Hüseyin Hatemi

Hüseyin Hatemi

Uyarma ödevi

Uyarma ödevi

İslam'da “emr bil-ma'ruf ve mehy an-il münker” olarak adlandırılan, iki yönlü bir uyarı ödevi; dinin füru'undan, yani geniş anlamda “ibadet”lerindendir. Yanlışa karşı birbirimizi uyarmak ödevimizdir.

Bu sebeple, bazı Azizân'ın, bu yıl yeni bir çıkmaza girmek üzere olduğunu görerek, uyarma ödevimi yerine getirmek istiyorum. Başkalarından da kendim için bunu bekliyorum.

1990 yılında, onyedi yıl önce Türkiye'de ilk kez “kurbanın hiçbir sosyal yönü olmadığı hikmetinin sadece insan sadizmini hayvan üzerinde tatmin ederek insan öldürmeye gerek bırakmamak olduğunu, Batı'da kurban olmadığı için Jeanne d'Arc'ın yakıldığını” görüşü ileri sürülmüş, bir görüş derhal hüsnü kabul görmüş, üçüncü Bin Yıl'ın Müceddidi tarafından dahî iktibas edilmiş idi. Oysa bana “sünnetsiz” diyenler, bu görüşü “sünnet”e dayandırma gereğini asla duymuyorlardı. Ne var ki bir süre sonra bir ilâhiyatçının kaleme aldığı; Kurbana ilişkin incelemede, bu kar halvası eritildi. Onyedi yıl sonra, yeni bir “kar helvası”nın ikame edilmeye çalışıldığını görüyoruz.

İslâm'da bütün fürû, bütün ibadetler “kurbet” kasdıyla yapılır. Kurban da sadakadır. Sadaka İllah rızası için yapılır. “Kurbeten ilâllah” olması şarttır. “Bir taraftan ölümün başkasına devredilemezliğini açıkça görmek, diğer taraftan da asıl kurbanın hayvan değil kendimiz olduğunu düşünmek için bu hayvancağızı kesiyorum, haydi Bismillah!” diyerek niyet edilir mi? Kesilen hayvancağız, İlâhî Divan'da, şöyle demez mi?:

ölüm başkasına devredilemez, bunu ben bile biliyorum, sen nasıl Eşref-i Mahlûkat'dansın ki, her fırsatta bunu unutup bunu bile bile tekrar hayvan kesiyorsun, asıl kurbanın kendin olduğunu söylüyorsun, bunun anlamı ne? ölümünü, bir nev'i anlamsız keffaret olarak görmek mi istiyorsun? ölüm denen gerçekliğe sunulacak kurban ne demek? “İnsan bilinç sahibi olmasının bedelini ölümüyle öder” ne demek? Yoksa Postmodern İslam artık Prometheus efsanesine dayanıyor da benim mi haberim yok? Aklı, bilinci veren bizzat Allah değil mi? Allah; bilinç sahibi olmanızı emretmedi mi? Şu halde benim ölümümle, sen neyin ödemesini yapıyorsun? Kendi ölümünü düşünüyorsan, bu azaptan kurtulmak için eczahaneden bol miktarda uyku hapı alarak kendi anlamsız hayatına son vermen gerekmez mi? Yoksa, artık kurban kesmenin bir -hâşâ- sadizm tezahürü değil sadomazohizm tezahürü olduğu sonucuna mı vardınız? Siz nice “Eşref-i Mahlûkat”dansınız ki, ölümünüzü Şeb-i Arus haline getirip Hacı Bayram-ı Veli gibi, Mevlânâ gibi “Yâr ile bayram kılıp Allah'a hamd edecek yerde, Prometheus efsanesine, Nietzsche'ye, Kierkegaard'a dayanan ve Huseyn'e gözlerini yumup başına çeviren yeni bir bayramlık İslâm anlayışı peşindesiniz?” Zibh-i Azim'in anlamını Huseyn'e sorsanız ya? Beni, daha hayatıma doymamışken, tıkış tıkış bir kamyonda, pislik içinde çamurlu bir alana naklettikten sonra, korkarak kaçmama bile acımadınız, sopalarla vurarak, arka ayaklarıma satır sallayarak yıktınız ve boğazladınız, hiç değilse etimi benim yüreğimin yanmasına rağmen sizin göz yumup baş çevirdiğiniz yoksullara yedirecek yerde kendiniz gövdeye indirdiniz, postum üzerinde bile çekiştiniz, kusura bakma ey “beşer”, ben senin gibi beşer değilim, ince felsefeden, ölümün devredilemezliğine rağmen yine bin türlü gizem ve dogma laflarıyla kabağın benim başıma patlamasından anlamam, söylediklerinizden hiçbirinin Kitâb-ı İlâhî'de yeri yok, ben senden En'am Suresi'ni dilekçemde hukukî sebep olarak gösterip İlâhî Divan'da davacı oldum, bakalım sen cevap lâyihanda Kierkegaard'ı, Prometheus'u zikrederek kurtulabilecek misin?

Ey Azizan, iki ağır emanetin kadrini bilmeksizin, doğru çizgi üzerinde olamayız. Sırat-ı Müstakiym; aynı mübarek feyz noktasından kaynayan iki çizginin, Kur'an-ı Kerîm ve Kur'an-ı Nâtık'ın açı ortayıdır. İman sevgidir ve ümittir. ölümü Şeb-i Arûs kılmak bizim insanlık ödevimizdir. Bunun için birbirimize yardımcı olalım. Yoksa yeni kurt masalları uydurmayalım. Kur'an-ı Kerîm ve Kur'an-ı Nâtık sağlam kayadır. Kendi imanımız, sağlam kayayı bulmamıza bağlıdır. Bu sağlam kayayı bulmaksızın, felsefî veya sosyolojik fay çizgileri üzerinde yeni bid'at yapıları inşa etmeyelim. Allah'a emanet olunuz.




Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hüseyin Hatemi Arşivi