Hüseyin Öztürk

Hüseyin Öztürk

Ahmed İslamoğlu

Ahmed İslamoğlu

Bu haftaki kitabımız bir başucu eseri. El altında tutulması ve satır satır okunması gereken bir kitap.

İslam üzerine yaratılan fıtratını, İslam üzere hiçbir yara ve zede almadan sürdüren bir büyüğümüzün, hocamızın, üstadımızın, alimimizin, velimizin hayatını, düşüncelerini ve hatıralarını anlatan bu kitabın adı, “Ahmed İslamoğlu.”


Kaynak Yayınları’ndan çıkan eseri Nazif Yılmaz yazmış. Prof.Dr. İsmail L. Çakan Hoca da “Takdim” yazısıyla takdim etmiş.


•


Eser hakkında bilgi vermeden önce Ahmed İslamoğlu hocamızla ilgili küçük bir hatıramı paylaşmak isterim.


Sanırım bir on yıl olmuştur. Mustafa Karahasanoğlu ağabeyle gazetemizin temsilcilerini ziyaret ediyorduk.


Seyahatimiz Kayseri ve ilçelerinde sürerken Develi’ye de uğradığımızda Mustafa Bey;


“Ahmed İslamoğlu Hocamızı ziyaret edelim” dedi. Doğrusu Ahmed İslamoğlu Hocamızın ismini ilk defa o zaman duymuştum.


Yağmurlu bir gündü, hocamızın evini bulduk, kendisi evde değilmiş, evin önünde beklemeye başladık.


Bir süre sonra köşeden gözüktü. Öyle bir hali vardı ki belki şöyle tarif edebilirim:


“Ne olur beni de kanatlarınızın altına alın” dedirten bir şefkat, merhamet ve tevazu yüklüydü.


•


“Kimsiniz, necisiniz, nerden gelir nereye gidersiniz” sorularını sormadan sanki kırk yıldır hep birlikte aynı evde yaşıyormuşuz gibi içeri girdik.


Belki Mustafa ağabey, Ahmed İslamoğlu Hocamızı önceden tanıyor olabilirdi ama ben ilk defa karşılaşıyor ve hayretle kendisini izliyordum.


Ev son derece mütavazıydı. Odanın bir köşesinde soba, üzerinde de çaydanlık vardı. Ahmed Hocamız diğer odaya geçti ve elinde bardaklarla geldi. Elleriyle bize çay ikram etti.


Bir süre sonra Mustafa ağabey seyahatimizle ilgili bilgiler verdi, Develi’ye gelince de önce kendisini ziyaret etmek istediğimizi söylerek bizleri kabulünden dolayı teşekkür etti.


•


Veda zamanı gelmişti, Mustafa ağabey müsaade istedi ve hep birlikte ayağa kalktık, elini öpecektik ki, ellerini açtı ve yaklaşık 35-40 dakika gazete için dua etti.


Duadan sonra uğurlamak üzere dışarı çıktı. Yağmur devam ediyordu. Biz arabaya binip gözden kayboluncaya kadar yağmurun altında bekledi.


Ahmed Hocamızdan ayrılır ayrılmaz, Mustafa ağabeyden daha geniş bilgiler aldım.


Kendim için söylüyorum, meğer öyle bir deryayı ziyaret etmişim ki, şu söze çok uygun düşmüştü.


“O mahiler ki, derya içredir, deryayı bilmezler.”


Daha önce nasıl tanımadığıma çok hayıflanmıştım. Bu hayıflanmışlığım, Hocamızın kendi adını taşıyan kitabı “Ahmed İslamoğlu” elime geçince dahada arttı.


“Neyse, yitik bulununca emek zayi olmazmış.” On yıl sonra da olsa Hocamızın “hatıralarını ve mülahazalarını” derli toplu hazırlanmış muhteşem bir eserde buldum.


Kitapla ilgili bilgi yarına kaldı ama henüz bu kitap daha birinci cilt.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hüseyin Öztürk Arşivi