Abdurrahman Dilipak

Abdurrahman Dilipak

BOMM

BOMM

“Cephanelikten bombalar çalınıyor. Bu çalınan bombalar sayımda ortaya çıkmasın diye böyle bir yola başvuruldu. Cephanelik havaya uçuruldu.” Bu iddia korkunç..


“Canlı bomba” ihtimali zayıf.. Ama bir sabotaj mümkün. Eğer bu bir sabotajsa PKK’dan önce derin devletin bu işte parmağı olabilir mi diye bakmak gerek..

Derin devlet buradan silah kaçırıp terror örgütüne, piyasaya veriyor da olabilir. Bu ihtimali de gözardı etmemek gerek.

Hatırlarsanız, Arınç‘a suikast olayı tartışıldığı günlerde, Ankara’da iki kamyon dolusu el bombası ele geçirilmişti. Yük kamyonunda ve kağıt kolilerine gelişi güzel doldurulmuş el bombaları.. Olayla ilgili soruşturmayla ilgili bir hakim kozmik odaya girmiş, günlerce araştırma yapmıştı. Sonra o işin üzeri örtüldü.

O el bombaları Muğla’dan getiriliyordu.. Ankara’ya Afyon daha yakın.. Bolu dağının etekleri de Ankara’ya daha yakın. Balıkesir, Erzincan, Trabzon, Hatay, neresi ise orası control altına alınmalı. Kontrol edemediğin güç sana hizmet etmez.

Bu iş bir çalınma değil de ortalığı kan gölüne çevirmek isteyenlerin yeni bir sevkiyatının ardından yaşanmış olmasın böyle bir durum..

Tabi bu olay, tamamen sıradan bir teknik kaza sonucu da olabilir ama, neden gecenin karanlığında böyle bir işlem yapılıyor. 30 asker birden aynı yerde.. Bu askerleri kim nasıl seçti.. Gece çalışma emrini/iznini kim verdi?

Bu iş eğer özellikle üzeri örtülmezse gerçek ortaya çıkacaktır.. Emri veren, operasyona katılan subaylar, erler o çevredeki nöbetçiler, güvenlik kameraları hepsi titiz bir şekilde incelenmeli..

Bu iş memleketi gerçek, iktidarı baskı altında tutmak, toplumun moralini bozmak için bir psikolojik harp taktiği olarak uygulamaya konmuş olamaz mı?

Koç Müzesi’ndeki denizaltını, öğrenci ziyareti sırasında bombalama planı yapanlar, Yunanistan’la savaş oyunları planları yapanlar, böyle bir plan yapmış olamazlar mı? Mahkeme tarafından kabul edilen iddianamede bütün bunlar ayrıntılı bir şekilde anlatılıyor.

Bilgi olmadan yüzlerce senaryo üretmek mümkün.. Söylenti, en tehlikeli gerçekten daha tahripkardır.. Onun için bu işin üzeri örtülmemeli, aceleye getirilmeden, savsaklanmadan ama Ankara’daki el bombası olayı gibi üstü örtülmeye çalışılmadan ulaşılan gerçekler açıklanmalı..

Konu TSK tarafından içeride kemali ciddiyetle soruşturulurken, MİT ve emniyet de çevreden bilgi toplamalı. Hem askeri hem de adli savcılık adli takibat başlattı bu arada. Cumhurbaşkanlığı ve Başbakanlık inceleme başlatmalı.. Meclisin de bu konuyu takibe alması gerekiyor..

Sınır karakollarının ne halde olduğunu gördük. Belki hem TSK’nın askeri depoları güvenlik açısından yeniden incelemesi gerek. Belki MGK’nın da bu konuda bir rapor hazırlayarak konunun MGK da görüşülmesinin sağlanması gerek..

Soğuk savaş dönemi yeraltı gizli silah depoları tasfiye edilmeden bana göre silah stoklarının güvenilir şekilde kontrolü çok mümkün değil..

TSK da da emniyet de de her zaman kayıt dışı silah konusu olagelmiştir.. Kayıt sistemi ve bu işlerle ilgili gizlilik kayıtlarının yeniden gözden geçirilmesi, operasyon sonrası gizlilik kayıtlarının tekrar farklı bir ekip tarafından incelenmesi ve bu konuda disiplin kurallarının güncellenmesi kaçınılmaz. Bu patlamanın sebebi ne olursa olsun, bu olay, bu konunun yeniden ciddiyetle ele alınmasını zorunlu kılmaktadır.. Bu patlamadan sonra açık ve gizli silah ve mühimmad depoları elden geçirilmeli. Uygulamalar ve yönetmelikler gözden geçirilmeli. İki haftalık erlere, el feneri, oto farı desteğinde mühimmad taşıtılmaz.. Uzmanlar bir sürü sorular soruyorlar, cevabını aradıkları.. Ha bu olay bize ders olsun..

Sayım neden gece yapıldı? Bu emri kim, niçin verdi? Depodaki envanter kayıtları üzerinde son günlerde bir tartışma yaşandı mı?

Acemi askerlere mühimmat mı teslim edilir?

İnşallah bu işe ecinniler karışmamıştır. Derin yapılar bu işe müdahil olmamışlardır.

Birilerine gün doğdu. “Topyekun savaş”a kalkışmış olabilirler.. Erdoğan ve AK Parti’ye yönelik bir plan olabilir bu. Ya da öyle değilse bile birileri bu ortamı bu yöndeki hedeflerini hayata geçirmek için kullanmaya kalkabilirler..

Bu gelişmeleri fırsat bilip, bundan sonra ortalığı daha da kan ve gözyaşına boğmak isteyenler olabilir.. Bütün bu gelişmeler Türkiye’nin iyi yönde geliştiğini gösteriyor. Bu işten birileri rahatsız oluyor ki, saldırıyorlar.

Bu da geçer.. Yeter ki sağlam duralım. Cesaretimizi ve umudumuzu kaybetmeyelim..

Bu işler ilk defa olmuyor. Her yolu denerler. Her haltı yerler. Hedeflerine ulaşmak için her yoıl meşrudur onlar için..

PKK’lısı, liberali, dincisi, sağcısı-solcusu, alevisi-sünnisi hepsi vardır bu tezgahta. Olmayan çeşidi yok ki! Patron da var sendikacı da.. Şeyhleri de var fahişeleri de ellerinin altında.. Kimini paraya boğarak, kimini tehditle, şantajla, kimi zaten bu yolun yolcusu, kolkola gidiyorlar..

Bu derin devlet denen yapı tasfiye edilmeden kimse rahata kavuşmayacak. Bir yandan eski yapıyı tasfiye ederken, iktidar içinde ve iktidar dışındaki, paralel oluşumlar konusunda da dikkat etmek gerek.. Paraya güce ve kadına ihtirası olan siyasetçiler, bürokratlar, belediye başkanları da ilişkilerini, çevrelerini bir gözden geçirseler ne iyi ederler..

Selam ve dua ile..

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
7 Yorum
Abdurrahman Dilipak Arşivi