Abdulkadir Özkan

Abdulkadir Özkan

Bomboş bir evde yatak odası ne işe yarar?

Bomboş bir evde yatak odası ne işe yarar?

Aylar önce yargının hızlandırılması ile ilgili bir tasarı gündeme gelmiş ve bu tasarı TBMM Adalet Alt Komisyonu'na havale edilmişti. Alt Komisyon raporuna hazırlayarak üst komisyona sunmuş. Ancak, Alt Komisyonun tasarıda önemli değişiklikler yaptığı görülüyor. Söz gelimi bu köşede daha önce üzerinde durduğum ve özellikle ev eşyalarının haczedilmemesini öngören düzenlemeye destek vermiş hatta haczin sadece borçluyu değil aile fertlerinin hepsini etkilediğini, hatta eş ve çocukların esas borçludan daha fazla mağdur olduğuna dikkat çekmiştim.

Ne var ki olay medyada bir süre tartışıldı sonra unutulmaya terk edilmişti. Daha doğrusu tasarı alt komisyona gittiği için gündemden düşmüştü. Ne v ar ki alt komisyon haczedilemeyecek eşyalar konusunda biraz cimri davranmış. Medyaya yansıyan haberden böyle anlaşılıyor. Alt komisyon yatak odasına dokunmayın, Kur'an-ı Kerim ile ibadet için gerekli eşyaların haczedilemeyeceği hükmünü tasarıya eklemiş. Hemen belirteyim ki bu sınırlandırma derde derman olmayacaktır. Düşünün ki, eve gelen haciz memurları evdeki tüm eşyaları toplamış, bomboş kalmış ama yatak odası duruyor, böyle bir ev ne işe yarar? Kur'an-ı Kerim'in haczedilememesini de anlıyorum ama ibadet için gerekli eşyaların haczedilmemesinden neyin kastedildiğini anlayabilmiş değilim.

Halbuki tasarıda önemli bir düzenleme söz konusuydu ve bu düzenlemenin genişletilmesi gerekirken haczedilemeyecek eşyaların yatak odası ile sınırlı tutulmasının mantığı yoktur. Derde derman olacak değildir. Bu bakımdan zaruri eşyaların tümünün haczin dışında tutulması doğru olandır. Söz gelimi evdeki buzdolabı, koltuk takımı, yerdeki halı, mutfak eşyaları gitmiş geriye sadece bir yatak odası kalmış ise o evde hayatın normal olarak sürdürülmesi mümkün olabilir mi?

Böyle bir evde hayatın devamı mümkün olamayacağına göre 'Sizi sokağa atmadığımıza şükredin' demekten öte bir uygulama ortaya çıkmaz. Bu bakımdan cezanın kişiselliğini dikkate alarak ödeyemez duruma düşmüş olan kişinin aynı evi paylaştığı eş ve çocukları gibi yakın çevresini de cezalandırmak anlamına gelen haciz uygulamasına son verecek yeni bir düzenlemeye ihtiyaç vardır. Bu noktada yasa koyucuların biraz geniş düşünmeleri gerekiyor. Şahsen evdeki eşyaların tek olmak kaydı ile tümünün haciz işleminin dışında tutulması gerektiğini düşünüyorum. İnsani olan uygulama böyledir. Bir evde aynı eşyadan birden fazla varsa onların haczine itiraz mümkün olmaz. Söz gelimi bir evde birden azla bilgisayar, televizyon, buzdolabı, çamaşır makinesi gibi eşyalar varsa onların haczi evdeki hayatın devamına engel olmaz. Yerde seri halıyı kaldırıp götürmeyi anlamak zordur. Bunun yanında yerdeki halıların dışında bir kenara dikilmiş halılar varsa bunların haczine kimse itiraz etmez. Kısacası, ister komisyondaki görüşmeler sırasında gerek TBMM Genel Kurulu'nda görüşmeler sırasında aile için gerekli eşyaların haczedilemeyeceği hükmünün tasarıya eklenmesi doğru olur.

İflas etmiş, borcunu ödeyemez duruma düşmüş bir kişi zaten ciddi bir darbe yemiş durumdadır. Bir de evde ne var ne yok alıp götürülürse yakın çevresine cezalandırılmış olmaktadır ki, böyle bir uyulama cezaların kişiselliği ilkesine aykırıdır. Benim işlediğim bir suç sebebiyle eş ve çocuklarımın cezalandırılması anlamına gelir ki böyle bir uygulama adalet mantığı ile bağdaşmaz.

Bu bakımdan öncelikli olarak ev eşyalarının haczedilemeyeceğini hükme bağlanmalıdır. Hatta, imkan var ise milyon dolarlık değil ama 50-70 bin liralık bir konutun da haciz dışında tutulması gerektiğini düşünmek gerekir. Mevcut uygulamaya göre devlet tek evi olan emeklilerden vergi almıyor. Yani böyle bir evin zaruri ihtiyaçtan olduğunu düşünüyor. Madem insanın başını sokacağı bir ev zaruri ihtiyacındandır, öyle ise sıra hacze geldiğinde niçin buna izin verilir? Tekrar ediyorum piyasaya yüksek oranlarda borcu olan kişinin lüks içinde yaşaması doğru değildir ama, başını sokacağı evi haczedilerek aile fertleri ile sokağa atılması da doğru değildir. Bu bakımdan konuyu ilgililerin yeniden düşünmesinde yarar vardır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdulkadir Özkan Arşivi