Nusret Çiçek

Nusret Çiçek

Eksik teşebbüse eksik ceza

Eksik teşebbüse eksik ceza

“Göreceksiniz hepsi fos çıkacak” diyenler, darbeye eksik teşebbüsten 16-20 yıl arasında cezalara çarptırıldılar. Kazan delindi, dibi akmaya başladı...Hele de Çetin Doğan’ın geçmişteki açıklamaları geliyor gözümün önüne.


Ayağının tozunu Mehmetçiğe sildirirken beyefendinin pişkin hali, darbeden sanki ben yargılanıyordum. Tabii ki Balyoz’un psikolojik harekatı, uyutma taktiği...

Zaman çabuk geçti ve gördük.

“Balyoz” denilen melanetin yapmak istedikleri keşke uydurma olsaydı.

Keşke senaryodur deseydik, keşke bu kadar rütbeliyi bilekleri kelepçeli olarak görmeseydik... Sevindik desek yanlış olur, aksine, bu ülkenin düştüğü hallere üzüldük.

Bu kadar yüksek rütbeli, artık “onbaşı” bile olamayacak.

Şimdi gözler Yargıtay’da. Ola ki Yargıtay verilen kararları onarsa, bu sefer Yargıtay’ın hakim ve savcıları, muhalefetin hedef tahtası olacak.

Kılıçdaroğlu’na göre hepsi Erdoğanlaşmış.

Öyle ya, CHP’nin arka bahçesine ne oldu?

Keserin sapının bir gün döneceğini hesaba hiç katmadılar...

Zannettiler ki; eski köy eski adet.

Öyle olmadı işte...

CHP düzeni sandıkta yıkıldı, devran da yıkıldı.

Şimdi söz milletin.

Yargılamayı eksiği ile gediği ile artık milletin hakimleri yapıyor.

İşte bu hakimler... CHP’nin hedefinde.

CHP derler buna.

Darbeler, halktan oy alamayan tarihi CHP’nin eseri.

PKK’da onun şemsiyesi altında barındı ve de kemikleşti.

Ne var ki suçsuz hadi bağırıyor neyse de, darbe girişiminde bulunanların yargıyı, özellikle hakim ve savcıları suçlamaları oldukça ilginç...

CHP’nin arka bahçesi olan yargıya ne oldu?

“İsterse % 99 oy alsınlar, yine de biz ne dersek olur?” diyenler hani nerede?

Nerede o Türkan Saylanlar...

Nerde o cumhuriyet mitingleri...

Hadi gelin de yandaşlarınızı yargının elinden kurtarın, deyin ki “ey yargı, darbe bizim doğal hakkımız, çünkü biz bu cumhuriyeti halk için değil, kendimiz için kurduk.”

Öylesi bir cumhuriyet...

Hak için kurban küp için kavurma...

“Batı Çalışma Gurubu” adını verdikleri illegal bir kurum eliyle irticacı olaraktan her birimizi fişlediler. Fiş taktılar peşimize.

Kim ki CHP’li değil, irticacı...

Kim ki Cumhuriyet gazetesi okumaz, irticacı...

Ne var ki devran meselesi, bugün bir nebze hesap sorulmuş olsa da, asıl yuvalanma sinsice duruyor. Daha “kollama, kayırma” dedikleri 35. madde yürürlükte.

Çok şeyler duruyor...

Bir çiçekle yaz olmaz, çokça çiçekler yetiştirmek gerekir.

Görüyoruz ki ceza alanlar yarını gösteriyorlar.

Yarın hakim ve savcıların aynı mahkemelerde yargılanacağı, aynı akıbetle karşılaşacakları tehditleri havada adeta uçuşuyor.

Kılıçdaroğlu da, Menderes’in mezarı başında rahmet, cellatlara destek.

Hangisi doğru diye sorsanız.

Kemalist politika gereği CHP’nin takındığı tavırlar doğru.

Çünkü bu rejim kurulurken öyle yaptılar.

Camilerde hutbeler, minarelerde ezan sesleri, Meclis çatısı altında dualar.

Halk da inandı, sonra ne görelim, nerede kafası çalışan bir dindar varsa hepsi ipe, hepsi İstiklal Mahkemeleri denilen rejim sehpalarına... Şimdi de CHP alttan alıyor, sazın ince telini deniyor ama sakın inanmayın...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
Nusret Çiçek Arşivi