Mehmet Şeker

Mehmet Şeker

Akla gelmeyen, bazen başa gelir

Akla gelmeyen, bazen başa gelir

Siz hiç hava alanında piste girdiniz, apronda dolaştınız mı? Ben bir defa girdim, başım döndü. İkincisinde başımla beraber ben de döndüm.

Bugüne kadar kaç defa uçak yolculuğu yaptım, saymadım ama daha önce hiç apronda dolaşmamıştım.

Nürnberg hava alanında bir saate yakın 'çevremizi tanıyalım' gezisi yaptık.

Çok mu merak ediyordun derseniz, hayır; hiç aklıma gelmezdi.

Bazen akla gelmeyen başa geliyor, ardından temaşa geliyor.

* * *

Fırsat buldukça söylerim, en pahalı yemek bedava yemektir.

Sağ olsun adamlar davet etmişler, basın mensupları ve turizmcilerden oluşan küçük bir ekip için yoğun bir program hazırlamışlar; mızıkçılık etmek olmaz.

THY, Alman Turizm Ofisi yetkilileri bizim için en güzel otelleri, en kaliteli lokantaları ayarlamış; müzeydi, konserdi, şehir turuydu ne mümkünse programa eklemişler.

Ayrıntısıyla anlatacak değilim, hava alanında ne görülür?

İnen, kalkan ve bekleyen uçaklar, yangın çıkarsa kısa sürede söndürecek büyük itfaiye araçları, kargo bölümü, yolcu taşıyan otobüsler, yük taşıyanlar vs.

THY ofisinin Avrupa'nın en iyi ofisi olduğunu Nürnberg Müdürü Osman Nuri Bey'den öğrendik ve ülkemiz adına memnuniyet duyduk.

İstanbul Nürnberg arasında uçak seferleri 39 yıldır yapılıyor; seneye kırkıncı yıl kutlamaları olacak.

* * *

Akşama açık havada klasik müzik konseri var dediler.

Büyük bir parkın ortasında sahne kurulmuş, bir bölümünde sandalyeler masalar.

Geri kalan kısım çimenler üstünde.

Bir kalabalık toplandı, sandım ki bütün şehir oraya aktı.

Söylenen doğruysa 60 bin kişi civarında dinleyici toplanmış.

Taburesini, minderini alan gelmiş.

Bazılarının elinde yiyecek içecek de bulunuyordu.

Çünkü iyi yer kapmak için erken gelip iki saate yakın bekleyenler oldu.

Şef ve orkestra elemanlarıyla, organizatörlerle tanıştık.

Bizim klasik müzik sevdiğimizi anlamış olmalılar ki özel bölümden bir masa ayırmışlar.

Böylece Nürnberg sosyetesine karışmış olduk.

* * *

Nefis bir konser dinledik ve serin havada bol bol üşüdük.

Doğrusu üşümeyi de özlemişiz.

Orkestra 80 kişiden oluşuyordu.

Çalınan eserler İtalyan.

Orkestra şefi ile bir röportaj yapabilirdik ama önceden hazırlık olmadan ne soracağız?

'Neden müzik?' diye mi başlayalım, diğ mi ama?

Bizim ekipten bir arkadaş 'O adam öyle elindeki çubuğu sallamasa, orkestradakiler çalamaz mı?' diye sordu ama bunu da sormak olmaz.

* * *

Ertesi gün kara yoluyla Frankfurt'a geçtik.

Yol boyunca bol orman. Çoğu çam.

Arada tarlalar, tablo gibi köyler, kasabalar.

Tarlalarda mısır, ekin bolca.

Birkaçına ayçiçeği ekilmiş fakat ayçiçekleri çekingen.

Azıcık güneş görüyorlar da ondan.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mehmet Şeker Arşivi