Hüseyin Öztürk

Hüseyin Öztürk

Yolsuzluk CHP’ye Hep Yakışmıştır

Yolsuzluk CHP’ye Hep Yakışmıştır

Kanal Türk diye bir televizyon vardı, geçenlerde satıldı. Satılmadan önceki sahibi, yaşamında nokta kadar dahi “aydınlık” bulunmayan Tuncay ö adlı bir şahıstı. Onun yönetiminde iken “Yoksulluk ve Yolsuzluk” adlı bir program yayınlanırdı.
O zamanlar hiç izlemezdim ama kanallar arası gezinirken o programa rast geldiğimde güler geçerdim. çünkü adamın hayatında yolsuzluk yapılmadığı zaman dilimi yok denilse yeridir. Bir kere televizyonunun kuruluşunun yolsuzluklarla olduğu mahkeme belgeleriyle kanıtlanmış ve çalıştırdığı onca insanın hakkını kursağına aktarmış birisi.
Tabii yolsuzluğun temelinde her zaman olduğu gibi yine CHP vardı ve büyük baron Deniz Baykal yönetiminde gerçekleştiği iddia ediliyordu. Bu iddialar da diğer yolsuzluklarla beraber yine mahkeme zabıtlarıyla ortaya konulmuş.
İsmet İnönü’den bu yana CHP’nin tarihini inceleyen herkes apaçık görecektir ki, “CHP ve yolsuzluk” hep birlikte yaşamıştır. Asla birbirlerinden ayrılmamış ve birbirlerine asla ihanet etmemişlerdir. Her ikisi de büyük bir aşkla ilişkilerini sürdürmüşlerdir.
Genç nesil bilmez ama orta yaşlılar ve daha yaşlılar iyi bilirler. Bir zamanlar “Nazilli basması” diye anılan Anadolu kadının giydiği elbiselikler varmış. İnönü’nün zulmü devam ederken bu Nazilli basmasını her kadın giyemezmiş, çünkü ancak parası olan giyebilirmiş.
Neden ve nasıl oluyorsa, bu basmayı da hep CHP’liler satın alır ve ancak onlar giyermiş. Meğer köylü giyinsin, kuşansın diye Nazilli basması başta olmak üzere geceleri erkeklerin ve kadınların pijama niyetine giydiği beyaz şeker torbası bezlerini de yine CHP’liler giyer ve onlar satarmış. Daha “gaz” ve “yağ” faslını es geçiyoruz.
Hükümet o yıllarda giysi paralarını CHP’li muhtarlara gönderir, muhtarlar da kendi adamlarına dağıtır ve sadece onların eli para görürmüş. Azıcık itiraz eden olsa, ya köyünden eşyasını yükleyip başka yere taşınmak zorunda kalır ya da harmanı yakılır, ocağı söndürülürmüş. O dönemin tarihi böyle vakalara şahitmiş.
Sonra bir de çeşme, yol ve okul paraları varmış. İçme suyu olmayan köy ve kasabalara bütçeden para aktarılır ve yine her neden ve sebepse, bu paralar da muhtarı CHP’li olan köylere ve kaymakamı CHP’li olan ilçelere gidermiş.
Hemen şunu da söylemek lazım. O dönemlerde kaymakamı CHP’li olmayan ilçe, valisi CHP’li olmayan il yok gibiymiş. Hele bir zamanlar, kaymakamlar CHP ilçe, valiler CHP il başkanlarından tayin edilirmiş.
İşte bu dönem öncesi ve sonrası; “çeşme,” “yol” ve “okul” gibi devletin yapması gereken hizmetlerin paraları “hizmet” yerine muhtarların, kaymakamların ve valilerin emrine tahsis edilir, onlar da kim Milli Şefe yakın veya partiye hizmet ediyorsa onlara dağıtılırmış.
çarıktan kurtulup ayakkabı başta olmak üzere halkımızın ekmeğe ve suya kavuştuğu dönem 1950’de başlayıp, 1960’a kadar devam etmiş. 10 yıl yolsuzluklara ve yoksulluklara ara veren Türkiye, 1960’da yine büyük bir yoksulluk ve yolsuzluğa imza atarak; bir başbakan ve üç bakanın idamı, yüzlerce insanın hapishanelerde çürümesiyle yeniden kendisini göstermiş.
1960’lı yılların başından itibaren tekrar sahneye çıkan CHP zihniyeti, koalisyonuyla ve muhalefetiyle ülkenin hiçbir noktasına çivi çakmamış. CHP ne zaman iktidara ortak olmuşsa; “yolsuzluk ve yoksulluk” baş göstermiş ve halkın burnundan gelmiş. “Yoklukların” ve “bereketsizliğin” kapısı ve avlusu olan zihniyetin bugününe baktığımızda da geçmiş yılları aratmayacak manzaralar net olarak görülmektedir.
İşte son yolsuzlukları ortada. Memlekete dair en ufak bir hizmetleri olduğunu bilen ve gören varsa, insanlık namına söylesin, yazsın ve kamuoyuna duyursun. Anayasa Mahkemesi’nin yolunu, TBMM’nin yoluyla karıştırmaları bile her şeyi anlatmaya yetmiyor mu? ülkenin ve milletin hangi yarasına merhem oldukları görülmüş ve bilinmektedir.
Kaç yıldır muhalefetteler; “kavga, kargaşa ve kaostan” başka ülkeye hizmetlerine dair bir tek örnek gösterilebilir mi? Ne zaman ülkede huzur ve güvene dair kıpırtılar olsa, bu adamlar kıyamet koparmıyor mu? Neden? “Yolsuzluklarına” müsaade edilmediği ve “yolsuzluk” yapabilmek için kendilerine zemin bulamadıkları için değil mi?


Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hüseyin Öztürk Arşivi