Fatih Uğurlu

Fatih Uğurlu

Seba Melikesi BELKIS, ADNAN HOCA ve MADONNA

Seba Melikesi BELKIS, ADNAN HOCA ve MADONNA

Memleketin en önemli meseleleri nedir derseniz Madonna derim. Geldi, konser verdi ve çuvalla parayı alıp gitti. Sizce sadece bu mu? Bence Madonna turnosol kağıdı gibi bizim bir değil, pek çok yönümüzü ortaya koydu. Bir kere 50.000 kişi gibi ordu sayılabilecek bir kitle, onun etrafında pervane oldu. 100 TL’den 1000 TL’ye kadar da bilet parası ödemişler. Beni bu kısmı fazlaca ilgilendirmiyor. Ama mesela sahneye bir kilise figürü ve büyükçe bir haçla çıkışı ise önemli. Netice itibarı ile dini bir sembol ve Hıristiyan, Müslüman herkesin şiddetli tepkisi ile karşılaşmalıydı. Tık yok, herkesin Madonna deyince kelimenin içindeki donla ilgilendiğini bilen Madonna konser sonunda çok merak edilen bir tarafını göstermekten de geri kalmamış. Üstad Necip Fazıl Kısakürek’i anmadan edemiyoruz:

- İnkılap denilen rahimden nice düşük çocuklar geliyor. Madonna konserine gösterilen bu tuhaf ve aşırı ilgi Türkiye’deki ahlaki erezyonun ne boyutlarda olduğunun göstergesidir. Eminim o ahlaksızlık abidesi kadın bile şaşırmıştır gösterilen bu ilgiye. Meşhur Adnan Hoca bile Madonna ile haşir-neşir! Televizyonda konuşuyor, karşısında üç tane manken, Oktar’ı sık sık tevyi ediyorlar. O da coştukça coşuyor:

- Madonna’ya türlü hediyeler verdik. Ona İslâm’ı anlattık. Çok memnun ve mütehassıs oldular. Biz bir yobaz gibi ona yaklaşmadık. Kendisi yakında Müslüman olacak ve Seba Melikesi Belkıs gibi hizmet edecek.

Madonna’dan herkes bir kuble alıyor. Kadın ortada, etinden, sütünden, derisinden herkes mebzul miktarda faydalanıyor. Bir başka kanalda da bir pop şarkıcısı konuşuyor:

- Ben de konserine gittim. Tam bir görsel şölendi. Bizim ondan öğreneceğimiz çok şey var!

Popçu, ondan bahsederken çok mübarek bir zattan bahseder gibi bahsediyor. Hanım kızımız adeta mest... Bir de Madonna’ya dokunabilse eminim, o elini aylarca kullanmayıp müzeye kaldıracaktı.

Madonna’nın kim olduğunu bilmesek, onu Rabia Hatun sanacağız. Kadın dünyadaki ahlaksızlık akımının Everest Tepesi’ndeki temsilcisidir. Bir Müslüman olarak tabii olarak en sevmediklerimizin başında geliyor. Zira dünyadaki şer ve kötülük odaklarından biridir. Şimdi geçmişe dönüyoruz ve Atilla İlhan’ın ölmeden bir yıl önce AKİT’e verdiği mülakata:

- Avrupa’da 3 büyük vakıf vardır. Bunların bütçeleri tasavvur edemeyeceğiniz kadar büyüktür. Vakıflar Yahudiler tarafından kurulmuş ve yönetilmektedir. Bu vakıflar tüm dünyada homoseksüellik, lezbiyenlik, müstehcen neşriyat ve her türlü ahlak bozucu konser ve faaliyeti destekler. İstanbul başta olmak üzere büyük şehirlerimizde homoların çalıştığı bar açmak isteyenlere bir şahıs tarafından 100.000 dolar karşılıksız para verildiği o piyasada at koşturan herkesin malumudur. Madonna konserine de ben şahsen bu pencereden bakıyorum.



Kemal Paşa, sen çok yaşa!

Hayretler içindeyim. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu siyasi hayatı boyunca ilk defa müsbet bir davranış göstererek terörün önlenmesi için AK-PARTİ hükümetine şartsız destek vaad ediyor. Bu defa su koyan MHP. Zira bu parti de BDP gibi terörden besleniyor. PKK ve terörü varoldukça MHP büyüyor, güçleniyor. Bunun farkında oldukları için de PKK’nın yok olmasına yönelik adımlar atılmasını istemiyorlar. Kan akıyormuş, analar ağlıyormuş ne gam... Ölen ölür, kalan sağlar bizimdir! Analar nasıl olsa bir taraftan doğuruyor. Kılıçdaroğlu’na gelince doğrusu bizi çok şaşırttı bu davranışı ile. Ama onun bu davranışını bugün için “Her bozuk saat bile günde iki kere doğruyu gösterir” diye değerlendiriyorum. İleride bu minval üzre sağduyulu politikalar üretirse Allah için onu da yazar ve alkışlarız, hâlâ tedbirli yazıyoruz. Bugüne kadar o kadar tuhaf şeyler yaptı ki, her iyi şeye fren, her yanlışa alkış sürekli yaptığı işlerden oldu. Mesela polis vazife ve selahiyetleri kanununda bir değişiklik yapılmış. Çok güzel bir ek kanun çıkarılmış. Kaybolan çocuklarla ilgili yapılacak ihbarlarda sonuç alınırsa ihbarcıya 25 bin ile 100 bin TL ödül konulmuş. Normal olarak bunu herkesin alkışlaması lazım değil mi? Hayır, hayır, hayır! Bildiğimiz Kılıçdaroğlu, hemen kürsüye fırlayıp:

- Bu kanun kaçırılan çocuk sayısında ciddi artışlara yol açacaktır. Adam ödül almak için bir çocuk kaçıracak ve sonra da ihbar edecektir. Hükümeti kınıyorum. Beni isterseniz asın, ama doğruları söylemeye devam edeceğim diyecektir.

Hazret, bu milletin mazlumlara olan ilgisini ve sevgisini bildiği için sık sık hükümete çıkış yaparak “Beni asın” diye oraya fırlayabiliyor. Adam ucuz kahraman. Nasıl olsa bu ülkede idam cezası da yok, at atabildiğin kadar!

Biz Kılıçdaroğlu’nu çok seviyoruz, o ise bizi hiç sevmiyor. Ne yapalım, o CHP’nin başında olmaya ve partisini patinaj yaptırmaya devam etsin, biz onu tek taraflı sevmeye de razıyız. Ya CHP’nin başına Mustafa Sarıgül gibi biri gelirse sakın haaa... Biz Kılıçdaroğlu’dan memnunuz.

Kemal Paşa, sen çok yaşa!



Önceki ve Sonraki Yazılar
Fatih Uğurlu Arşivi