İshak Özen

İshak Özen

Açlığa Kur’an’la şifa olmak…

Açlığa Kur’an’la şifa olmak…

Son yıllarda yaptığı hizmetler ve öncülük ettiği açılımlarla halkın gönlünde taht kuran ve “olması gerektiği yer”e doğru hızla yol alan Diyanet İşleri Başkanlığı, öncülük ettiği kampanyalarla dünyanın dört bir yanında zulme uğrayan ya da açlık ve kuraklığın pençesinde ezilen mazlum ve mağdurlara milletimizin şefkat elini uzatmasına da vesile oluyor.

Ancak bu maddi/nakit yardımların kamuoyunda pek fazla gündeme gelmeyen bir yönü daha var: Diyanet İşleri Başkanlığı ve Türkiye Diyanet Vakfı, her yıl birçok farklı ülke ve bölgede çok ciddi rakamlara ulaşan miktarlarda dini yayın yardımı da yapıyor. Bu yardımlardan en büyük payı da taleplere bağlı olarak Orta Asya ve Afrika ülkeleri alıyor.

Açlık, aynı zamanda dinlerinin de ellerinden alınmasına yol açan bir büyük tehdit Afrikalılar için. Onların bu mağduriyeti, kıtada misyonerlerin cirit atmasına da zemin hazırlıyor.

Açlık ve kuraklığın ölümcül bir tehdit haline dönüştüğü bir coğrafyanın dini yayın ihtiyacının gerçekten önemli olup olmadığı sorgulanabilir. Ancak kara kıtanın demografik verilerine bakıldığında dini yayın ihtiyacının da en az ekmek ve su kadar acil bir ihtiyaç olduğu apaçık ortaya çıkıyor.

Afrikalıların her yıl yüzde 3.5’i Hristiyan oluyor

Örneğin bir zamanlar Müslüman nüfusun yüzde altmışların üzerinde seyrettiği Mozambik’te bugün bu oran, yüzde 20’lere düşmüş durumda. Yine aynı şekilde yüzde 70’lerin üzerinde Müslüman nüfusu barındıran Malawi’de bugünkü rakamlar, yüzde 20-40 arası bir seyir izliyor. Tüm Afrika’da 1900’de nüfusun yalnızca yüzde 7’si Hristiyan iken bugün bu rakamın yüzde 55’in üzerinde olduğu iddia ediliyor. Bir diğer istatistik de her yıl Afrikalıların yüzde 3.5’inin Hristiyanlığa geçtiğini gösteriyor.

“Hayatlarında hiç Kur’an görmemiş Müslümanlar var”

Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez de kendilerine Afrika, Orta Asya ve Balkanlardan yoğun “Dini yayın talebi” geldiğini ifade ediyor. Görmez, geçtiğimiz yıl Rize’de din görevlileriyle bir araya geldiği toplantıda konu ile ilgili çarpıcı bir de örnek sunmuştu. Başkan yardımcılığı döneminde Çin’e yaptığı gezi sırasında ziyaret ettikleri bir Kur’an Kursu’nda gördükleri manzarayı aktaran Başkanın anlattıkları, hem kendisinin hem de salonda bulunan din görevlilerinin gözlerini yaşartmıştı. Başkan Görmez, kursta hafızlık yapan yüzlerce öğrencinin, geniş bir salonda orta yere konulan, sayfaları dağılmaya yüz tutmuş tek bir Kur’an-ı Kerim’den uzun süre kuyrukta bekleyerek yararlanmak suretiyle hafızlık yaptıklarını anlatmıştı.

Başkan Görmez, aynı toplantıda Orta Asya’da yaşadığı çarpıcı bir olayı daha paylaşmıştı din görevlileriyle. Kırım’da sabahın erken saatlerinde, misafir olarak kaldığı evin penceresinden dışarıya baktığında evin önünde uzun bir kuyruk oluştuğunu gördüğünü söyleyen Görmez, hayret verici bu durumu ev sahibine sorduğunda aldığı cevabın etkisinden uzun süre kurtulamadığını anlattı. Evin sahibi diyor ki: “Hocam, siz burada kaldığınız için sizin yanınızda Kur’an bulunduğuna dair köyde bir söylenti yayıldı. Hayatlarında bir kez bile Kur’an görmemiş bu insanlar, Kur’an-ı Kerim’i görebilmek ve öpebilmek için sıraya girdiler.”

Bu yönüyle düşünüldüğünde Diyanet İşleri Başkanlığı’nın yaptığı bu çalışmaların nasıl yakıcı bir ihtiyaca karşılık geldiği daha iyi anlaşılacaktır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
2 Yorum
İshak Özen Arşivi