Söz Urfa’dan açılınca sanırım herkesin yüzünde tebessüm, yüreğinde bir hafiflik oluşur ve birgün mutlaka orada olmayı arzular.

Hz. Adem (a.s.) den sonraki Peygamberlerin ilkleri; “ulu buyruk gereği,” Urfa’yı mekân edinmişlerdir.

Yeryüzü yaratıldıktan sonra üzerinde kıpırdanan canlılar burada hayat bulmuşlardır. İlk insanın yaşadığı tarih, neredeyse Hz. Adem (a.s.)’e kadar uzanmaktadır.

Böyle bir coğrafyada her “dilden,” her “dinden” ve her “ırktan” insan, kendisinden bir parça bulduysa, herhalde günümüz insanları da bir şeyler bulurlar.

¥

Gap Gazeteciler Birliği’nin 2011 yılı ödülleriyle ilgili olarak Urfa’daydık. “Urfa’yı sevmek yetmez, yaşamak gerekir” diye düştük yollara.

Büyüklerimiz derler ki;

- “Gittiğiniz bir beldede, varsa âlim, ulema ve bilgeleri ziyaret edin. Sonra kabri veya makamı bulunan Peygamberleri, âlimleri, evliyaları, Allah dostlarını ziyaret edin.”

Urfa’daki ziyaretlerimizi tamamlayınca, yönümüzü Harran’a çevirdik. Harran’da meftun bulunan ve tasarrufu devam ettiğine inanılan, Hayat Bin Kays el-Harrani Hz.lerini ziyaret ettik.

Ziyaretimizi Harrani Hz.leri ile ilgili araştırmalar yapan ve kitap yayınlayan gazeteci yazar Müslüm Abacıoğlu ve Kadir Karacabey’in rehberliğinde gerçekleştirdik.

Urfa’ya yolu düşenler, Harran ilçesini gezip görmezlerse, kendilerini Urfa’ya gitmiş saymasınlar. Harran görülmeden Urfa yaşanmış olmaz.

¥

Urfa’ya ehli kalemler, ehli sözler, ehli düşünürler, ehli edipler, birer isim bulmuşlar. Onlardan bazıları şöyle:

“Doğuştan Marka Şehir,” “Bereketli Hilâl,” “Balıklı Göl,” “Müze Şehir,” “Halil İbrahim Sofrası,” Ve en çok bilinen ismiyle de “Peygamberler Şehri.”

Bu beş isim ne ki, Urfa’nın tarihine inildiğinde, daha yüzlerce isimle karşılaşmak mümkündür.

Urfa hakkında hiç bir şey bilmezseniz dahi tarihi mekânları gezip gördüğünüzde, bu isimlerin yüklendiği manaları yaşar ve idrak edersiniz.

Sadece insanlık tarihi Urfa ile başlamıyor. İnsanoğlunun uhdesinde olan bütün mesleklerin doğuş yeri de Urfa olarak biliniyor.

Arkeolojik kazılardan elde edilen bulgulara göre şehrin ortasında bulunan Balıklıgöl ve civarında, günümüzden “11.000 yıl” öncesine kadar insanların yaşadığı söyleniyor.

Fırat nehri; Elazığ, Malatya, Diyarbakır, Adıyaman ve Urfa için hayatın kaynağı. Barajdan yüzon kilometre uzakta bulunan Harran Ovası, Fırat’ın sularıyla cana can katıyor.

¥

Şanlıurfa, toprağıyla ve insanıyla bereket yürekli ve bereket yüklüdür. “Verimli toprakların ikrâmlı insanları,” ellerinde avuçlarında ne varsa, sofra olarak önünüze sererler.

Bu yüzden Urfa’nın sevilen ve bilinen adı; “Halil İbrahim Sofrasıdır.” İşte bu sofranın adını taşıdığı şehrin bir de böylesine içten ve samimi bir valisi bulunuyor.

Urfa Valisi Celalettin Güvenç, tam bir halk valisi. Böyle valileri tanıyınca iktidara şöyle dua ediyorum:

- “Şükürler olsun, halkımız valilerin de insan olduğunu gördü.”