Ayhan Demir

Ayhan Demir

Mostar’ı unutma!

Mostar’ı unutma!

Mostar, dimdik iki yamaçlı dar boğazdaki bir vadide akan, Neretva Nehri’nin iki yakası üzerine kurulmuş bir şehir.


Mostar denildiğinde akla gelen üç şeyden birisi nar, diğeri üzüm ve sonuncusu köprüdür.

Mostar’a yaklaştığınızda üzüm bağları sağlı sollu yolun kenarında sıralanır. Nar ise, şehrin içerisindeki tüm bahçelerin olmazsa olmazıdır. Öyle ki, Evliya Çelebi, bu şehirde yetişen narlar için insan kafası büyüklüğünde olduğunu rivayet etmiştir. Ancak Mostar’ı Mostar yapan asıl şey, aynı zamanda şehre adını veren, ‘Eski Köprü’ anlamındaki ‘Stari Most’tur.

Rivayete göre, Mostar Köprüsü’nün yapım hikayesi şu şekildedir: Kanuni Sultan Süleyman başmimar Sinan’ı huzuruna çağırarak şöyle söyler: “Ey koca mimar! Batı’da gittiğimiz en uç ilimiz Mostar’da öyle bir köprü yaptırasın ki, bu güne kadar eşi benzeri görülmeye; bakan gözü gönlü fethede; Türk’ün adını hatırlata, yaşata!”

Bu fermanın üzerine Mimar Sinan’ın öğrencisi Mimar Hayreddin tarafından tasarlanan köprü, dokuz yıllık inşaa sürecinin ardından, 1566/67’de tamamlanır.

Osmanlı Sultanı, “tahta destekler kaldırıldığında köprü yıkılırsa seni idam ederim” dediği için, Mimar Hayreddin, köprü inşaatının bitimiyle birlikte ortadan kaybolmuş. Ancak, Mimar Hayreddin’in korktuğu olmadı. Köprü sağlamlığını kanıtlarcasına 429 yıl ayakta kalmayı başardı.

Neretva Nehri’nin en derin ve en dar yerinde kesme taştan tek ve sivri kemerli olarak inşa edilen Mostar Köprüsü’nün yapımında, devrin en ileri teknolojisi kullanılmış. Köprü inşaatında 456 kalıp taşı kullanılmış. Köprünün su seviyesinden yüksekliği 24 metre, üst genişliği 4,5 metre, uzunluğu 30 metre, Kemer açıklığı 28,59 metre, üzengi seviyesinden kemer kavisi 12,02 metre, iki yandaki korkuluklar 25 cm kalınlığında ve 95 cm yüksekliğinde tasarlanmış.

On yedinci yüzyılda yolu Mostar’a düşen Evliya Çelebi, Mostar Köprüsü’nün orjinal haline ilişkin şunları söylüyordu: “Şimdi şöyle bilsinler ki bu günahkar kul, hakir Evliya bu vakte gelinceye kadar 27 yıl durmadan seyahat edip, 16 padişahlık yeri gezip dolaştım. Yüz binlerce esere bakıp nice yüzlerce ibret verici köprüleri gördüm. Ancak bu anlatılan bütün köprülerden seyretmeye değer ve daha ibret verici, eşsiz ve benzersiz olanı bu Mostar Köprüsü’dür. Bu hakir kul öyle muhteşem bir köprüyü yeryüzünde görmedi.”

Evliya Çelebi’nin yere göğe sığdırmadığı bu zarif abide, ne yazık ki, eski Yugoslavya mensubu iki ulus için hiçbir şey ifade etmiyormuş. Öyle olmasa, önce Mayıs 1992’de Sırpların, sonra Kasım 1993’de Hırvat topçusunun yoğun ateşine maruz kalmazdı.

Velibor Çoliç, Bosnalılar isimli eserinde Mostar savunmasına dair şunları anlatır: “Mostarlı altı genç, Neretva’nın üzerindeki kentin simgesi Eski Köprü’yü savunurken hayatını kaybetti. Daha önceki operasyonlarda, Bosna Savunma Birlikleri, bu tarihi merkezin eski mahallelerinde müthiş bir savaş vermek zorunda kalmışlar ve Sırpların mayınladığı Eski Köprü’yü kurtarmayı başarmışlardı. Daha sonra köprüyü korumak için üstünü tahta kepenklerle örttüler.”

Ne yazık ki, Bosna Savunma Birlikleri’nin tüm çabaları boşa gitti. Hırvat topçusunun açtığı yoğun top ateşine daha fazla dayanamayan Mostar Köprüsü, 9 Kasım 1993 günü, kendini Neretvaİnın soğuk sularına bıraktı.

Her savaş gibi, Bosna Savaşı’da en sonunda bitti. Savaş bittiğinde, 429 yıl boyunca sapasağlam duran Mostar Köprüsü’nü yeşil Neretva’nın serin sularına indiren, Hırvatlara kalan tek şey koca bir utanç oldu.

Köprünün yeniden inşaatı için çalışmalar 1997’de, UNESCO, Dünya Bankası ve başta Türkiye olmak üzere İtalya, Hollanda, Hırvatistan’ın bağışlarıyla aslına uygun olarak yeniden inşasına başlandı.

Köprünün tamamlanma işareti olan 56’ncı sıradaki kilit taşı, 26 Ağustos 2003’te yerine konuldu. 23 Temmuz 2004 günü gerçekleştirilen görkemli bir törenle de hizmete açıldı. Ardından, 2005 yılında UNESCO tarafından Dünya Kültür Mirası listesine dahil edildi.

Evliya Çelebi’nin, “gökkuşağı gibi gökyüzüne boy salan bir kayadan diğer kayaya uzanan kemer” olarak nitelendirdiği Mostar Köprüsü üzerine çok şey söylenebilir. Ancak en güzeli söylenebileceklerin tamamını özetleyen, Balkanların ünlü ses sanatçısı ve bestecisi, Dino Merlin’in Mostarska isimli şarkısına kulak vermek:

“Bir gün yaşlanacağım, saçlarım ağaracak,

Ama Mostar hep genç kalacak!”

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ayhan Demir Arşivi