Mehmet Şeker

Mehmet Şeker

Hocaya sormuşlar, o da demiş ki...

Hocaya sormuşlar, o da demiş ki...

'Sayın Hocam, Seferihisar'ın bir köyünde oturmaktayım. İşim dolayısıyla her gün ilçeye gidip gelmem gerekiyor. Bu sıcak yaz günlerinde oruç tutmak da zor geliyor.

İlçemizin Seferihisar olması hasebiyle, seferi sayılma ihtimalimiz var mıdır? İmkân dâhilindeyse, yapıverin birşeyler. Vallahi çok makbule geçer. Ellerinizden öperim.'

A canım kardeşim, ben de senin gözlerinden öperim.

Türlü bahanelerle kaytarmaya bakma, efendi gibi orucunu tut.

Sana sıcak da başkasına serin mi a yaramaz?

Herhangi bir sağlık sorunun yoksa, oruç farz. Sağlığın elverişli değilse, zaten mazursun. Fidyeni verir, oturursun aşağı. Kimse karışmaz.

Ama sırf sıcak diye zorlanıp vazgeçmek istiyorsan, yanlış.

Hele ilçenin adı Seferihisar diye kendini seferi saydırmaya ruhsat arıyorsan, iş karışık demektir.

Yani ömür boyu seferi olmak istiyorsun.

Seferihisar'da oturmakla seferi olunsaydı, ohoo, kimbilir kimler, neler olurdu ya da en azından olmak isterdi.

Örnek mi istersin?

Hemen göstereyim.

Hem de uzaklardan değil, sizin oralardan.

Misal Ödemiş ilçesi.

Orada oturanlar da aldıkları borçların hiç birini ödemeye yanaşmaz, vaziyeti kurtarırlardı şayet senin zannettiğin gibi bir bağlantı olsaydı.

* * *

'Muhterem hocam... Söylemeye çekiniyorum ama oruçlu iken rüşvet yedim. Orucum bozulmuş mudur?'

Oruçlu iken rüşvet yedin, orucun bozulmuş mudur diye merak ediyorsun, öyle mi?

Tövbe estağfirullah!

Orucu bırak, ahlâkın bozulmuş.

Oruç senin neyine?

Rüşvet yemeye devam edeceksen, hiç oruç tutma daha iyi.

Abdestin de bozulmuştur senin.

Git hemen guslet.

Yediğin rüşveti de hiç vakit kaybetmeden birine ver; kuruşu kuruşuna.

Hiç durma hadi yallah!

* * *

'Hocam, oruçluyken tırnak kestim, orucum zarar görmüş olabilir mi?'

Yok kardeşim görmemiştir. Görmemiştir ama sanırım ki seni de görmemiştir. Bu kafayla oruç tutmaya mecbur değilsin. Tutmasan da olur. Hadi yolun açık olsun, Allah selamet versin. Daha da buralara uğrama, bana da soru falan sorma!

* * *

'Efendim, üç aylık evliyiz. Oruçlu iken eşime bir metreden fazla yaklaştım. Orucum bozulmuş sayılır mı? Aynı zamanda eşimin orucu da zedelenmiş midir?'

Dalga mı geçersin, ciddi mi sorarsın anlamadım. İşin dalgaysa, hiç beni uğraştırma. Yok ciddi sorayisen, o zaman da tafsilat gerekir. Yaklaşmanın ölçüsü nedir? Bir metreden fazla derken, ne kadar fazla? Mesela yarım metrelik mesafeden orucunun bozulacağını düşünüyorsan, işin zor demektir. Ya da sen bu 'oruçlu iken eşine yaklaşmama' meselesini yanlış anlamış olmayasın?

* * *

'Sayın Hocam, bütün gün direksiyon sallıyorum. Mübarek Ramazan içinde sabah saatlerinde sakinim genellikle. Fakat vakit ilerledikçe sinirlerim geriliyor. Bu İstanbul trafiğinde şoförlük yapıyorum. Geçen gün kırmızı ışıkta geçtim. Biliyorum orucum bozulacak değil ama içimde bir vicdan azabı, bir sıkıntı... Ne yapsam bilemedim. En iyisi size danışmak istedim. Nedir bunun hal çaresi?'

Aziz kardeşim, sendeki suçluluk duygusu. Kırmızıda geçmişsin, yaptığının yanlış olduğunu biliyorsun. Belli ki mübarek Ramazan içinde vicdanın biraz daha nazikleşmiş.

Bir daha yapma sakın.

Ancak bunu sen de biliyorsun zaten, bu tavsiye ileriye dönük.

Senin önceki hatanı telafi etmek için, bir gün de yeşil yandığı zaman bekle geçme. Tekrar kırmızı ve ardından yeşil yanana kadar bekleyebilirsen ne âlâ.

Böyle telafi mi olur diyeceksin. Vallahi ben de öyle düşünüyorum ama başka türlü bir yol gelmedi aklıma.

Yeşil yandığı zaman beklersen, arkadakiler sabırsızlanır. Bazıları derhal korna çalmaya başlar. Daha ileri giden, arabasından iner ve gelip seni tartaklamaya başlar. İşte o zaman senin vicdanın o tartaklanma sırasında sarsıntıdan biraz olsun yerine gelecektir. Dayak yemeden kurtarırsan, sevin. Hadi, kal sağlıcakla.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mehmet Şeker Arşivi