Serdar Arseven

Serdar Arseven

Bu Cumartesi ne yapacaksınız?..

Bu Cumartesi ne yapacaksınız?..

Bir ihtimal işe gideceksinizdir!..

Belki de hem Cumartesi hem Pazar tatil yapıyorsunuzdur; iyi tatiller!..


•


Dünkü yazımızda, Başbakan Erdoğan’ın “Dershaneler seneye kapatılacak” açıklamasını değerlendirmiştik.


Özetin özeti; sistem yamuk olduğundan dershaneler kapatılsa da başka adla faaliyete devam!..


•


Sistem yamuk diye el kol bağlı oturacak da değiliz.


Okuyucularımızla tartışıp gerekli desteği aldıktan sonra buraya taşımaya karar verdiğimiz bir teklif var:


Cumartesi tatili kalksın!..


Haftada iki günden senede 104 gün tatil, üç ay öyle, 15 gün böyle, kar yağdı-çamura battı şöyle...


Bir de çoğu yerde okul yarım, hatta çeyrek gün!..


Toplasan doğru dürüst 100 gün filan okula gidebiliyor çocuk ve genç.


•


Üç aylık yaz tatilinin kısaltılması konusunda değişik görüşler geldi; kimi “O sıcakta çocuklar okula mı gitsin!” vesaire dedi.


Tartışılabilir.


Cumartesi için pek karşı görüş yok.


Tam gün okul, koca bir haftanın tekrarı olur en azından.


Halen yürürlükte olan Cumartesi okulları, mecburi olmadığı için pek yararlı değil.


Velilerden para toplanıyor filan!..


Bir zamanlar Cumartesi yarım gündü, o da faydalı olmuyordu.


Okul yarım gün olunca tatil gibi algılanıyordu.


Cumartesi tam gün, dershanelere olan ihtiyacı bir ölçüde azaltır.


Denebilir ki; yine de bir şey öğrenemezler!..


Ben de derim ki; iyi o zaman oldu olacak ders gününü 6’ya çıkarmasınlar, oldu olacak 3’e indirsinler!..


Bu işin makulü, haftada bir gün izin.


Cumartesi tam gün, hocalarımız okullara gelsin.


Konuları pekiştirsin.


Ha bu arada;


Cumartesi tatili nereden çıktı; ona da bakmak lazım.


Mesele şu; azınlıklardan bir bölümü, kutsal kabul ettikleri Pazar günlerinin tatil olmasından memnuniyet duyuyordu.


Yahudiler ise, Cumartesi gününün “tatil” olmamasından dolayı rahatsızdı.


Sistem zamanında bu işi ayarladı; gayrimüslimlerin bir bölümü için Pazar, diğer bölümü için Cumartesi tatil.


Bizler ise...


Rahmetli Necip Fazıl Üstad:


“Öz Yurdunda Parya!..”


İşin bu tarafını şimdilik görmezden gelelim ve eğitimde verimlilik üzerine yoğunlaşalım.


Kimse öğrencilere iki gün tatil lazım filan demesin;


Çocukları hem Cumartesi hem Pazar dershanelere gönderiyoruz ya!..


Çocuğa zaten tatil yok, bari bir gün olsun!..


Öğretmenlerimiz de vakit yetmezliğinden şikayetçi, Cumartesi tam gün, onlar için de sevindirici olur.


•


Aslında bu konuda toplu bir reforma ihtiyaç var.


Memurlar...


Polis memurlarına veya diğer bazı memur gruplarına bakıyoruz; adamlar 7 gün 13’er saat çalışıyorlar.


Kimi memur dil dışarda koştururken kimi de Cuma günü saat 17.00’de çıkıyor işten, taaaa Pazartesi günü 9’a kadar tatil.


Neredeyse iki buçuk gün tatil!..


İki buçuk gün tatil yapmışsın, Pazartesi adaptasyon günü olacak haliyle.


Salı, Çarşamba, Perşembe şöyle böyle mesai.


Cuma, uzun tatile ruhi hazırlık!..


Ya da Pazartesi hafta sonunda oynanan maçların değerlendirmesi, Cuma günü hafta sonunda oynanacak maçların tahmini, filan...


Çarşambaları da kupa maçları oluyor çoğu zaman!..


Devlet işi çoğu yerde bedava!..


•


Hal böyle olunca, millet KPSS’ye yığılıyor haliyle...


Garanti maaş, bol tatil, bir de zaman içinde torpil ayarlarsın.


Oh kebap!..


Millet birbirini yemekte yukarıdaki bu durumdan dolayı.


KPSS, asıl mesele!..


Ne yapacan bu düzende, madem böyle kurulmuş...


Uyacan!..


Hem sonra...


Dünya dediğin ne ki; iki kulplu bir kazan.


Tut bir ucundan sen de kazan!..


Bu arada, memleket de kazansa ne iyi olurdu!..


KULAK VERİN SAYIN BAŞBAKAN:


“İİBF CAMİASINA HAKSIZLIK YAPILIYOR!..”


En çok onlar mezun veriyor ama kamuya en az onlar alınıyor!..


İİBF, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi.


İsmi havalı ama pek işe yaramıyor.


Aslında eğitimi de iyi ama 350 binlik mezun kadrosunun kamuya yerleşmeleri fevkalade zor.


Alanlarına en alâkasız meslek gruplarından atlamalar olduğundan, ortakları çok...


Mesela, Hititoloji mezunu bile Kamu Yönetimi alanına atlayınca bunlara yer kalmıyor.


Şöyle bir hesap; 350 bin kişiden ancak 300’ünün kamuya girebilme imkânı var.


Binde birden az!..


Bunu yazdık ya şimdi diğer fakültelerin mezunları bize bozulacak.


Onlar da haklı bunlar da...


Sistem yamuk olunca dikiş tutmuyor!..


Hep deriz ya;


Kavanoz dipli dünya!..


Önceki ve Sonraki Yazılar
Serdar Arseven Arşivi