Mahir Kaynak

Mahir Kaynak

Problem çözmek

Problem çözmek

önünüze çözmeniz için bir matematik problemi konduğunda iki şekilde yanlış sonuca varırsınız. Ya bu türlü problemlerin nasıl çözüldüğünü bilmiyorsunuzdur ya da çözebileceğiniz cinsten bir problem olmasına rağmen bugüne kadar karşılaştıklarınızdan daha zordur veya bir işlem hatası nedeniyle yanlış bir sonuca varmışsınızdır.

Eğer konuyu bilmiyorsanız hiçbir problemi çözmezsiniz. Eğer biliyorsanız yanlış bir sonuca varmanız her zaman çözemeyeceğiniz anlamını taşımaz. Sınavda birçok problem varsa, en yüksek notu almasanız bile, başarılı olmanız mümkündür.

Bugün Dünya iki büyük sorun karşısındadır. Birincisi ekonomik kriz beklentisi, ikincisi yeni siyasal dengelerin nasıl oluşacağıdır.

Ekonomideki sorunu ekonominin kendi dinamikleriyle oluşmuş bir arıza sayabilir ve onu iradeniz dışında gelişen bir hastalık gibi tedaviye uğraşırsınız ya da yaşam tarzınızın ve alışkanlıklarınızın yarattığı bir hastalık sayar, hem onu tedavi eder hem de yaşam tarzınızı değiştirirsiniz...

Bana göre bugün karşılaştığımız kriz kontrollü bir süreçtir ve ciddi tehlikeler yaratması muhtemel bir çıban önceden patlatılarak tedavi edilmektedir. Ancak bugüne kadar var olan ekonomik yapı, yani bazı ülkelerin tasarruflarının diğer ülkelerin tasarruf açığını kapatması ve bunun sürekli hale gelmesi, sorunun gerçek sebebi sayıldığı için, hem bu yapının yarattığı olumsuz birikimler tasfiye edilecek hem de geçmişin tekrarlanmayacağı bir yapı kurulacaktır. Yani ABD tasarruf açığını dış kaynakla kapatmaktan vazgeçecek ve sermaye akımı hep aynı yönde olmayacaktır. Sermaye üretime yön veren olmak yerine onun bağımlısı konumuna gelecektir. Sermayeyi kontrol edenlerin siyasi etkinlikleri sınırlandırılacak, yön veren konumundan çıkıp siyasi güce tabi olacaklardır.

Türkiye’de ekonomiye yön verenler karşılaştığımız durumun arızi olduğunu ve ilaç tedavisinin yeterli olacağını düşünüyor ve yaşam tarzını değiştirmek gereğini duymuyorlar. çünkü yeni yaşam tarzının önceden bilinen bir standardı yok ve yaratıcılılık gerektiriyor. Oysa klişeleşmiş metotları kullanmak çok kolay.

Dünyadaki yeni siyasi dengenin nasıl oluşacağı tartışılmıyor. AB’nin gerçekleşip gerçekleşmeyeceği ya da nasıl bir yapıya bürüneceği, ülkemizin ağırlık ve konumunun ne olacağı kimsenin sorunu değil. Sorun girip giremeyeceğimize indirgenmiş. Basit bir ticari ortaklıkta bile şirketin geleceği düşünülürken biz sadece ortak olmakla ilgileniyoruz. Bugüne kadar dünyanın yeni siyasi yapısıyla ilgili bir öngörüye rastlamadım. Geçmişteki devletler arası mücadelelerin benzeri bir analiz çerçevesinin dışına çıkılmıyor ve yeni oluşumun devletler arasında olmayıp devletlerin kendi içlerine kadar uzanan bir boyut kazandığı gözardı ediliyor.

Sonuç olarak problemi doğru çözüp çözmemekten daha önemli olan yaklaşımımızın bu problemleri çözmek için uygun olup olmamasıdır. çünkü problem eskilerine benzememektedir ve yaratıcı çözüm önerilerine ihtiyaç vardır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mahir Kaynak Arşivi