Mehmet Emin Genç

Mehmet Emin Genç

Efendimizin(sav) hayat tarzı 1

Efendimizin(sav) hayat tarzı 1

Allah Rasûlü, Fahr-i Kâinat (sav) Efendimizin hayat tarzını, yani örnek yaşayını çok iyi bilmemiz gerekiyor. Çünkü dünya ve âhiret hayatımızdaki kurtuluşumuz; Hz. Peygamber Efendimiz (sav)’i sevmek, O¢nun yolunda yürümek ve O¢nun hayat tarzını (Yaşayış biçimini) benimsemekle mümkündür.
Son Nebi Hz. Muhammed Mustafa (sav) Efendimiz, Müslümanların yegâne örneği ve önderidir. Allah Teâlâ Kur’ân-ı Kerim’inde böyle bildirmiştir. Şek ve şüphemiz olmayan bu beyan şöyledir:
“(Yâ Muhammed!) Gerçekten senin için kesintisi olmayan bir ecir vardır. Ve şüphesiz sen, büyük bir ahlâk üzerindesin...” (Kalem, 3-4.)
Bu Ayette “Kesintisi olmayan bir ecir”den bahsediliyor. Bu, O’nun takvadan hiçbir zaman ayrılmadığını gösteren bir bilgidir. Ayrıca bu âyet-i kerime, bizlere iman etmiş olmanın en önemli alâmetlerinden birinin de güzel ahlâk olduğunu bildiriyor.
Peygamberimiz Efendimiz cismanî varlığıyla nerede bulunuyor idiyse, nerede kendisi konuşuluyorsa O’nun bulunduğu ve konuşulduğu ortamlar en güzel, en verimli, huzur ve güven veren ortamlar haline gelmiştir. Bundan dolayı tüm Müslümanlar, bulunduğu ortamın Efendimizin bulunduğu ortamlar gibi olmasına özen göstermelidir.
Hz. Peygamber (sav) Efendimizin en çok yaptığı duâlardan biri de şudur:

“Allah’ım! Fayda vermeyen ilimden, Kabul olmayan amelden, Müstecâb olmayan duâdan sana sığınırım...”
O’nun ahlâkî meziyetlerinden bir kaçını örnek alıp yaşamamız duâsı ve temennisiyle arz ediyorum:
Peygamberimiz (sav) Efendimiz: Güler yüzlü, tatlı sözlüydü. Sert değil, halim-selim idi, her zaman insanlara çok mütevazı davranırdı. Boş ve lüzumsuz konuşmazdı. Çocukları çok severdi. Akrabalarına ve komşularına ikramda bulunurdu. Fakat onları faziletli olanlara tercih etmezdi.
Nefsine son derece hâkimdi. Sabır konusunda timsal bir şahsiyete sahipti. Acıkmadan yemeğe oturmaz, sofradan hep doymadan, yarı aç kalkardı. Ekseri bulabildiği ve yediği arpa ekmeği ile hurmaydı.
Kimsenin ayıbını yüzüne vurmaz, ayrıca ayıpların örtülmesinin mahşerde günahların affına ve inkarına vesile olacağını söylerdi.
İnsanların, sözü ve özü en doğru olanı idi. Hayatında hiçbir zaman yalan söylememiş, Müslüman’ın yapamayacağı en dikkat çeken hasletin yalan konuşmamak olduğunu, yalanla imanın bir arada bulunamayacağını vurgulamıştı. Hayatta hiçbir kimseyi aldatmamış, “Aldatan bizden değildir” buyurmuştu.
İnsanların en cömerdi idi. Cimriliği hiç sevmezdi. Çok sabırlıydı. Sıkıntı, belâ ve musibetlere en fazla tahammül ve sabrı O gösterirdi. Üzerine aldığı işi en iyi şekilde yerine getirirdi. Az ve öz söylerdi. İnsanların en mütevazı olanı idi. Hastaları ziyaret ederdi. İnsanların en cesuru idi. İnsanlar arasında fark gözetmez, zengin - fakir, âmir - memur, işçi - patron ayırımı yapmazdı. Köle ve hizmetçilerin bile davetine icabet ederdi. Akrabalarına ve dostlarına en çok ikramda bulunan O idi.
Kendisinden bir şey istendiğinde, istenilen şey varsa verir, yoksa ve bulabilecekse vereceğine dair söz verirdi. Verme imkânı olmadığı takdirde ise susardı. Hayatında hiçbir insanın kalbini kırmamıştı.
Evde bulunduğu zamanlarda zevcelerinin işlerine katılır ve onlara yardım ederdi. Çocukları çok sever, onlarla arkadaşlık ederdi. Çocuklar arasında kız - erkek ayırımı yapılmasına şiddetle karşıydı. Çocukların dünyasına girmeyi en iyi O başarmıştır. Karşılaştığı çocuklara selâm verir, oyunlarına katılır, onları onore ederdi.
Kendisini çağıran kişiye; “buyurun” diye cevap verirdi. Güler yüzlü, tatlı sözlüydü. Daima tebessüm eder, yani gülümserdi. Gülümsemenin, tebessümün de bir çeşit sadaka olduğunu O öğretmişti. Hiç kimseyi azarlamaz ve kırmazdı. Son derece kibar, nazik ve anlayışlı idi. Hiç kimsenin sözünü kesmezdi.
Özellikle kız çocuklarına karşı ayırım yapılmasını istemez, cahili adetleri ve anlayışı yıkmak için onlarla özel olarak ilgilenir, evlatlar arasında adaleti yaşatmanın önemini vurgular, yerdekilere merhamet etmeyene göktekilerin de merhamet etmeyeceğini söylerdi.
Bir meclise girdiği vakit, orada ne konuşuluyorsa, bu yönden onların sohbetine iştirak ederdi. Kendisi için ayağa kalkılmasını ve ayrıcalık yapılmasını istemez, boş olan yere oturur, özel muameleyi sevmezdi.
Yürürken sallanmaz ve adımlarını fazla açmazdı. Cenazelere iştirak eder, cenaze sahiplerine taziyede bulunur ve onları teselli ederdi.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mehmet Emin Genç Arşivi