Ve bayram geldi. Yarın arefe..

Nefes nefese bir Ramazan yaşadık. Suriye, Myammar, terör derken, Ramazan’ın da sonuna geldik..
Suriye rejimi İslam İşbirliği Konferansı’ndan dışlandı..
Suriye rejimi için yolun sonu. Artık giderken daha fazla zarar verme, arkalarında bir enkaz bırakarak kaçma hazırlığı yapıyorlar. Karada bir etkinlikleri kalmadı.. Hava saldırıları ile intikam savaşı yapıyorlar. Oysa bu saldırılar, kin ve öfkeyi daha da derinleştirmekten başka bir işe yaramayacak. Dahası, arkada bıraktıklarına bir kan davasını miras bırakmanın ötesinde, yıllarca sürecek bir laneti haketmeye çalışıyorlar..
İran bile İslam İşbirliği Konferansı’nda Suriye’yi savunmadı.. Karar karşısında ısrarcı olmadı. Suriye rejimi için geri sayım devam ediyor.
Bu arada içeride Hüseyin Aygün olayı tartışılmaya devam ediyor.. Yeni bir “iyi çocuklar” skandalı ile karşı karşıya kalındı..
CHP’nin Meclis’i toplama çabasına denk gelen, bir ziyaret ve buluşma havasının ardından kaçırmadan çok alıkoyma ya da 48 saatlik bir buluşmanın ardından şimdi gözler yeniden CHP’ye çevrildi..
PKK da suçüstü oldu bu arada. Bahoz’un devreye girmesi ile “saçının teline zarar gelmeden” bırakılan Aygün’ün açıklamaları çelişkili ve tutarsız..
6 kişinin kendini kaçırdığını söylüyor, ama bir direniş göstermemiş. Yalnız başına gittiği yerde, 6 kişi yanına geldikten sonra arabalarla bir çok kişi gelmiş olay yerine, dirense çatışma çıkmasından korkmuş, ama “çok nazik” davrandıklarını söylüyor, gençlerin.. Hem zaten onlar da barış istiyorlarmış, bu mesajlarını iletmek için Dersim dağlarında kır gezisi yapan bir milletvekilini kaçırarak vermek istemişler bu mesajı..
Bu “buluşma” Oslo buluşmasından daha çok tartışılacak bir buluşma bana göre.. Oslo’da taraflar ve maksat belli. Peki burada kim ne yapıyor? Bunlar kimler ve niyetleri ne?
Beni en çok düşündüren, peki bu senaryoyu kim yazdı? Neden Aygün’ü seçtiler?..
Aygün kendini kaçıranlar hakkında bilgi vermiyor.. Ya da kaçırma olayının ardından olay yerine çok sayıda araç ve insan geldiğini söylüyor. Kim bunlar?
Aygün “gençler”den ayrıldıktan sonra jandarmaya geliyor ama ifade vermiyor. Ve jandarmanın kendini helikopterle şehre götürme teklifine de olumsuz cevap veriyor..
PKK’dan da bu olayla ilgili bir açıklama yok.. CHP’de ise sular durulmuyor. Terör örgütü mensuplarına “Arkadaş” diyen Aygün’ün sözler parti içinde de sert eleştiriler alıyor.. MHP CHP’yi terör konusunda samimiyetsiz davranmakla suçluyor..
CHP ve Ergenekon çevreleri terör örgütü üzerinden köşeye sıkıştırmak isterken kendi oyunlarına geldiler.. TSK Kandil’e operasyon düzenledi ve Dersim bölgesindeki arama-tarama ve istihbarat faaliyetlerine hız verildi. Muhtemelen yakında Aygün’ü kaçıranlar yakalanır ve bu olay daha uzun süre tartışılmaya devam eder.
Suriye konusunda Esed’in ülkeyi terketmesinden hemen sonra PKK uzantılarının ülkeden arındırılması ile ilgili adımlar atılacaktır herhalde..
Eğer içeride olaylar kontrol edilir, Suriye ayağı da kontrol edilirse, Barzani’nin PKK konusunda hareket alanı daraltılmış olur..
Bu arada Ergenekon ve Balyoz davalarında gelinen aşamada yeni bilgi ve belgelere ulaşılıyor. Yeni tanıklıklar ortaya çıkıyor. “Ergenekon” davasında tanık olarak dinlenilen emekli Astsubay Hüseyin Oğuz’un anlattıkları, JİTEM ve MİT içindeki karanlık güç odakları ve faili meçhuller konusunda yeni iddialar içeriyor.. Bu iddialar, yeni davaları kaçınılmaz kılacağa benziyor. Bu arada TBMM Darbeleri Araştırma Komisyonu’na tanıklık yapacak kişilerin anlatacakları da mevcut davalara yeni boyutlar kazandırabilir..
28 Şubat’ın masaya yatırılması ile yakın tarihimize ait bir çok kirli dosya da gün yüzüne çıkmış olacak..
Bu arada birileri dikkatleri başka yönlere çekmek için yeni komplolar üretebilirler. İktidara zarar vermek adına malum çevreler yeni tezgahlar hazırlayabilirler.. Bu arada dindar çevreler üzerine gitmek de isteyeceklerdir.. Bayram sonrası Türkiye’yi hareketli günler bekliyor..
Suriye uzun sürmez. Bu arada trajik bazı gelişmeler olabilir ama, artık sonuç belli.. Ve bu işin geri dönüşü yok. Suriye rejimi bitecek, “Arap Baharı”nda “şimdi sıra kimde” sorusunun cevabını aramaya devam edeceğiz.
Bu arada İsrail, İran’ın nükleer santrallerine yönelik bir saldırı için, bilmem kaçıncı senaryosunu masaya koymuş gözüküyor. Bir ay sürecek ve 500 İsraillinin hayatına malolacak bir saldırı için ABD’den destek arayışını sürdürüyor..