Mehtap Yılmaz

Mehtap Yılmaz

Sözcü gazetesi kimin sözcüsü?

Sözcü gazetesi kimin sözcüsü?

Allah hiçbir gazeteyi Sözcü gazetesinin düştüğü duruma düşürmesin! Gazetecilik ve mesleki şahsiyet noktasında düştüğü vaziyet resmen çukurun dibi! Hani neredeyse Boğaz Köprüsü’nden atlasa veya harakiri yapsa yeri!

Demek ki önce adam gibi gazetecilik yapacak, böyle ipe sapa gelmez kimselerin ipiyle kuyuya inmeyeceksin! Yok, “ille de muhalefet olsun da çamurdan olsun” diyorsan, irtifa kaybetmeyi, elin âlemin içinde rezil rüsva olmayı içine sindireceksin!

Bak, böyle şahdamarından yakalarlar ve tepetakla ederler adamı işte!

O halde bir daha baş aşağı olmak istemiyorsan, her yerel gazetenin servis ettiği habere sazanlamayacak, ihtiyatla yaklaşacaksın. Muhbirin “yandaş” da olsa azıcık adam kalitesi arayacaksın! Kim veya neci olduğundan ziyade asgari bir 5-N, 1-K bilgisi olacak adamında! Haberin sağlam olup olmadığını araştıracaksın ki gazetenle Pinokyo diye alay etmesinler!

Mesele şu! Hasan Kalyoncu Üniversitesi, Gaziantep’te zihinsel engelliler için kurulmuş tek STK olan ZİHİNDER (Zihinsel Engelliler Derneği) ile birlikte ortak bir panel gerçekleştirmiş. ZİHİNDER Başkanı Ketayun Büyükbeşe de, derneğin kuruluşundan itibaren çalışmalarına emek verip destekleyen Neriman Kıymık’ı, yılın annesi olarak ödüllendirmiş. Yani verilen ödülün mimarı daha çok ZİHİNDER ve Ketayun Büyükbeşe! Ancak Sözcü gazetesi, “YILIN YALAKALIĞI” diye sürmanşetten servis ettiği yalan haberinde, bu panelden de, paneli düzenleyen ZİHİNDER’den de söz etmiyor! Dahası, panelin sonundaki ödül töreninin, üniversite tarafından Fatma Şahin’e yalakalık olsun diye hususen düzenlendiğini iddia ediyor ve bu yalan haberi manşetine taşıyor! Utanmadan, sıkılmadan yalan bir haberin Sözcü’lüğünü yapıyor!

Üstelik ödül sadece Fatma Şahin’in annesi Neriman Kıymık Hanım’a değil, Hasan Kalyoncu Üniversitesi şeref listesine giren öğrencilere de verilmiş! Ancak Anneler Günü’nde yalakalık diye sürmanşetten verilen haberde bundan da söz edilmiyor!

Sürmanşet haberdeki yalanlara devam edelim: “Annesine ödülü, Bakan Şahin kendi elleriyle verdi” deniliyor! Oysa Nermin anneye ödülünü Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ vermiş! Buyurun buradan yakın!

Açıkçası, basın yayın ve halkla ilişkiler dersinde kötü örnek olarak verilebilecek bu gazetecilik olayını, Sözcü kime yalakalık olarak göze almış bilmiyorum! Üstü rögar kapağıyla örtülebilecek cinsten bir yalan haberi bir gazete neden servis eder?

Anneler Günü’nde, Nermin Hanım gibi nice zorluklara göğüs gererek evladını yetiştirmiş bir annenin ödülünü zehir etmekle eline ne geçer bir gazetenin?

Sözcü’den sonra, yalan yanlış ifadelerle dolu acayip bir makale de G.Antep yerel gazetelerinden birinde yayımlandı. Yazarı kim mi? Gaziantep Gazeteciler Cemiyeti (GGC) Başkanı Abdullah Sabri Kocaman! Gaziantep’in yerel bir gazetesi olan Hâkimiyet Gazetesi’nin imtiyaz sahibi, Urfa-Halfetili! Bir dönem Gaziantep’ten bağımsız olarak milletvekilliğine adaylığını koymuş ve tabii kazanamamış! Şimdi sahibi olduğu gazetede NARKOZ adı altında, son derece bozuk bir Türkçeyle ve yöresel bir ağız kullanarak gazete yazıları yazıyor.

Asıl şaşırtıcı olan, iktidar muhalefetine Anneler Günü’nde bir “anne”yi alet etmesi yetmezmiş gibi bir de Fatma Şahin’in merhum dedesine müstehzi bir biçimde dil uzatması. A. Sabri Kocaman, rahmetlinin mezar taşının fotoğrafını ta köşesine kadar taşıyor ve de ardından cılk bir dille Fatma Şahin’e, “Torunu olarak bu tarihî mezarı yıkılmadan yaptırırsanız, size yılın toruncuğu olarak madalya vereceğiz. Şimdiden kıymıkları eritip madalya hazırlığına başladık” diyor!

Yazısındaki dil kusurlarını kıymık kıymık toplayıp gözüne sokmak lazım! Bu adamı şu yıkık dökük yazı diliyle Gaziantep Gazeteciler Cemiyeti başkanlığına kim, niye getirdi merak ettim! Bu denli kifayetsiz bir kalemle Gazeteciler Cemiyeti’nin başında bunca yıl nasıl durdu? Dahası sahte para operasyonundan içeri tıkılan birinin bu makamda ne işi var? Hemen salıverilmesini kim, nasıl ve niçin sağladı? Bu kadar derin ilişkiler ağına sahip birinin, özel bir vakıf üniversitesi veya bakanlık düzeyinde bir siyasi kişilikle ne derdi olur? Kimin yalakası?

Önceki ve Sonraki Yazılar
Mehtap Yılmaz Arşivi