Fatih Uğurlu

Fatih Uğurlu

Sayın Kılıçdaroğlu, oruçluyum

Sayın Kılıçdaroğlu, oruçluyum

Ramazan’da genel olarak bir sükûnet hali hepimizi kuşatır. Oruç tutmanın ne anlama geldiğini bildiğimiz için kolay kolay öfkelenmeyiz, sinirlerimize hakim oluruz, zira oruç bizim öfkemizi frenlemiyorsa gayesine ulaşmamıştır. Bu çerçeveyi bozan bazı nadir tipleri de hatırlarız nedense, onların şu tepkileri de bir gerçekliktir:

 


- Bak, Ramazan’da tanıma beni, selam bile verme, sigara içmiyorum ya, acayip sinirli oluyorum Ramazan’da babamı bile tanımam.

 


Bu arıza tiplerin tuttuğu da oruçtur, orucun gerçek gayesine ulaşmasa da.

 


Mesela CUHAP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile Başbakan Recep Tayyip Erdoğan Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde karşılaşmışlar, hoş-beşten sonra Kılıçdaroğlu ilk hamleyi yapmış:

 


- Sayın Erdoğan, sizin camiden başka işiniz yok mu, Çamlıca’ya cami, Taksim’e cami, Çankaya’ya cami. Yanlış anlaşılmasın yani, biz de Müslümanız ama bu durum laik vatandaşları rahatsız ediyor da!

 

- Sayın Kılıçdaroğlu, kusura bakma ben oruçluyum.

 


- Sen benim soruma cevap ver, soruma!

 


Başbakan Erdoğan, oldukça sakindir:

 


- Sayın Kılıçdaroğlu oruçluyum.

 


- Sonra bu seçmeli Kur’an-ı Kerim ve siyer dersini ortaöğretime sokmak da neyin nesi? Yeni bir bölücülük mü? Yani laik ve antilaik diye mi öğrencilerimizi böleceksiniz.

 


Erdoğan, yine sakindir:

 


- Sayın Kılıçdaroğlu oruçluyum.

 



- Baksanıza Yargıtay da arka bahçeniz oldu, cemevleri caminin alternatifi değildir, ibadethane olamaz diye karar vermiş. Bu da sizin marifetiniz.

 


Ramazan’da mısır ekmeği yemeyi bırakan Erdoğan yine sükûnetini muhafaza ederek konuşmuş:

 


- Sayın Kılıçdaroğlu oruçluyum.

 


- Sokak sokak Ramazan iftarları veriyorsunuz, niyetiniz nedir, oruç tutmayanları mı fişleyeceksiniz, açıkça söyleyin canım!

 


- Sayın Kılıçdaroğlu oruçluyum!

 


- İstanbul Büyükşehir Belediyeniz 50.000 üniversite öğrencisine karşılıksız burs veriyordu. Neyse ki onu mahkemeye başvurup iptal ettirdik. Bu defa siz üniversite öğrencilerinin harçlarını kaldırıyorsunuz. Bizim öğrencilerimizin sizin sadakanıza ihtiyacı yok, bunu bilesiniz!

 


Başbakan Erdoğan yine sakindir:

 


- Sayın Kılıçdaroğlu, oruçluyum!

 


- Meclis’te cemevi açılmasını da engellediniz. Bakın göreceksiniz iktidara geldiğimizde meclise de cemevi yapacağız, Taksim’e de, Çamlıca’ya da, hatta Ankara’da Kocatepe Camii’nin karşısına Anıtkabir’in bahçesine de cemevi yapacağız!

 


Erdoğan sakindir:

 


- Sayın Kılıçdaroğlu oruçluyum.

 


CUHAP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu öfkeden pancar gibi kızarmıştır, patlamaya hazır volkan gibidir:

 


- İmam-Hatiplerin orta kısmını açıyorsunuz, üniversiteye girişte normal liselinin avantajlı durumunu da kaldırdınız, ne yapmak niyetindesiniz?

 


- Sayın Kılıçdaroğlu oruçluyum.

 


- Başörtülü, çağdaş olmayan kıyafetlerle üniversiteye gelenlere bütün kapıları açtınız. Üniversiteleri başı örtülüler, başı açıklar diye ikiye mi böleceksiniz?

 


- Sayın Kılıçdaroğlu, oruçluyum.

 


Tam o sırada özel kalem müdürü Erdoğan’a yaklaşır:

 


- Affedersiniz efendim Cuma namazı vakti yaklaşıyor, Kocatepe Camii’ni istemiştiniz. Oradaki hoca da bugün orucun faziletini anlatacakmış. 

 


Başbakan Erdoğan, hafifçe tebessüm eder:

 


- Ben orucun faziletini çok iyi biliyorum. Zira insan oruçlu iken hiç sinirlenmiyor, Karadenizli ve hatta Kasımpaşalı bile olsa.

 



Ve Erdoğan Cuma namazı için Kocatepe Camii’nin yolunu tutar.


 

Önceki ve Sonraki Yazılar
Fatih Uğurlu Arşivi