Ersoy Dede

Ersoy Dede

29 Ekim Böyle Geçti

29 Ekim Böyle Geçti

İşçi Partisi’nin kuyruğuna takılıp alternatif gösteri yapan CHP’lilerin düştüğü duruma bir bakın..

Son baktığımda bir TGB’li (İşçi Partisi Gençlik Kolu) genç; “Hangi CHP’linin TGB flamasının sopasıyla barikatı yarmaya çalıştığını gördüm. Bunun hesabını soracağız” diye bağırıyordu.. Düştükleri duruma bir bakın hele.. Ergenekon davalarında Gürbüz Çapan, “her bahtı kara solcu, Perinçek’i tanır. Bunların şerrinden korunmak için iyi geçinmeye çalışıyordum. Ama korunamamışım” demişti.. Şimdi Kılıçdaroğlu’nun geldiği noktaya baktığınızda karşımızda başka bir CHP anlayışının olduğunu net biçimde görebiliriz.

DARBE DAVETİ

Bugünkü CHP zihniyetinin geldiği noktayı göstermek bakımında iki örnek vereceğim size.. İlki İstanbul İl Başkanı Oğuz Kaan Salıcı’nın, komutanları şoke eden sözleri. İstanbul’daki törenler sırasında, elinde çelenkle anıta doğru ilerleyen Salıcı, tören alanında bulunan askerlere dönüp, dedi ki; “sizin korumanız gereken Cumhuriyet’e biz sahip çıkıyoruz”.. Cumhuriyet’e, aslında askerlerin sahip çıkması gerektiğini söyleyen Salıcı’ya, genel Başkan Kılıçdaroğlu sahip çıkacak mı, göreceğiz.. Sonuçta; “Meğer asker de kağıttan kaplanmış” diyen Süheyl Batum’un siyaset macerası, daha başlamadan bitti biliyorsunuz. Çünkü siyaset, işe askeri karıştırmayı hazmedemeyen bir müessesedir. CHP’li bile olsan, askerle elele katedeceğiniz bir mesafe olmadığını söylemeliyiz..

İNCE’DEN TUHAF ÇIKIŞ

Bugünkü CHP zihniyetini göstermesi bakımından değerlendireceğimiz ikinci CHP’li ise Muharrem İnce.. Önce bir basın toplantısı düzenleyerek TBMM’yi terörize edeceği tehdidi savurdu.. “Bir tane bile milletvekilimiz biber gazına maruz kalırsa, biz de TBMM’de İçişleri Bakanı’na o gazı tattırırız” dedi.. Sahada çalışan gazeteciler bilirler ki, biber gazının muhatabı doğrudan üzerine gaz sıkılan kişi değildir. 300-500 metre çapındaki herkes bu gaza maruz kalır. Yani; “TBMM’de İçişleri Bakanı’na gaz sıkacağız” demek, “bütün TBMM’nin canına okuyacağız” demektir.. Haydi bu tehdidi görmedik diyelim ki.. basın toplantısı sonrası katıldığı Habertürk’teki programda söylediği sözleri nereye koyacağız Sayın İnce’nin?.. “.... Kutuplaşalım. Ayrılalım, bölünelim.. Cumhuriyeti sevenlerle sevmeyenler olarak ikiye bölünelim istiyorum.. Suriye’de muhalifler silah kullanıyor, bizim burada muhalifler yürüyemiyor bile...” Yoruma açık bırakıyorum bu sözleri.. Zira bizim sütunun da bir boyu var. Bütün gazeteyi kapatamayız ya bu sözün yorumuyla..

ANITKABİR’DEKİ ASKERİN DRAMI

Törenleri beklerken bir asker Anıtkabir içinde yığılıp düştü yere.. Bir şekilde kameralar kaydetmiş bu anı.. Tüylerim dikek diken oldu izlerken.. Düşüşünü izlerken değil, ilk müdahaleyi izlerken. Zira askerlik böyle bir şey. Bazen aç kalırsın, bazen şekerin ya da tansiyonun düşer..

Yığılır kalırsın olduğun yere.. Bunlar var ya, (oğlu askerdeki anne babalar için üzgünüm, benden duymanızı istemezdim) o kadar normal şeyler ki askerlik vazifesi içinde.. Anormal olan ise bir arkadaşının (ya da belki bir komutanı bilemiyorum) ayaklarından çekerek, etkisiz hale getirilmiş bir terörist gibi yerde sürüklemesi.. Sürükleyerek kenara doğru çekip orada ilk müdahaleyi yapması.. Yahu Allah aşkına, bunun, bundan daha başka bir yolu yok mudur? Başlarım törenine de, ciddiyetine!. Orada eğilin o çocuğun başına, alın kucağınıza ve taşıyın revire. O müdahaleyi yapan askerler lütfen internetten kendi görüntülerini bir izlesinler. Ben bir şey demiyorum. Kendileri versinler kararı. Olmuş mu bakalım?..
Kalın sağlıcakla.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Ersoy Dede Arşivi