Yavuz Bahadıroğlu

Yavuz Bahadıroğlu

Plâkalarımız ve biz

Plâkalarımız ve biz

Merhaba sevgili dostlarım...

Hadi bari, ben de gazetede yer aldığı şekilde başlayayım...

“İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin’in verdiği bilgiye göre, Türkiye’deki araç plâkalarında siyasi partilerden en çok AK Parti’nin kısaltması kullanılıyor.

Üzerinde CHP yazan 384, MHP yazan 282 plâka var. PKK’nın şehir yapılanması olduğu öne sürülen KCK harf grubu da 224 aracın plâkasında yer alıyor.” (21 Mayıs 2012, Milliyet).

Bunlara hayatım boyunca hiç dikkat etmedim, hiç özel plâka almadım, ama bazı plâkalar da denk gelmedi değil.

Birisi özel kırmızı bir plâka idi ve üzerinde “Kültür” yazıyordu. Bu isimde bir şirketten satın almış, zaman bulup değiştirememiştim. Kültür Bakanı filan zanneden bazı polisler yolda selâm duruyorlardı.

Bir önceki aracımın plâkası ise “AK” idi. Onu da ikinci el almıştım. Özellikle filan aldığımı zannedenler oldu, ama öyle değildi.

Yani benim bu işlere merakım yok. Ama merakı olan da çok... Özel plâka almak için avuç dolusu para ödüyorlar.

Okuma-yazmaya pek meraklı değiliz, fakat araba üzerine envai çeşit yazılar yazmaya bayılıyoruz.

“Minibüs/kamyon edebiyatı” bu meraktan doğdu.

Bu yüzden bazen komik görüntülere de şahit oldum.

Meselâ arka camında “Huzur İslâmda” yazan bir otomobilde kıyasıya kavga eden çiftler gördüm...

Yine arka camında, “İzindeyiz Atatürk” yazılı bir otomobil elektrik direğine bindirdi.

Tabii ideolojik olmayan yazılar da var...

“Sollarsan sollarım...”

“Sinyalsiz sollama, evine kara haber yollama...”

“Bas gaza...”

“Babam sağ olsun” gibi sloganlar bunlar arasında.

Yaşlıca sürücülerin arabasında: “Baba yorgun, sen geç...”

Filozofik: “Ben bi düşüneyim...”

“Beni bir tek sen anladın, sen de yanlış anladın...”

Umutsuz: “Beni sevme, sevdiğimi bil yeter...”

Tedbirsiz: “Allah korusun...”

Uyarıcı: “Akıllı ol evlat...”

“Rahmetli de sollardı...

“Eğer bu yazıyı okuyabiliyorsan, çok yaklaşmışsın demektir...”

Fedakâr: “Eğer kalbinde yer yoksa güzelim, fark etmez, ben ayakta da giderim...”

Tercihli: “Ela gözlümün nazına, hastayım Ford’un ara gazına...”

Hızlı: “İstanbul Ankara 4 saat, sana sevgim 24 saat...”

Yakınmalı: “İstedim vermediler, sen şoförsün dediler...”

Romantik: “Karayollarında değil, kollarında öleyim...”

Kaderci: “Kısmetse dönerim...”

Marka tutkunu mü’min: “Mazda, huzur namazda...”

Emekçi: “Miras değil alın teri...”

Korunmacı: “Nazar etme ne olur, çalış senin de olur...”

Ceza korkusu: “Radar mahkumu...”

Savaşçı: “Rampada yavaş, düzlükte savaş...”

Âşık: “Rampaların ustasıyım, gözlerinin hastasıyım...”

Asker: “Vatan için gidiyorum, senin için döneceğim...”

Şair: “Vur kalbime hançeri, yüreğim parçalansın; fazla derine inme, çünkü orda sen varsın...”

Çapkın: “Yollar gidişime, kızlar duruşuma hasta...”

Minnetsiz: “Sevene can feda, sevmeyene elveda...”

Kim demiş “Edebiyat ürünümüz az” diye?




Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yavuz Bahadıroğlu Arşivi