Faruk Köse

Faruk Köse

İsrail’den hesap sormanın yolu

İsrail’den hesap sormanın yolu

Gazze’deki kardeşlerimiz, “Allah’ın lanetlediği yahudiler” tarafından katlediliyor. Allah’ın Kitab’ı Tevrat’ı tahrif edip, kendilerinden olmayan herkesi öldürmeyi bir “ilahi vazifeymiş gibi” Muharref Tevrat’a yazan ve bugün bu yazdıklarını tatbik eden “katil yahudiler”in “terör üssü İsrail”e karşı, halkı müslüman olan ülkelerin başındakilerin yaptığı tek şey ise, “hesap sorulacaktır” türünden nutuk atmaktan ibaret.


Nitekim, yahudi katillerin Gazze saldırıları sürerken Mısır’a giden Başbakan Erdoğan, İsrail’in saldırılarını kınayıp Filistin’in şehirlerini kardeş ilan ettikten sonra şunları söyledi:

“Bu şehirlerde dökülen her damla kan bizim damarlarımızdaki kandır. Bu şehirlerde toprağa düşen her can bizim canımızdır. Her damla gözyaşı, bizim gözyaşımızdır.... Er ya da geç, bugün ya da yarın Gazze’de insanlık dışı yöntemlerle katledilen o masum yavrucakların hesabı mutlaka, ama mutlaka sorulacaktır.”

Mısır Cumhurbaşkanı Mursi ise, “İsrail çok iyi bilmelidir ki, ....artık bölge ülkeleri eski bölge ülkeleri değil, bölge liderleri de eski bölge liderleri değil” dedi; ardından İsrail’i tehdit etti: “Attığı adımların karşılığında cezasını çekmeye kendini hazır hissetmesi gerekiyor.”

Bunlar güzel sözler! Ama hepi topu bu kadar. Güya Mısır ve Türkiye, bunları söylemekle Gazze’nin yanında olmuş, “hesabı sormuş” oluyorlar. İsrail’e hesabı soruyorlar; ama “İsrail o hesabı verecek mi”, buna bakan yok. Sorulan hesabı alabilmek için lüzumlu adımları atmak gerekmez mi? Atılan tek adım “diplomatik temaslar”dan ibaret. O da “tele-diplomasi.”

Eğer, Başbakan’ın tabiriyle Gazze’de dökülen her damla kan “bizim kanımız”sa, toprağa düşen her can “bizim canımız”sa, onların hesabının sorulması işinin “katillerin dostlarının insafı”na bırakılmaması gerekir. Ama maalesef, “hesap sorma”dan “temenni etme”ye doğru ani bir evrimleşme yaşandı. Başbakan, “temennimiz Gazze’de süratle ateşkesin sağlanmasıdır” noktasına geldi. Böylece hesabın nasıl sorulacağı anlaşıldı. Çözüm ABD Başkanı Obama ve Rusya Başkanı Putin’e havale edildi... ABD’ye yalvararak, onun “İsrail’i ikna” etmesi ve kendiliğinden, Gazze yakılıp yıkıldıktan, yüzlerce can öldükten sonra çekilmesi sağlanarak “hesabı sorulmuş” olunacak.

Temenni etmekle, yahudi katillerini destekleyenlerin insafa gelmesini beklemekle çözüm sağlanamaz. Gerçekten “yahudiden hesap sormak” istiyorsanız, bunun yolu ve yordamı “hesap sorabilecek mekanizmalar”ı geliştirmektir.

Yahudiden hesap nasıl sorulacak? İşte size “hesap sorma”yı lafta bırakmayacak birkaç adım:

1- Başta Türkiye, Mısır, İran ve Suudi Arabistan olmak üzere, halkı müslüman olan ülkeler, “Gazze açıklarındaki uluslararası sularda ortak bir tatbikat” düzenlesinler. Hava ve deniz birliklerinin katılacağı tatbikat, aralıksız -mesela- 3 ay sürdürülsün.

2- Yahudiden hesap soracağını iddia eden ülkeler, “İsrail ile bütün ticari, sosyal, kültürel, askeri, diplomatik, teknolojik ilişkilerini kessin”ler. İsrail ile belli bir düzeyin üzerinde irtibatı olan bütün ülke, kurum, kuruluş ve şirketlerle de aynı ilişkiler kesilsin. Nasıl ki İsrail Gazze’yi abluka altında tutuyor, İsrail de tam anlamıyla abluka altına alınsın. İsrail’e ait ya da İsrail’e giden hiçbir kara, hava ve deniz ulaşımının İslam coğrafyasından geçişine izin verilmesin.

3- Bütün “yahudi mallarına tam anlamıyla boykot uygulansın.” Hiçbir yahudi malı asla halkı müslüman olan ülkelere sokulmasın. “Yahudi sermayesi İslam ülkelerinden çıkarılsın”; hatta İslam ülkelerinde var olan yahudi sermayesi dondurulsun. Yahudi sermayesinin doğrudan ya da dolaylı olarak İslam ülkelerinde iş yapması önlensin.

4- Uluslararası alanda, bütün ülkeler tek tek ve yoğun olarak markaja alınsın, uluslararası kurum ve kuruluşlarla sürekli ve aralıksız temas kurulsun, böylece İsrail’in zulmü gündemde tutulsun. Her türlü yollarla diğer ülkelerin İsrail’e tavır alması için baskı kurulsun.

5- Türkiye, Mısır, İran ve bölgenin diğer halkı müslüman olan ülkeleri bir araya gelip, aralarında askeri, ticari, sosyal, kültürel, iktisadi Pakt kursun ve Filistin’i de bu Pakt’ın koruyuculuğuna alsın. “Bundan böyle Filistin’e karşı yapılacak bir saldırı doğrudan bize yapılmış demektir” densin.

6- ABD, Rusya, Çin, İngiltere, Fransa başta olmak üzere “etkili olabilecek bütün ülkelerle ticari ve askeri ilişkiler dondurulsun”, çözümü -aynı oranda- onların İsrail’e olan desteklerini çekmelerine bağlansın.

Eğer asgari bunları yaparsanız, işte o zaman “kanı yerde kalmayacaktır”ın, “hesabı sorulacaktır”ın bir anlamı olur. Aksi taktirde, kitlelerin “gazını alma”ya matuf popülist laflardan öte bir anlam ifade etmez söylenenler.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
17 Yorum
Faruk Köse Arşivi