Ahmet Türk

Ahmet Türk

CMK 250

CMK 250

Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 250.maddesi ile kurulan ve devlet güvenlik mahkemelerinin devamı niteliğinde olan, özel görevli/yetkili ağır ceza mahkemeleri geçtiğimiz haftanın önümüzdeki haftaya da taşıyacağı önemli gündem maddesi idi…

Ne oldu da CMK 250 hakkında yapılması düşünülen düzenlemeler gündemi bu denli işgal etti? CMK 250’yi ülke gündeme oturtan ve tartışma konusu yapan üç ana etken var:

1- AİHM’de Türkiye aleyhine açılan ve neticelen davaların artışı ve AB baskısı…

Hatırlarsınız, Devlet Güvenlik Mahkemeleri AB'den gelen yoğun eleştiriler ve AİHM'nin mahkûmiyet kararları sonucunda, uyum paketleri içinde kaldırılmış, yerine Özel Yetkili Ağır Ceza Mahkemeleri getirilmişti. Bugün Özel Yetkili Ağır Ceza Mahkemeleri hukuki nitelikleri bakımından Türkiye'nin başını ağrıtmaya devam ediyor. Hükümet şu anda AB'den gelecek baskıların önünü kesmek, AİHM nezdinde tazminat cezaları bertaraf etmek amacıyla CMK 250 için çalışma başlattı.

2- Bazı hukukçular ve baro birlikleri ile muhalefet kanadının tenkitleri ve bu mahkemelerin yargılama usullerinin doğurduğu kaygılar…

Bazı hukukçular ve baro birlikleri, görülmekte olan Balyoz, Ergenekon vb. davaları ima ve işaret ederek ve belli kaygılardan yola çıkarak özel yetkili mahkemeleri aleyhine ciddi bir kamuoyu oluşturdular. Bu kesim; olağanüstü soruşturma ve kovuşturma usulleriyle işleyen yapısı sebebiyle, savunma hakkına, adil yargılanma hakkına ciddi bir tehdit ve tehlike oluşturduğu iddiasıyla, bu mahkemelerde avukat ve savunma hakkı hiçe sayıldığı, tutukluluk ve diğer koruma tedbirlerinin ölçüsüz olarak uygulandığı gerekçeleriyle özel yetkili mahkemelerin kaldırılmasını talep ediyorlar…

3- Ulaştırma Bakanı Binali Yıldrım’ın kaygıları!

CMK 250’yi “Hükümetin gündemine” “etkin bir şekilde taşıyan” kişi Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım oldu. Fitili şu demeci ile ateşledi: “Yazıcıoğlu kazasıyla ilgili bilirkişi raporu yazan bizim sivil havacılıktan arkadaşlar alındı. 9 ay yattılar, şimdi de çıktılar. Bu adamlar niye 9 ay yattı? Suçlama silahlı terör örgütü kurmak. Görevleri olmuş kazaya rapor yazmak. Hep bunu yapıyorlar. Özel Yetkili Mahkemelerle ilgili bir rahatsızlık olduğu ortada… Bu konuda karar aldık, CMK 250. maddede düzenleme yapacağız. Adalet Bakanlığımız çalışmayı sürdürüyor. Yetkilerini daraltan ve kötüye kullanımını engelleyecek bir düzenleme olacak”

Malatya Özel Yetkili savcılığınca soruşturulan Muhsin Yazıcıoğlu dosyası ile alakalı; evrakta sahtecilik, kaza-kırım araştırma ve inceleme kurulunca usulüne uygun delil tespiti yapmamak ve enkazdan bazı cihazların çalınması ve kaybolmasıyla alakalı kuvvetli şüphe taşıyan Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü Kaza-Kırım Komisyonu üyeleri tutuklanmıştı. Biri kimyacı, biri lise mezunu teknisyen, birisinin mesleki ehliyetinin ne olduğu belli olmadığı kişilerden oluşan ve Bakanın bizim “bilirkişiler!” dedikleri kişilerin, Özel Yetkili Savcılık tarafından tutuklanmalarının 9. ayında Binali Yıldırım birdenbire CMK 250’deki aksaklıkları hatırladı! ve duruma vaziyet etti!

CMK 250’nin hükümet nezdinde popüler hale gelmesinde ve Özel Yetkili Mahkemeler ile alakalı yapılması düşünülen düzenlemelerde, Binali Yıldırım’ın bu motivasyon ve duyarlılığının! Katkısının çok olduğunu düşünüyorum.

Bu işler böyledir… Hiç sır tutamayan bir insan, ucu kendisine değdiğinde dünyanın en sırdaş insanı olabilir. Bazı insanlar ve kurumlarda, işin ucu kendilerine dokunmaya başladıklarında, kendi yetki ve sorumluluk alanları dışında işlerle özel olarak iştigal etmekle kalmazlar, kamuoyu oluşturacak derecede çırpınırlar!

Bunlar bir yana, asli konumuza yani CMK 250 hakkında ki düşüncelerime gelince…

Özel Yetkili Mahkemeler tamamen kaldırılmalı mıdır?

Hayır, Özel Yetkili Mahkemeler varlıklarını korumalıdırlar. Fevkalade hayati davalara (Silahlı terör örgütü suçları, Derindeki ve yüzeydeki organize suç örgütleri, Muhsin Yazıcıoğlu Davası, Hrant Dink, Turgut Özal davası, cunta ve darbe davaları, faili meçhullerle ilgili davalar gibi…) bakmaya devam etmelidirler.

Bu ülke 30 yıldır silahlı suç örgütleri ve terörle boğuşuyor. Binlerce ocağa ateş düşmekte ve milyarlarca lira kaynak harcamaktadır. AB ve ABD terörü Türkiye’deki haliyle değil de, kendi ülke topraklarındaki oluşumuyla ciddiye alır. Türkiye’deki terör ve getirdiği tahribat onlar için sadece müdahale aracıdır.

AB, Özel Yetkili Mahkemeleri istemiyormuş! Kendi ülkesinde bir terör olayı için pire için yorgan yakanlar, 11 Eylül sonrası kendi güvenlikleri için milyonlarca masum insanın kanını dökmekten çekinmeyenler için insan hak ve özgürlükleri sadece çifte standart aracıdır. Ayrıca Bize baskı yapan AB ülkelerinde bu tip mahkemeler daha gayri insani ve sert yetkileri ile mevcuttur.

CMK 250 yeniden düzenlenmeli midir?

Evet, kesinlikle düzenlenmelidir.

Hem suçla savaşmayı, hem de soruşturma ve kovuşturma evrelerinde temel hak ve hürriyetleri de ortadan kaldırmadan, adaleti sağlamayı başaracak düzenlemeler yapılmalıdır.

İlgili madde, "Ceza yasaları suçlular içindir ama yargılama kuralları masum insanlar içindir” kuralını ortadan kaldıracak uygulamalara engel olacak şekilde yeniden düzenlenmelidir.

Ayrıca “Özel Yetkili Mahkemeler birer operasyon mahkemeleri oldu. Siyasi iradeden talimat alıyorlar ve o talimat çerçevesinde görev yapıyorlar” intibaını ve algısını ortadan kaldıracak düzenlemeler yapılmalıdır. Bir haksızlık yapıldıysa "ama!" arkasına saklanılmamalıdır.

Mülkün temeli adalet, bir gün herkese lazım olur.


Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ahmet Türk Arşivi