Abdurrahman Dilipak

Abdurrahman Dilipak

Erkaya ve Kıratlı

Erkaya ve Kıratlı

Argun Erkaya, Asuman Kıratlı..

Erkaya davasının 3 davacısından ikisi.. 3’üncüsü anneleri: Gülden Erkaya.

Erkaya araştırılmadan 28 Şubat anlaşılamaz.. Erkaya’yı anlamak için onun izini iyi takip etmek gerek.. Erkaya’nın İsrail’le arası iyi idi. Mason locaları ile de.

Deniz Ticaret Odası ile de arası iyi idi. Oğlunun, kızının ve damadının çalıştığı “kurum”lara bakın.. Servetini nereden elde ettiğine ve nerede harcadığına..

ADD’ye bakın.. Ne alaka diyeceksiniz ama, siz bir de şu “Türkiye Briç Federasyonu”nun kapısını çalın. O bir briç tutkunuydu.. Bazı kulüpler, localar, dernekler.. “Birlik”ler, şirketler..

Erkaya ailece işin içindeydi. Eşi diyor ki, “Güven sağ olsaydı, bunlar konuşamazdı”..

28 Şubat’taki çeteye gaz veren, tahrik eden oydu. MGK gündemini o belirliyordu ve açıklamayı da o yazıyordu. Basını maniple eden de o.

Onun iş dünyasındaki partnerlerini de görmek gerek..

Ataköy Marina eski Genel Müdürü Yılmaz Dağcı adını da bir kenara not etmek gerek..

1996 yılının sonbaharında irticanın T.C.’nin birinci öncelikli tehdidi olarak MGK gündemine alınmasını ilk teklif eden de Erkaya’ydı. Bu teklif aslında 28 Şubat’a giren yolun da ilk virajıydı. Tarihi 28 Şubat MGK toplantısından önce Genelkurmay Başkanı Orgeneral İsmail Hakkı Karadayı başkanlığında kuvvet ve ordu komutanları Gölcük Donanma Komutanlığı üssünde bir araya geldi. Toplantının görünürdeki amacı plan tatbikatıydı. Ancak 28 Şubat’ta alınacak kararlara ve irticayla mücadelede yürütülecek stratejiye ilişkin detaylara bu toplantıda son nokta konuldu. 28 Şubat MGK toplantısında askeri kanadın şahini Oramiral Erkaya’ydı. Askerler çok iyi hazırlanmış dosyalarla toplantıya gelmişti. Erkaya’nın bu toplantıdaki tavırları, az sonra kopacak fırtınanın da belirtisiydi. Oramiral Erkaya, irtica tehdidinin boyutlarını, hükümetin bu konudaki duyarsızlığını oldukça sert bir üslupla Başbakan Necmettin Erbakan’ın suratına karşı söyledi: “İrticanın önlenmesi için alınması gerekli görülen önlemlerin 18 madde halinde hükümete bildirilmesine de oy birliğiyle karar verilmiştir. O zamanki hükümet bu kararları benimsemiş ve uygulanması için bakanlıklara genelge yayınlamış ve bu hususları kamuoyuna açıklamıştır.”

Kardak krizini araştırın bakalım arkasından ne çıkacak? Kardak operasyonuna katılanlardan hayatta kalan kimse var mı? Onları arayın bakalım, bulabilirseniz sorarsınız.

28 Şubat kararlarıyla adı tarihe not düşülen Oramiral Erkaya, 27 yıl önce yaşanan tarihi bir olayda da başroldeydi. Kıbrıs Barış Harekatında Türk uçaklarının kazayla batırdığı Kocatepe muhribinin komutanı da dönemin Kurmay Albayı Güven Erkaya idi.

Erkaya’nın devlet hizmeti emekli olduktan sonra da devam etti. Emekli oramiral, ölümüne kadar Başbakanlık Başdanışmanı olarak görev yaptı.

O gemisini batıran bir komutan, bir bankacı, darbeyle ele geçirmeye çalıştığı iktidarın başdanışmanı, bir diplomat, Kemalist bir aydın. Briç tutkunu bir denizci. Ve hepsinden önce inanmış bir laik ve Kemalist bir siyaset adamı.

Erkaya’nın tüm ilişkileri ve mal varlığı araştırılmadan BÇG’nin tam olarak anlaşılması mümkün değil.. İlişkili olduğu işadamları, dernekler, firmaların tek tek incelenmesi gerek.. Bu dava nasıl açıldı ve nasıl böyle bir karar verildi sorusunun cevabını anlamak için de bu işin izini sürmek gerek. “28 Şubat Adaleti”ni anlamak ve yargının nasıl baskı altına alındığını görmek için, Erkaya davası, Tolon davası, 312 General davası, İki Hasan davası model davalardır.

Erkaya sosyal bir adamdı ve birçok şeyi de gizlice değil, açıkça yaptı, meydan okudu, kafa tutu..

General, Başbakanlık Başdanışmanı, büyükelçi, dernek yöneticisi, holding danışmanı gibi birçok sıfatı olan bir isim. Tek başına kendisi değil, ailesi ve yakın çevresinin de takibe alınması gerek..

Erkaya’nın ayak izleri izi takip edilecek olursa, oradan birçok şüpheliye ulaşılabilir.. Çünki yapıyı kuran, yöneten, doktrine eden kişi bu kişi..

Aslında bu davanın bugüne kadar bir şekilde devam etmesi iyi oldu. Bugün gelinen noktada bu davayı yeniden ele almak önemli.. Şimdi birileri ile rollerimizi değiştirerek her şeyi yeniden masaya koyabiliriz.. Adaletin terazisi 28 Şubat’ın fırtınalarından etkilenmeden kurtla kuzuyu yeniden adil bir şekilde tanımlayabilir.. Dün hesap soranlar, bugün hesap vermek zorunda kalabilirler..

Erkaya ölünce “hakkımı helal etmiyorum” dediğim iddiası ile gıyabımda yargılayıp, biliyorsunuz evimi haczettiler.. Ölümünden sonra bile, bir şekilde estirdikleri terörü devam ettirdiler.. Erkaya’nın icraatları ve ilişkileri deşifre edilecek olursa, gerçek ortaya çıkacaktır.. Yaptıkları yetmiyormuş gibi, bir de hakkımı helal etmemizi, kendilerine minnet ve şükran duymamızı istiyorlar. Bu Kurtlar Vadisi’ndeki “Zaza dayı adaletine” benziyor..

Erkaya anlaşılmadan BÇG, BÇG anlaşılmadan 28 Şubat, 28 Şubat anlaşılmadan Susurluk, Susurluk anlaşılmadan derin devlet, derin devlet anlaşılmadan, Türkiye neden böyle, neden bu kadar büyük zenginliklere rağmen yoksul bir halk haline geldik. Bu darbeler neyin nesi idi, faili meçhullerin arkasında kim vardı. Darbeleri kim niçin yaptı, kayıtdışı ekonomi ve kayıtdışı siyaseti kim örgütlemişti anlaşılamaz.. anlaşılamaz.. Kemalizm ve laiklik tartışmaları, terör anlaşılamaz o zaman..

Selâm ve dua ile..



Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdurrahman Dilipak Arşivi