Vaaaaay!.. Sayın Başbakan’la sohbetimize dair bir yazı kaleme almayı düşünürken…


Kemal Kılıçdaroğlu o lafları etmez mi?..

Gündemimi değiştiren o laflar; Bülent Ecevit katledilmiş, Kemal Efendi düpedüz bunu söyledi. Bülent Ecevit, alavere dalavere koltuktan indirilmiş ve öldürülmüş…

Yani… Bülent Ecevit’in koruma müdürü Recai Bey’in “Ecevit’i katlettiler” iddiası doğru imiş…

İddiaya konu isimleri boşver, sadede gel!..

•

Kemal Efendi, lafının nerelere gittiğinin farkında mı yoksa o metni eline verdiler de ondan mı?..

Kemal Efendi;

Siz, dünkü konuşmanızla, Ecevit’in “tezgaha” sokulduğu günden bugüne yazdıklarımın altına imza attınız… Türk ve dünya medyasında ilk defa ben yazdım…

Aynen şöyle: “Rahşan Hanım;

Uyarıma kulak veriniz, Bülent Bey’i öldürüyorlar!..

Bülent Bey’i İsrail’in Türkiye’deki ulusalcı uzantıları, İsrail’i soykırımcılıkla suçladığı için öldürüyorlar!..

Kocanızı lütfen eve çekiniz!..

Sizden başka kimsenin eve girmesine izin vermeyiniz!.. Hergün başka bir marketten alışveriş yapınız!.. Hatta kendisini alınız ve o meşhuuur Köy-Kent’e götürünüz!..”

O zamanlar, Abba Vite adlı bir doktorun raporu ışığında yazmıştık bunları.

Rahşan Hanım, hassasiyet gösterdi.

Kocasını eve çekti. Köy-Kent koskoca bir balon proje olduğundan kocasını götürecek bir Köy-Kent bulamadı ama “eve kapatmak” suretiyle korumaya aldı. O korumaya alınca, bugün “sözcü”de yazan adam, “iri gazete”deki köşesinden feryad etti:

“Bir dincinin (Serdar Arseven yani!) sözüne kanıp da kocanızı eve kapattınız. Adamcağızın tırnakları uzadı, kesen yok!”

•

Planın deşifre edilmesi Ergenekoncuları rahatsız etmişti!..

•

Biz o günlerde, Bülent Bey’i bu “komplodan” kurtarmak istediğimiz için Akit okuyucularının ne tepkilerine muhatap olduk.

Dediler ki; “İşin gücün mü yok da, Merve Kavakçı hadisesinde İslam’a, Müslümanlara, mukaddesata, özgürlüklere ne denli karşı olduğunu ortaya koyan bu adamı kurtarmaya çalışıyorsun!..”

Mesele o değildi.

Başkaydı.

Ve biz Ecevit’in, kemikleri tebeşir gibi dağılma noktasına geldiği anda da olsa kurtulmasına vesile olmayı bir “milli görev” olarak görüyorduk.

Ecevit’i nasıl “kurtardık”, niye “kurtardık” filan bunların hepsi Sona Doğru adlı kitabımızda.

Köşe yazılarımızı da arşive attık, gitti!..

•

Bugün…

Kemal Kılıçdaroğlu’nun grup konuşmasında konu bir kez daha gündeme geldi. CHP Başı, Ecevit’in pis bir komplo ile başbakanlıktan indirildiğini ve katledildiğini söyledi.

Eeeee?..

Kemal Bey….

“Ergenekon işleri ne olacak?” şimdi?..

Vekilin kim?..

Suçlanan kim?..

Ve kimin kimi!..

•

Ey koca CHP ve birkaç milyonluk CHP’li kitlesi:

Eski Genel Başkanınız pis bir komploya kurban gittiyse niye peşine düşmediniz?..

Niçin Meclis’te bir araştırma, soruşturma komisyonu filan kurulmasını istemediniz?!..

Ve dahası, Ergenekon iddialarını niçin bugüne kadar yalanladınız!..

•

Evet, Kemal Efendi…

Bu iş karakolda biter;

Ecevit’i kimlerin indirdiğini ve katlettiğini ‘biliyorsunuz’ demek!..

Bildiklerinizi “adresleriyle” açıklamak,

1-İnsanlık borcu,

2-Atatürkçülük borcu,

3-CHP’lilik borcu,

4-Sözün namusu!..

•

Öyle lafa atıp da kaçmak yok, her vesileyle karşınıza çıkartacağım bu lafı.

Ecevit’i Başbakanlıktan indiren kimlerdi?..

Dış güçler kimleri kullandı?..

Öldürme emrini veren kimlerdi?..

Ve tetikçiler kimler!..

•

Kemal Kılıçdaroğlu’nun CHP Eski Genel Başkanlarından Ecevit’in Başbakanlıktan dış güçler ve uzantıları tarafından indirildiğini ve sonrasında hayatını kaybettiğini (öldürüldüğünü) söylemesi gündemde ne kadar yer bulur bilemem…

Uçkur ve menfaat medyası bu konuyu ne kadar işler, derdim değil.

Ben peşini bırakmaaaam!..

Bu yazıyı gazetemde yerini almak üzere göndermemden kısa bir süre sonra canlı yayına gideceğim.

Orada CHP’liler de olacak.

Bu konuyu çatır çatır işleyeceğim.

Ciğerine kadar, ciğerine…

Taaa ki bilinsin;

- Ha İsrail

- Ha sözde Ecevit’e -bile- kıyan sözde ulusalcılar!..