Hüseyin Öztürk

Hüseyin Öztürk

Helâli sevinçle hatırlayan kadın

Helâli sevinçle hatırlayan kadın

Arnavut topraklarından anlatacaklarıma geçmeden önce yazı başlığının çağrıştırdığı bir hatırayı paylaşayım.


Aylar önce hava yoluyla Erbil’den dönüyordum. Yanıma; uzun saçlı, hafif sakallı, yırtık kot pantolonlu, kolları dövmeli, ensesi kalın, yüzü kıpkırmızı, her halinden baba parası yediği belli olan, gündüzleri uyuyan, geceleri meyhaneden çıkmayan bir tip oturdu.


Uçak kalktı, servis başladı, yan komşum şarap istedi. Bardakla verdiler, şişeyle istedi, şişeyle verdiler, başladı içmeye. İçkinin sonunda hafif mayıştı, kafayı tutamaz oldu.


Gariban omzum ilk defa bir sarhoşa dayanaklık ediyordu. Sonra kendisine geldi, baktı şişe bitmiş. Ne derse beğenirsiniz.


Kocaman bir “Elhamdülillah şükürler olsun” dedi. Haliyle yüzüne baktım, göz göze geldik, hayretimi anladı ve


-”İkisi bir arada olmuyor değil mi hocam. İkisini bir arada kabul ettirenler utansın ne yapayım” dedi.


Geçelim ve Arnavutluk’a dönelim.


¥


Elbasan’dan Tiran’a doğru yol alıyoruz. Şehirden uzaklaşıp dağ yamaçlarına sararken, yol kenarında; domates, salatalık ve incir satan köylüler görmüştük.


Bu insanlardan üç ihtiyar kadının yanına durduk. Küçücük sepetlerde; biri salatalık, biri domates, biri incir satıyordu.


İncirler o kadar güzeldi ki, “Nasıl olsa alacağız” diye sepetten bir incir aldım ve yemek üzere; “Helâl ediniz” dedim.


Kadıncağız yüzüme öyle masum, öyle masum baktı ki, yaklaşık 20-30 saniye sürdü. Bakışlarından korktum, elimde incir, ne söyleyeceğini bekliyordum.


Nihayet kocaman bir sevinçle öyle bir; “Helâl, Helâl” dedi ki, o anki mutluluğuna diyecek yoktu.


Sonra anladık ki, kadıncağız bu “Helâl” sözünü hatırlamak için epeyce zorlanmış ve karşısında bilmem kaç yıldır ilk defa başka bir Müslüman gördüğü için çok şaşırmış.


¥


Allah kimseyi, “Ataizm” veya “Komünizmle” imtihan etmesin. Müslüman Arnavut halkının başındaki en büyük bela, Enver Hoca ve “Ataizmi” idi.


İhtiyar kadın, “Helâli” hatırladığı için hem mutlu oldu hem de hüzünlendi.


Mutluluğunu ve hüznünü anladığımızı ifade ederek; alacaklarımızı alıp veda ettik.


¥


Nüfusunun yüzde yetmiş beşi Müslüman olan bir halka; “Ataizm” dayatması, baskı yapılması, şiddet uygulanması, akla hayale gelmedik gayri insani zulümler işlenmesi, galiba dünyanın hiçbir “dil” ve “inancıyla” izah edilemez.


İşte Arnavutluk’un “Ataist Lideri Enver Hoca,” Arnavutluk’u ve halkı bu hale getirmiş.


Bu topraklarda öylelerine rastladım ki, insanlar; “La İlahe” diyor ama “İllallah” diyemiyor. “İllallah” kısmını unutmuş.


Hatırlatınca sanki eline büyük bir para geçmiş gibi öyle sevindiklerini gördüm ki, o anları anlatmak mümkün değil.


Neyse bu duygu seliyle Tiran’a ulaştık. Vakit namaz vaktiydi, doğruca Tiran meydanındaki Ethem Bey Camii’ne gittik.


Daha bitmedi.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hüseyin Öztürk Arşivi