6- Mecbur kalmadıkça namaz kılanların önünden, bilhassa secde mahallinden geçmemelidir. Bu konuda birçok Müslümanın hassas olduğu ve önünden geçenleri namaz içinde kolunu uzatarak engellemeye çalıştığını unutmamalıdır. Ebû Cuheym (R.A.)den rivayete göre Resûlullah (S.A.V.) Efendimiz:

"Namaz kılanın önünden geçen kimse, bu geçişi sebebiyle kendisine gelen günahı bilseydi, onun önünden geçmektense, orada kırk (gün, ay, yıl) kalması onun için, namaz kılanın önünden geçmesinden daha hayırlı olurdu." buyurdu. Râvîlerden Ebun-Nadr: Resûlullah (S.A.V.) Efendimiz kırk gün mü, kırk ay mı, kırk yıl mı? buyurdu, bilemiyorum, dedi.

Bu hadîs-i şerif, namaz kılanın önünden geçen kimsenin maruz kalacağı kayba dikkat çekmektedir. Hadîs-i şerifte yasaklanan "ön"ün miktarı: "Namaz kılan ile secde edeceği yer arasıdır." Bu bakımdan zaruri durumlarda, secde mahallinin biraz ilerisinden geçilebilir.

7- Bayan hacılar, Kâbe'de mümkün mertebe hanımların namaz kıldığı yerleri kullanmalıdır. Kadın-erkek karışık olarak cemaatle kılınan farz namazlar, sahih olmaz. Böyle bir şey kesinlikle caiz değildir.

Erkekler de bu konuya dikkat etmeli ve Mescid-i Haram'da veya başka bir yerde bir kadının yanında veya arkasında namaz kılmamalıdır.

8- Yaptığı ibadetleri, tavâfları başkalarına söylememeli, riyadan, gösterişten sakınmalıdır.

9- İmkân dahilinde umre ve fazla tavâf yapmaya gayret etmelidir.

10- Farz namazları evde, otelde veya otele yakın mescidde kılmak yerine, sevabı daha çok olduğu için Mescid-i Haram'da ve Mescid-i Nebevî'de kılmalıdır.

11- Hacılar, yer bulamama ihtimaline karşı yanlarında, üzerinde namaz kılabilecekleri bir seccade veya ince bir bez taşımalıdırlar.

12- Gerek Mekke-i Mükerreme ve Medine-i Münevvere'de yaşayan, gerekse dışarıdan gelen ve yoksul olduğu anlaşılan kişilere sadaka vererek yardımcı olunmalıdır.

b- Davranışlar hakkında:

1- Haccın her şeyden önce bir sabır eğitimi olduğunun bilinciyle, şartlar ne olursa olsun kimseye kızmamalı, kimseyi kırmamalı, haklı da olsa sabretmeli, Kur'an-ı Kerim'in ifadesiyle "öfkesini yutmalıdır".

İyi biliniz ki siz, temeli tevhid, ihlas, davete icabet, ALLAH Teâlâ'ya itaat ve O'nun mükafatını ümit ederek Resûlü Hz.Muhammed (S.A.V.) Efendimize ittiba olan kutsal bir yolculuktasınız. Şeytanın en çok uğraştığı hususlardan biri, sizin bu mübarek yolculuğunuzu sıradan bir yolculuk haline dönüştürmek ve hac yolculuğunun içini boşaltmaktır. Sakın ha! Şeytanın aranıza girip Haccınızın içi boşaltılmış sıradan bir yolculuğa dönüşmesine fırsat vermeyiniz. Çünkü o, aranıza girerek sizi birbirinize düşürmek için fırsat kollayan bir düşmandır. ALLAH Teâlâ için birbirinizi seviniz. Enes b. Malik (R.A.) den rivayete göre:

"Sizden hiçbiriniz kendisi için sevip arzu ettiği şeyi din kardeşi için de sevip arzu etmedikçe tam olarak, gerçek anlamda iman etmiş olmaz." buyuran Resûlullah (S.A.V.) Efendimizin bu emrini sakın unutmayınız, faydasız tartışmalardan ve ALLAH Teâlâ'ya isyandan uzak durunuz.