Abdurrahman Dilipak

Abdurrahman Dilipak

Yolcu yolunda gerek

Yolcu yolunda gerek

Bugün Medine’deyiz. Yaz sıcağında sizi siyasetin kavurucu sıcağı ile baş başa bırakıyor ve ben çölün, havanın ve toprağın sıcaklığında, sıcak dostlukların kucağına bırakıyorum kendimi..

Rintur’la bir umre seferinde kardeşlerimle 15 gün birlikte olacağım.. Daha önce de birlikte yolculuğumuz oldu İlyas Say beyle.. Sohbetlerimiz olacak arkadaşlarımızla birlikte. Umrenin ayrıntıları, oradaki ritüellerin sembolik değerleri ve bizim hayatımızdaki karşılıkları üzerine konuşacağız..


Kabe’den otele dönünce, yine internete girecek, yine dünyada neler olup bittiğine bakacağım. Ve düşüncelerimi yazmaya devam edeceğim. Yoğun günlerde köşem boş çıkmasın diye yedek yazılar bırakacağım..


Hep aktüel olayların peşinde koşmamak gerek. Kelamî konulara olan ilgimizi de canlı tutmamız gerek.


Bu yaz hep böyle geçecek sanki.. Dönüşte Ramazan var ve sonra zaten yaz bitiyor..


Havalar serinlese de Türkiye’nin ve bölgenin sıcaklığı devam edecek gibi gözüküyor.


Dünyanın bu gailesinden zaman zaman sıyrılmayı da bilmek gerekiyor. Bazan kibriti gözümüze çok yaklaştırınca arkasında bir ormanı kaybediyoruz.. Ömür geçip gidiyor bu arada.


İbadete zaman ayırmalıyız. Duaya zaman ayırmalıyız.. Kur’an-ı Kerim’i okumaya zaman ayırmalıyız. Akrabalara zaman ayırmalıyız.


Mesela bu Ramazan hacca-umreye gidemeyenler en az bir hafta itikafa girseler..


Yeni yapılan camilerde itikaf odalarını da ihmal etmeyelim bu arada lütfen..


Siz anadilde eğitimi tartışadurun, ben “anamın evine” gidiyorum. Havva annemin evinde onun çocukları her dilden konuşuyorlar..


Eskiden karayolu ile hacca-umreye gidilirdi, ama artık tek yol havayolu sanki. İnşallah şu Suriye de kurtulur da, yeniden hac yolu açılır.. İsteyen bisikletle, isteyen motorsikletle, ya da atla gider. Trenle gider..


Gün gelir inşallah Kudüs’ü de ziyaret eder, öyle gideriz.


Gün gelir, gemiyle de gideriz, Kızıldeniz’den dura dura..


Ama hâlâ Mekke-i Mükerreme yolları engelli koşuya benziyor..


Hâlâ İspanya’da beş yıldızlı bir otelde 15 günlük bir tatilin birkaç katı bedel ödemek zorundasınız bu yolda..


Neden sadece bir-iki havayolu umre seferi düzenler. Rekabeti engelleyen, bu soygun karşısında sessiz kalanlar kimler?


Bir karanlık ev kutsal yolculuğun önünde şakilik yapıyor. Bu derin gerçeğin üzerine nedense kimse gidemiyor! Ne hükümet, ne Diyanet, ne TURSAB, ne Rekabet Kurulu, ne yargı! Kimse bu ifritten sualin kılını çekmeye yanaşmıyor.


Allahım Senin yoluna engel koyanlara lanet et. Onları iki dünyada da zelil et. Onlara fırsat verme, vurgunları onlar için mutluluk vesilesi olmasın. Onlara yardım edenleri onların acısına ortak eyle..


Harameyn Turizm’in sahibi Ahmet Ziya beyle yıllardır bu konuyu konuşuruz. Bu konuda sürekli çaba gösteren bir isim olarak Allah (cc) ondan razı olsun. Ama Hac ve Umre turu düzenleyen birçok kuruluş nedense bu haksızlıklardan en çok zarar gören kendileri oldukları halde seslerini çıkartmıyorlar.. Bu genel olarak başörtüsü üreticilerinin başörtüsü mücadelesine ilgisizliği gibi bir şey..


İktidar İmam Hatip meselesini, başörtüsünü, Kur’an kursu meselesini büyük ölçüde çözdü. İnşallah bir gün bu konuya da el atarlar..


Yargı neden gitmez bu işin üzerine? Muhalefet neden sesini çıkarmaz, basın neden ilgisiz ve sağır? Sayıştay neden soruşturmaz bu haksızlığı..


Önümüzde Ramazan var. Ardından Hac ve Kurban. Bütün gazeteler Ramazan’ın faziletinden, hacdan söz edecek ama, göreceksiniz, kimse hac yolundaki engellerden söz etmeyecek..


Sahi neden Mısır’a, Sudan’a ya da Yemen’e gidip oradan Hac ve Umreye gidemiyoruz.. İlle paket servis.. Bu iş inanç hürriyetine müdahale yanında seyahat hürriyetine karşı cürüm oluşturmuyor mu? Laik devlet, hem de “Hacı” demeyi bile yasaklayan bir devlet, nasıl belli bir inanca mensup insanlar üzerinde böylesine katı yaptırımlar uygulayabilir? Neden Budistlerin, Hinduların, Hıristiyanların, Yahudilerin haccı için benzer uygulamalar yapılmaz da bu zulüm sadece Müslümanlara layık görülür?.


Bir gün bu acılar da bitecek. Gün gelecek HAREM otobüs garajı olmaktan kurtulup, İslam medeniyetleri parkı ve sahra mescidi haline gelecek. Yine “Sürre alayları”, “Amin alayları” düzenleyeceğiz.. Birileri bunu istemese de.


Onlara da yapılsın bu haksızlık demiyorum, ama, bu negatif ayırımcılığın sebebini sorgulamaya çalışıyoruz..


Hakkınızı helal edin.. Hep beraber dua edelim inşallah..


Selam ve dua ile..

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdurrahman Dilipak Arşivi