Hüseyin Deniz

Hüseyin Deniz

Bankaların bayram şekerleri zehir olmasın…

Bankaların bayram şekerleri zehir olmasın…

Yine bir bayram arifesindeyiz ve bankalar yine coştular. Parası olan zaten harcıyor, bankaların istediği ise parası olmayan da harcasın. Sözüm ona çok düşük faiz oranlarıyla reklamlarda vatandaşa “gel gel” yapıyorlar.

Kredi kullanmak konusunda orta yaş ve üzeri daha temkinli gidiyor. Tüketici, bireysel ihtiyaç kredisi dediğimiz nakit kredilere ise gençlerin talebi oldukça fazla. Kimisi güzel bir tatil için, kimisi ipin ucunu kaçırdığı kredi kartı borçları için nakit kredilere sarılıyor.

Bankalar da bayram zamanlarını değerlendirip kampanya varmışçasına reklamlara yükleniyorlar ve bu grubu etkilemeye çalışıyorlar. Peki, bayram zamanları gerçekten kredi oranlarında reklamlarda gösterildiği gibi esaslı bir indirim mi yapılıyor? Alakası yok. Yapılan şey sadece göz boyamadan ibaret.

Göz nasıl boyanıyor peki? Krediler konusunda göz boyamanın en yaygın şekli faiz oranında indirim yapıp diğer yan masraflarda bindirime gitmek. Böylece bankalar kaşıkla verip kepçeyle geri alıyorlar aslında.

Bu durumdan rahatsız olan Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu, geçmişte sadece kredi oranıyla reklam verilmesini yasakladı. Kredinin tüm maliyetleri dahil edildikten sonra ortaya çıkan gerçek maliyetini gösteren aylık-yıllık oranların da ilan edilmesini zaruri kıldı. Bu maliyet oranları şu an reklamlarda ilan edilmesine ediliyor ama gören yok. Cambaz ipte oynarken ekranın dibinden karınca gibi akan yazılarda ilan ediliyor ve haliyle hiçbir işe yaramıyorlar. Bu yüzden denize düşüp sarılacak yılan arayanlara, parası olmadığı halde tatile çıkmak isteyen vb. iflah olmaz kredi kullanıcılarına diyorum ki, hadi nakit kredi kullanacaksın, bari en düşük maliyetlisini seç… İyi de bunu nasıl seçeceğiz? Nasıl seçeceğinizden önce nasıl seçmemeniz gerektiğini söylüyorum, sadece kredi oranına bakarak seçmeyin. Kredi ile ilgili tüm masrafların dahil edildiği aylık yahut yıllık maliyet oranlarını inceleyin. Esas olan budur..

Bankaların reklamlarını izliyoruz hep birlikte. “Günde 6 TL’ye 5,000TL süper kredi” diyen Yapı Kredi’nin bu kredisinin ilan edilen oranı aylık 0,54. Peki masrafları ilave edince kredinin aylık maliyet oranı ne oluyor dersiniz? Oran katlana katlana 1,65’e çıkıyor ve yıllık yüzde yirmiye geliyor. Garanti Bankası bas bas bağırıyor “Bayramlık krediler inişe geçti” diye… 1,09 olarak reklamını yaptığı kredinin yıllık maliyet oranı yüzde yirmi oysa. İş bankası “Nerede o eski bayramlar diyenleri de memnun edecek kredi” deyip 0,82’den buyrun kredini hazır diyor ama bunun da aylık maliyeti neredeyse ilan edilenin iki katı, 1,54… Bu örnekler bitmez..

İşin hazin tarafı şu, devlet baba bankaları seviyor. Bankaların yaptığı tüm işlemler kayıt altında ve inanılmaz hacim yapıp çok büyük meblağlarda vergiler veriyorlar. Bu kadar çok vergi alınca devlet katında dokunulmaz gibi bir yerleri var bankaların. Vatandaşı öldürme de ne yaparsan yap dercesine fiyatlamada satışta reklamda özgürler bankalar. Ara sıra hukuka intikal eden durumlarda bile iş eninde sonunda banka lehine düzenlemeler yapılarak çözülüyor.

İş her zamanki gibi müşteride yani bizde. Etik dışı çalışan bankaları kurumları tercih etmeyerek onları cezalandırmalıyız. Kapılarında kuyruk olursak bu düzenin sonu gelmez…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
3 Yorum
Hüseyin Deniz Arşivi