriyordu... Şimdilik ateşkes sağlanmış görünmesine rağmen, kalıcı olmayacağı hususunda yaygın bir kanaat var. Bu arada ABD ve İsrail'in başta İran olmak üzere bölgede yeni bir düzenlemenin peşinde olduğu da biliniyor. Hatta bu düzenlemenin İran'a yönelik ortak bir ABD-İsrail saldırısı ile gerçekleştirilmesi bile tekrarlanıp durdu. Suriye'deki olayların katliam boyutuna ulaşması karşısında ve özelliklede ülkemize Suriye'den iltica edenlerin sayının 25 bini geçmesi üzerine ister istemez iki ülke arasında ilişkiler kopma noktasına geldi. Hatta koptu. Bu kopmanın sorumlusu ne taraftır sorusuna iki taraf farklı cevap veriyor. Suriye Türkiye'yi muhaliflere destek vermekle suçlarken, Türkiye ise sınırındaki silahlı çatışmanın biran evvel durmasını istiyor. Türkiye'nin bu konuda haklı olduğu üzerinde uluslararası planda ortak bir görüş olmakla birlikte uluslararası örgütler BM ve NATO olayları izlemekle yetiniyor.Bu da gösteriyor ki başta ABD olmak üzere İsrail ve yandaşları Suriye ile Türkiye'yi çatıştırmak, böylece çatışmanın içine İran'ı da çekerek ellerini ateşe sokmadan bölgede düşündükleri yeni düzenlemeyi gerçekleştirmek istiyorlar. Bunu yaparken de bölgesel çatışmayı bir mezhep savaşına dönüştürmeye çalışıyorlar. Böylece ortaya çıkacak mezhep çatışması ile bölgede uzun yıllar telafisi mümkün olmayacak düşmanlık tohumları ekilmiş olacak, bölgede İsrail kendini güvende hissedecektir. Hatta güvende hissetmenin ötesinde köpeksiz köyde değneksiz gezme imkanı bulacak ve ilk planda Filistinlilere karşı yok etme eylemlerine yeniden hız verecek ve Büyük İsrail hedefine giden yolda önündeki bazı engeller kalkmış olacaktır. Bu bakımdan ABD ve İsrail'in sessizliği kimseyi yanıltmamalı.Çünkü bu sessizlik başka bir oyunun sahnelenmesidinden ibarettir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdulkadir Özkan Arşivi