Heyecanla; “Hah işte kitap bu, kültüre hizmet bu, insanlığa kelam ve kalem ile ulaşmak bu” diye sarıldı­ğım eserlerden birisi var bu hafta.


Bağcılar Belediye Başkanı Lokman Çağırıcı; yüreğindeki, kalbindeki, dilindeki insa­ni samimiyetini yine konuşturmuş ve büyük bir hizmete imza atmış.

Memleketi memleket, milleti millet yapan, memleketi ve milleti uçurumlara yuvar­lanmaktan kurtaran ruhun çıkardığı bir dönemin en önemli mecmûasını kitaplaş­tırmış ve yeniden kültür hayatımıza kazandırmış.

Eğer bir belediye halka kültürel ve sosyal hizmet sunmak istiyorsa ve hizmetinde samimi ise işte böyle işler yapar.

Yoksa gösterişte “mütedeyyin ve muhafazakâr geçinen,” uygulamada ise toplu­mun; his, duygu, düşünce, fikir ve değer yargılarına ters işler yapıp; “Hakk’a ve insanlara yaranmak ye­rine,” birkaç gazetenin reklam sayfaları arasında veya bir televizyonun gece haberlerinde yeralmak için çaba harcamak, belediyecilik ve hizmet değildir.

Geçelim.

Efendim “Sırâtımüstâkîm Mecmûası,” bir dönemin büyük milli kalelerindendir.

Türkiye’nin dinsizlik cereyanı başta olmak üzere her türlü melanete sürüklenmesi karşısında; vicdanla­rıyla ve imanlarıyla, aldıkları ve verdikleri her nefesin hesabının sorulacağı inancıyla yaşayıp ölmek is­teyen, Mehmed Akif ve Eşref Edib gibi İslam kahramanlarının çıkardığı bir dergidir.

...................

Mecmûanın kitaplaşmasını M. Ertuğrul Düzdağ hocamız gerçekleştirmiş. İnşaallah bu çalışmaları he­sap günü kendisine yoldaşlık edecektir.

Ertuğrul Düzdağ hocamız, Mahir İz, Nurettin Topçu, Eşref Edip ve Necip Fazıl gibi daha nice fazıl insan­larımızın nefesleriyle yolunu belirlemiş, onlardan beslenmiş, tüm hücreleriyle İslam’a ve insanlığa hiz­met etmek için ömrünü feda etmiş bir mütefekkirimizdir.

Sırâtımüstakîm Mecmûası’nı hazırlamak da zaten ona ait olmalıydı. Onun elinden ve dilinden çıkmalıy­dı.

Bu konuda daha önce de çalışmaları vardı ama demek ki, böylesine önemli bir hizmet Bağcılar Beledi­ye Başkanı Lokman Çağırıcı’ya nasip olacakmış.

..............................

Bilenler bilir bilmeyenler için söyleyelim. “Sırâtımüstakîm’in” diğer adı, “Sebîlürreşâd”dır. Ertuğrul Düzdağ hocamız bu güzide İslam kalesi için şöyle der:

“İşte İslam davası... Sebîlürreşâd’ın yarım asırdır takip ettiği dava budur. Muarızlarla esas çarpışma sa­hası da budur.

Bu itibarla Sebîlürreşâd’ı alelâde bir mecmuadan ziyade, İslam’dan ve milli ruhtan uzaklaşma hareketi karşısında mevki alan İslami milli bir müessese telakki ve kabul etmek daha doğru olur.

Hele İslam’a karşı dil uzatanlar hakkında mecmuamız, hiç müsâmahakâr olmayarak lazım gelen ilmi ce­vapları vermiş, İslam dininin müdafaasına kanatlarını germiş, her türlü tehlikelere göğüs gererek, yapı­lan taarruzları bertaraf etmeye çalışmıştır.

Bu itibarla Sırâtımüstakîm – Sebîlürreşâd, memleketimizde ve bütün İslam dünyasında, mümtaz bir mevki ihraz etmiş, yüksek bir otorite olmuş, çok geniş mikyasta yayılmış, hemen her Müslüman hanesi­ne girmiştir.”

Bilgi için, Bağcılar Belediyesi: 0212- 410 06 00