Ramazan-ı Şerifin yaşandığı İslam coğrafyasının en önemli merkezi İstanbul’dur. Oruca inanan ve idrak eden herkes böyle bilir ve söyler.

Yalnız Balkanlar’daki iftarların, İstanbul’daki coşkuyu kıskandıracak kadar güzel ve çok daha anlamlı olduğunu söylemeliyim.
Tabii Balkanlar’daki bu farklılığın yine önemli ayaklarından birisi haliyle İstanbul başta olmak üzere diğer şehirlerimizdir.
Balkan ülkelerindeki başkentler ve bazı büyük şehirlerin meydanlarında düzenlenen iftarlar, ensar muhacir buluşmasını andıran bayramlar gibi.
Neredeyse her gün toplu iftarlar var. Özellikle Türkiye’nin değişik illerinden belediyeler başta olmak üzere işadamları iftar yarışına girmişler.
Bir de hemen her şehirdeki varlıklı kişiler, toplu iftar vermek istiyor ki, bazı yerlerde meydanlar ikiye üçe bölünerek iftar veriliyor.
¥
Ramazan-ı Şerifin en anlamlı yaşandığı yerlerden birisi de halen “Osmanlı Sancağı” unvanını koruyan Novi Pazar yani Yeni Pazar.
İftar için Novi Pazar’a girdiğimizde ezana biraz vakit vardı. Şehrin caddelerinde dolaşırken, cafelerin ve lokantaların büyük bölümünün kapalı olduğunu gördük.
Kapalı derken mekânlar açıktı ama yiyecek içecek servisi yoktu. Hepsi de iftara hazırlık içerisindeydi. Zaten oruç tutmayanlar da edebinden yemez içmezmiş.
Novi Pazar’da da birkaç yerde iftar varmış. Biz de İslam Birliği imamlarından Yakup Lekoviç’in misafiri olduk.
İftar ettiğimiz masamızın yakınında Novi Pazarlı aileleler de iftar ediyorlardı.
Bizim misafir olduğumuz her halimizden belli olduğu için bakışlarıyla ve tebessümleriyle ilgilerini eksik etmediler.
¥
İftardan sonra İzmir İlahiyat Mezunu olan Yakup Lekoviç hoca şehri gezdirdi.
O gündüz saatinde bomboş olan sokaklar, bu sefer kum gibi kaynıyordu. Oruç tutanlar da tutmayanlar da kendisini sokağa atmıştı.
Yine Yakup hocanın refakatinde eski adı “Çamlıca Camii” olan bir Osmanlı camisine uğradık. Bahçesinde Novi Pazar’ın bir İslam beldesi olduğuna dair şahit mezarlar vardı.
Geçtiğimiz aylarda bu camiye bir cuma vakti, Dışişleri Bakanı Ahmed Davutoğlu da uğramış.
Herkesten habersiz camiye girmiş ama fark edilir edilmez, cemaat hemen ayağa kalkmış ve yol açarak ön safa buyur etmişler.
Tabii bu davetin en güzel tarafı, tekbirlerle olmuş. Tekbirler getirilirken gözyaşları sel olmuş. Tekbirlerin ardı kesilmediği için namaza hemen başlanamamış.
¥
Novi Pazar’dan Rojaye’ye dönme vakti gelmişti ve gece yola düştük.
Rojaye’ye geldiğimizde Boşnak Partisi il başkan yardımcısının sahur için evine davet ettiğini öğrendik.
Osmanlı’dan kalma misafir karşılama ve uğurlama adetlerini kitaplarda okuyanlar, Balkanlar’da bizzat yaşayabilirler. Biz yaşadık.
Kısacası Balkanlar veya Rumeli, halen Ramazan-ı Şerifin maddi ve manevi yönünün yaşandığı bir Osmanlı coğrafyası.
Esasında fiziki sınırlar bir şey ifade etmiyor, önemli olan gönüller arası sınırların olmaması.