Prof. Dr. Namık Açıkgöz

Prof. Dr. Namık Açıkgöz

Başbakan yanıltmaya mı çalışıyor?

Başbakan yanıltmaya mı çalışıyor?

Bu hafta herkes Ak parti Kongresini yazacak… Sezai Karakoç’un şiirinden girip “Kim var?” dendiğinde “Ben varım!..” cümleleriyle Necip Fazıl’ı hatırlatarak devam edecekler, 2071 vurgusuyla heyecanlanacaklar…

Ben Kongreye girmiyorum. Çünkü Kongre konuşmasında beklentimi yüksek tutmuştum; olmadı… 2023, 2071 derken, Çanakkale’nin 100. yıldönümü olan 2015’in hiç adı geçmedi mesela…

Ben, Başbakan’ın son hafta yaptığı televizyon röportajlarında geçen “Kanın durdurulması için İmralı’yı devreye sokmak” tuzağına dikkat çekmek istiyorum.

Birileri düğmeye bastı ve iktidara “Çözüm İmralı’da” dedirtmeye çalışıyor. Suret-i haktan görünenler, lafı öyle bir noktaya getirmeye çalışılıyor ki, terörün bitirilmesi konusunda başarılı olma şansı sadece İmralı canisine veriliyor. “Hükumet, ordu, polis, halk bu işi bitiremez… Bitirse bitirse İmralı canisi bitirir.” demeye getiriliyor. Bunu diyenler de, başbakan’a dedirtmeye çalışanlar da, uzaktaki insanlar değil haa!... Ya Ak Parti siyaseti içinde olanlar veta Ak Parti siyasetini destekleyenler. Ne demiş büyük usta Nâbî,

Bâtıl hemîşe bâtıl ü bîhudedir velî;

Müşkül oldur ki sûret-i haktan zuhûr eder

Yani, “Bâtıl her zaman bâtıldır ve faydasızdır amma zor olan odur ki, hep suret-i haktan görünerek ortaya çıkar”

İmdiii…

Yavaş yavaş ısıtılmaya başlanan “İmralı çözümü” masaya yatırıldığı andan itibaren, hiç beklenmeyen sosyal çalkantılara yol açacak. (Habur’daki tedbirsizliği ve öngörüsüzlüğü hatırlayın.)

İmralılı çözümün konuşulmaya başlanması bile, “Aha ıhtırıyoruz!...” havasıyla, terör örgütünün beklentilerinde çıtayı yükseltecek, buna bağlı olarak da terör yoğunlaşacaktır.

Artık manzarayı düşünün…

Artık “yanaşmalar” ve “sol liberaller”e gün doğmuştur…

Bir yandan diplomat kategorisine çıkarılan katiller sürüsü, öbür yandan yarı tanınmış bir terör örgütü ve gene yarı tanınmış bir özerklik havası… Bu ortam silahları susturmaz, şehit sayısını arttırır.

Bu tablo en çok kimin işine yarar?

Muhalefetin, Ergenekoncuların ve PKK’nın.

Muhalefet de, Ergenekoncular da PKK da ülkede kaosun artmasını ve iktidarın gitmesini istemiyorlar mı? İstiyorlar…

2013’te Yerel Yönetimler, 2014’te Cumhurbaşkanlığı, 2015’te Genel Seçimler var. 3 yılı çözüme İmralı’nın dahil edilmesiyle ve buna bağlı olarak yukarıda çizdiğimiz tablo ile geçiren iktidarın şansı ne olur 2015’te?... Koskocaman bir “sıfır”…

Öyle ya, milletin asmak istediği bir katili diplomat seviyesine yükselt… Verilen şehit sayısı artsın… Her gün onlarca ocağa ateş düşsün… Ondan sonra da milletten oy bekle!... Millet zırnık vermez valla!...

Millet Ak partiye zırnık vermezse ne olur?

Meydan ulusolculara, ulusolcu koalisyonlara ve PKK’ya kalır.

Meydan bunlara kaldıktan sonra, zaten tepemizde dönüp duran akbabalara da gün doğar ve arkasından al sana “paramparça Türkiye”!... Alimallah, Misak-ı Milli’den geçtik, Sevr’i bile mumla ararız ondan sonra.

İşte tüm bu tespitlerden dolayı, Başbakan’ın etrafındaki suret-i haktan görünen suflörlerin dediklerini ciddiye almaması ve Kongre konuşmasında da dediği gibi, “Terörün bitmesi için Kürtlerin de bir adım atması”nı sağlamaya yönelik stratejiler geliştirmesi lazım.

Yoksa, 2023 de hayal olur, 2071’de… Veya bizler 2071’de, tası tarağı toplayıp Orta Asya’ya dönmeye başlarız.; Bengi Yıldız’ın torunları Bodrum sahillerini, Ertuğrul Kürkçü’nün torunları Akdeniz sahillerini tepe tepe kullanmaya başlar; biz de oralara pasaportla geliriz.

Ne dersiniz?... Haksız mıyım?...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
12 Yorum
Prof. Dr. Namık Açıkgöz Arşivi