Abdurrahman Dilipak

Abdurrahman Dilipak

Böyledir bu işler! -1

Böyledir bu işler! -1

İşin aslı ile ilgilenmiyoruz aslında. Hep çevresinde dolanıyoruz..

Geçen gün Kenan Kıran’ın Orakoğlu haberi vardı, bir de Orakoğlu’nun mahkemede söyledikleri.

Bunlar önemli şeyler..

Aslında ister Eşref Bitlis cinayetinden yola çıkın, ister Uğur Mumcu cinayetinden, PKK, Devyol-Devsol ya da Gaffar Okan’ı kim öldürdü bakın bakalım..

Türkiye 80 öncesinden beri bu işleri, ABD ve İsrail’in desteğinde yürütüyordu.. İşin içinde Suriye, Bulgaristan, Yunanistan ve Kıbrıs Rumları, İran ve Lübnan hep oldu..

Orakoğlu öyle diyor: “Cinayetler 50 yıldır tek bir merkezden işleniyor”.

Bu işin içinde MGK da var, MİT de, Emniyet de var Jandarma da, Karacısı da var, Havacısı da, Denizcisi de. Olmayan yok ki.

Yine aynı şeyi söyleyeceğim: Media, mafia, sermaye, siyaset, bürokrasi ve STK ve DT֒lerden oluşan karanlık ve kanlı bir yapı..

Bu yapı gerektiğinde acımasızca kendi evlatlarını da yemiştir.. Aksoy, Mumcu, Üçok, Hablemitoğlu gibi.

Bu yapıda şeyh de var fahişe de. Kürt de var Türk de, Alevi de var Sünni de. Hıristiyan da var Müslüman da, Yahudi de.

Tek başına Özal suikastını aydınlatın bu yapıyı deşifre edersiniz..

Bir bakmışsınız işin içinde sinemacı da var, roman yayıncısı da, türkücü de var, gazete patronu da. İşadamı da var, bankacı da. Diplomat da var, ilahiyatçı da. Yok yok..

Bu derin yapı Mustafa Kemal’in de içinde olduğu İttihat Terakki’ye kadar gider.. 2. Meclis’ten sonra bu yapı İngilizlerin gözetimindedir.. Daha önce Fransız Alman etkisi sözkonusu idi. Mustafa Kemal döneminde biraz savruldular. Savaşın galibi kim olacağı belli olmadığı için kah Rusya’ya yaklaştılar, kah İtalya’ya, sonunda 1946 sonrası ABD’de karar kıldılar.

“ABD’de görev yaptığı sırada Başkan Franklin D. Roosevelt ile yakın dost olan Ertegün, Türkiye ile ABD arasında kuvvetli ilişkiler kurulmasını sağlayan, sevilen ve etkin bir büyükelçi olmuştur. Kendisine verilen değerin bir yansıması olarak, vefatından sonra naaşı 1946 yılında ünlü Missouri Zırhlısı ile Türkiye’ye getirilmiştir. Cenaze, İstanbul Üsküdar’da Özbekler Tekkesi’ndeki, dedesi İbrahim Edhem Efendi’nin de bulunduğu kabristana defnedilmiştir.”

1946 kırılma noktasıdır. Yani bu ilişkilerin temelleri İnönü döneminde atılmıştır. BM, NATO, İsrail’in kurulması derken DP’nin kurulması ve iktidar olması ile yeni bir dönem başlamıştır..

DP Projesi bizim hoşumuza gitse de, aslında ABD’nin müdahalesi ile oluşturulan ilk “ılımlı İslam” projesi idi. Menderes vitrin dekoru idi, asıl kripto adam, İsrailiete mezunu Bayar’dı, orada. Demirel daha sonraki Bayar çizgisinin devamıdır. Gümüşpala Menderes çizgisinin devamı idi ve bir otel odasında ölü bulundu bir gün. Bir generaldi ama askerler sahip çıkmadı Gümüşpala’ya. Morisson Süleyman’ın bir gecede siyasete paraşütle indirilmesi de sürece derin bir müdahale idi..

60 darbesi, ABD’nin “İslamcı açılımı”na karşı, ABD’nin şahinler kanadının da destek verdiği yeni bir müdahale idi.. 12 Mart içerideki derin güçlerin, soğuk savaş kadroların kendi iç savaşıdır.. Kimi milliyetçi, kimi sol, kimi ise sağ bir iktidar istiyordu. “Ortanın solu” tartışması da belli merkezlerin pişirdiği bir siyaset aşı idi aslında..

Dindarlar aradan sıyrılmaya çalışınca önce engellendiler, sonra da içerideki dengeler açısından sağa karşı solun yanında siyasi bir denge aracı olmaları için yeniden siyasete davet edildiler.. CHP-MSP hükümeti durduk yerde kurulmadı.. MC dönemi de, ikinci kanadın MSP’yi yanına alarak CHP’yi tasfiye girişimdir.

12 Eylül, derin devlet içindeki iç hesaplaşmayı bitirmek için devreye alındı aslında.. Bu arada “iti ite kırdırma” yoluna gittiler. Kontrol dışı unsurları birbirine kırdırmak istiyorlardı, onun için 80 öncesi ve sonrası bizim terör örgütü diye bildiğimiz kimi örgütler kurdular. Bu işi de yüzlerine gözlerine bulaştırdılar.

Özal döneminde de ılımlı İslam yoluna gidildi. İslam’a rağmen, Müslümanları karşılarına alarak mesafe katedemediklerini gördükleri için Müslümanları 70-80 deneyiminden çıkarımlarla, oyuna dahil etmek istediler. “Ilımlı İslam” böyle bir şey..

Faili meçhuller, control dışı unsurların tasfiyesi için kullanılan bir metottu. Derin devletin tetikçilere ihtiyacı vardı bu alanda..

Rusya dağılmadan da ABD soğuk savaş stratejisini değiştirmiş ve yeniden yapılanma yoluna gitmişti. Eski kadrolar tasfiye edilecek, yeni kadrolar oluşturulacaktı. Çünki soğuk savaş aktörlerinin birçoğu mafia ile iş tutar hale gelmiş ve siyasi rakiplerini susturmak ve iktidar ve sermaye ilişkilerini ele geçirmek için elindeki imkanları kullanmaya başlamıştı..

Rusya dağılınca soğuk savaş bitti. Özel harbin tasfiyesi gündeme geldi. Avrupa bir şekilde tasfiye etti, ama Ankara bu işi de yüzüne gözüne bulaştırdı..

Aslında Refahyol’un kurulması, bu derin yapının control dışı unsurlarının dindarlar eliyle tasfiyesi için düşünülmüş bir yoldu.. İktidarın gücünün yetmediği yerde Çatlı devreye girecek ve tıkanıklığı açacaktı..

Erbakan’a güvenmedikleri için de yanına Amerika’nın siyasi komiseri olarak görev yapması için bir sarışın bayanı koydular. İşin içine biraz da milliyetçi unsurlar kattılar ki, vurucu bir güç oluşsun..

Bu iş burada bitmeyecek. Yarın da devam edelim.

Arkası yarın. Selâm ve dua ile..





Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdurrahman Dilipak Arşivi