Afganistan'da zafer!

Afganistan'da zafer!

Geçen hafta Batılı liderlerin Afganistan aşkı yeniden kabardı.

Fransa Cumhurbaşkanı Sarkozy, İtalya ve Avustralya’nın sol eğilimli başbakanları Romano Prodi ve Kevin Rudd Kabil’i ziyaret ettiler. Her üçü bu ülkede bulunan birliklerinin devamından söz ederek Afganistan’ı işgal eden NATO gücüne destekten söz ettiler.

Peki ne oldu da bu üç lider aniden bu ülkeyi hatırladı?

Geçen hafta ABD Başkanı Bush, NATO ülkelerinin Afganistan konusunda kendisine ciddi destek vermediklerinden şikayet etti.

50 bin kişilik NATO gücü içinde 28 bin askeri bulunan ABD acaba durduk yerde neden bu sıkıntısını dile getirdi?

11 Eylül’ü bahane ederek bu ülkeyi Kasım 2001’de işgal eden ABD her nedense Irak’a gösterdiği ilgiyi(!) buraya göstermedi. Yani Irak’a 160 bin asker gönderen ve tüm askeri, siyasi ve medya ilgisini bu ülkeye yoğunlaştıran ABD her nedense Afganistan’ı unutmuşa benziyor.

üstelik işgal gerekçesi olan Kaide’ye istenilen darbe vurulamamış ve Taliban giderek güçleniyor.

Nitekim İngiltere Başbakanı Gordon Brown, Afganistan’da istikrar ve barış için mutlaka Taliban ile görüşülmesi gereğinden söz ediyor.

Peki Taliban nasıl oluyor da işgalin 6. yılında tekrar eski gücüne kavuştu?

Bunun yanıtı çok kolay .

Ortaçağ koşullarında yaşayan afgan halkına göre ABD işgal gücü ve onun işbirlikçisi Karzai hükümeti ve yandaş aşiretler ülkenin hiçbir sorununu çözemedi. Taliban zamanında yasak olan Afyon ekimi ise serbest bırakıldı ve bundan dolayı uyuşturucu alışkanlığı hızla yayılıyor bu ülkede.

BM raporlarına göre yılda 80 milyar dolarlık bir piyasa oluşturan afyon serbestisinden dolayı bugün 40 bin Afganlı çocuk uyuşturucu müptelası.

üç yıllığına NATO adına Afganistan’ı yöneten Hikmet çetin, afyon sorununun çözümü için Batılı ülkelerin hiçbir ciddi adım atmadıklarını söylüyor. çünkü ABD işgal gücüne, Karzai hükümetine ve milyarlarca dolar kazanan yandaşı aşiret liderlerine göre bu sorun pek önemli değil.

Peki Kaide ve Taliban eski güçlerini sürdürüyorlarsa o zaman Afganistan neden işgal edildi?

Baksanıza ABD’nin Kabil’deki adamı Karzai ile İslamabad’daki adamı Müşerref bile bu işi anlamışa benzemiyor.

Karzai, komşusu Pakistan’ı bile Taliban’a destek vermekle suçlayacak kadar şaşkın. Amerikan yandaşı bu iki adamı Başbakan Erdoğan 29 Nisan’da Ankara’da bir araya getirerek barıştırmaya uğraştı. Oysa Pakistan olmasaydı ABD Kasım 2001’de Afganistan’ı işgal edemezdi .

Ama daha önemlisi Pakistan olmasaydı CIA, Taliban ve Kaide’yi Nisan 1996’de Afganistan’da iktidara getiremezdi ve belki de 11 Eylül hiç yaşanmayacaktı!

ABD işte böyle bir ülke.

Birilerini iktidara getireceksin, sonra farklı alan ve amaçlarda kullanacaksın sonra da iktidardan uzaklaştırarak suçlu ilan edeceksin.

Ama hiçbir zaman tamamen ortadan kaldırmayacaksın.

çünkü gün gelir bunlara yeniden gereksinim duyulur.

Tıpkı işe yarayacaksa Taliban’ın tekrar Kabil’de iktidara ortak edilmesi gibi.

Irak’ta durum pek farklı değil ve olmayacak.

ABD’nin bu pis oyunları anlaşılmadığı sürece tarih hep tekerrür edecek.

Hep beraber çıkıp şu Amerikalılara ‘Yahu siz neden Afganistan’ı işgal ettiniz’ demediğimiz ve bunun hesabını sormadığımız sürece ABD bildik huyundan vazgeçmeyecek.

Yani Taliban tekrar Kabil’de iktidara gelecekse ve Kaide hem bu ülkede hem de Irak’ta güçlü ise o zaman Afganistan neden işgal edildi?

Hadi işgal ettiniz o zaman neden bu ülkenin sorunlarını çözmek yerine Taliban’ın tekrar güçlenmesi ve halk desteğini artırması için özel çaba harcıyorsunuz?

Tabii sorulacak çok soru olabilir ve Irak ile Afganistan karşılaştırılabilir.

Ama bu pek işe yaramayacak.

çünkü ABD ve yandaşları kendi bildiklerini papağan gibi tekrarlayacaklar.

Oysa her şey ortada.

ABD bu ülkeleri barış, istikrar, demokrasi ve benzeri söylemler uğruna işgal ettiyse büyük bir yenilgiyle karşı karşıya.

Yok amaç bu ülkeler ile tüm coğrafyayı darmadağın etmek ise ABD büyük zafer kazanmıştır.

Gerisi ABD ve yandaşlarının umrunda değil.

40 yıl uydurma komünizm tehlikesi ile tüm dünyayı meşgul eden ABD anlaşılan bir 40 yıl daha herkesi kendi ürettiği, beslediği ve kullandığı ‘radikal İslam’ ile oyalayacak.

İnanın bana bu çok ciddi ve hepimiz için siyasal, ekonomik, sosyal, kültürel ve psikolojik yansımaları olacak olan çok tehlikeli bir oyun.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi