Hüseyin Öztürk

Hüseyin Öztürk

Teröre karşı tevhidi canlandırmak

Teröre karşı tevhidi canlandırmak

Millet olarak biz tevhid toplumuyuz. İlmihal medeniyetine sahibiz. Elbet böyle bir toplumu kargaşa ve kaosa sürükleyecek teröristler ve yandaşları olacaktır.

Nasıl bütün peygamberlerin ve ümmetlerin düşmanı olmuşsa, son Peygamber Efendimiz (sav) ve ümmetinin de şeytanları ve teröristleri olacaktır.
Yaratıcımız Allah, Dinimiz İslâm, Kitabımız Kur’an, Peygamberimiz (sav) bu şeytanlarla ve teröristlerle nasıl mücadele edileceğini bizlere öğretmiştir.
Bizdeki eksiklik; öğrenmemiz gerekenleri öğrenmediğimizden veya öğrendiğimiz halde uygulayamadığımızdan kaynaklanmaktadır.
Sözü uzatmayacağım ve ilahi mesajlara yer vereceğim.
Bu mesajları önce yaşamak kaydıyla; batıdan doğuya, kuzeyden güneye, tüm insanlarımızla paylaşabilsek ve tatbik edebilsek, dertlerimiz bir bir çözülecektir.
¥
Cenâb-ı Hak buyuruyor:
“Kim Allah’ın hürmet edilmesini emrettiği şeylere saygıda bulunursa bu, kendisi için Rabbi nezdinde mutlaka hayırlıdır.” (Hac, 30)
Rasûlullah (sav) buyurdular:
“Mü’minler birbirlerini sevmekte, birbirlerine acımakta ve birbirlerini korumakta bir vücuda benzerler. Vücudun bir uzvu hasta olduğu zaman, diğer uzuvlar da bu sebeple uykusuzluğa ve ateşli hastalığa tutulurlar.” (Buhârî, Edeb 27; Müslim, Birr 66)
Rasûlullah (sav) şöyle buyurdu:
“Mü’minin mü’mine karşı durumu, bir parçası diğer parçasını sımsıkı kenetleyip tutan binalar gibidir.”
Efendimiz (sav) bunu açıklamak için iki elinin parmaklarını birbiri arasına geçirerek kenetledi. (Buhârî, Salât 88, Mezâlim 5; Müslim, Birr 65. Tirmizî, Birr 18; Nesâî, Zekât 67)
Peygamberimiz (sav) mü’minlerin birbirlerine yardımcı olmalarını, aralarında yardımlaşmalarını, bir binanın unsurlarının birbirini sımsıkı tutması, kenetlenmesi haline benzetmiştir. Böyle bir bina sağlam ve dayanıklı olur. Aksi takdirde ayakta duramaz, yıkılır.
Şayet Müslümanlar birbirlerine yardımcı olmaz, birlik ve beraberlik içinde bulunmaz, birbirlerine sımsıkı kenetlenmezlerse, güçlerini ve kuvvetlerini kaybeder, ayakta duramaz, yıkılırlar. Nitekim, İslâm tarihi, bunun hem müsbet hem de menfi tecrübeleriyle doludur. (Riyazü’s Salihin, 2. Cilt, Erkam Yay.)
Yardımlaşmak sadece maddi midir?
Mü’minler arasındaki yardımlaşma kavramını, sadece maddî cihetiyle ele almak doğru değildir. Maddî cihet, yardımlaşmanın unsurlarından sadece biridir.
Manevî yöndeki kardeşlik, dostluk ve samimiyet, birbirini sevmek, saymak, hak ve hukuka saygı, neticede maddî yardımlaşmayı da doğuran temel unsurlardır.
Cenâb-ı Hak buyuruyor:
“Müminler, müminleri bırakıp da kâfirleri dost edinmesin. Kim bunu yaparsa, artık onun Allah nezdinde hiçbir değeri yoktur. Ancak kâfirlerden gelebilecek bir tehlikeden sakınmanız başkadır. Allah, kendisine karşı (gelmekten) sizi sakındırıyor. Dönüş yalnız Allah’adır.” (Âl-İmrân, 28)
Cenâb-ı Hak buyuruyor:
“Müminler ancak kardeştirler. Öyleyse kardeşlerinizin arasını düzeltin ve Allah’tan korkun ki esirgenesiniz.” (Hucurât, 10)
Rasûlullah (sav) buyurdular:
“Farzların edâsından sonra Cenâb-ı Hakk’ın en ziyâde sevdiği amel, bir Müslüman kardeşine sevinç vermektir.” (Süyûtî, el-Câmiu’s-Sağîr, I, 11

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hüseyin Öztürk Arşivi